(Arkadaşlar medyada Armina'nın üvey abisi Baran Birkan var bakmayı unutmayın.)
-Bu arada aklınıza takılan bir şey olduğunda yorumlar kısmına ya da özelden mesaj olarak yazabilirsiniz. keyifli okumalar <3-
ARMİNA
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırdı Baran.
Ona karşı diyecek bir şey bulamadım. Haklıydı. Ben kuralları çiğnemiştim. Asla o eve gitmemeliydim. Eğer aralarından birisi beni tanımış olsaydı bunun bedelini kendi canımla öderdim.
"Adamlarımız orada olmasaydı ve seni birileri tanısaydı ne olurdu biliyorsun. Bu babamın kulağına giderse seni de bizi de mahveder."
"Üzgünüm." dedim başım önde eğilmiş bir şekilde. Ama oraya gizlice gittiğim için değil, ailemi düşünmeden hareket ettiğim içindi.
"Bunu babama söylemeyeceğim. Bu seferlik görmezden geliyorum. Ama bu bir daha asla olmayacak." Cevap vermeyince daha çok bağırdı. "Anladın mı?"
"Anladım. Aptal değilim." diyerek ben de bağırdım. Hatalı olan bizken nasıl bu kadar umursamaz oluyordu? O da suçluydu. Adamı hep birlikte öldürmüştük. Ya onların ya da benim silahımdan çıkan kurşunlardan biriyle ölmüştü. Onların da vicdan azabı çekmesi gerekmiyor muydu?
"Aptalsın. Hem de kendini çok zeki sanacak kadar." dedi kolumu tutup beni sarsarken. "Sorumsuz bir şekilde hareket edemezsin! Kurallara kaşı gelemezsin! Bu kurallar hayatta kalmamız için var."
"Ama aynı kurallar bizim hayatımızı tehlikeye atıyor." dedim gözlerinin içine bakarak.
Bir şey söyleyemedi. Kolumu yavaşça bıraktı ve bir adım geri çekildi.
"Çok zekisin ve bu işlerde fazlasıyla iyisin. Bu yüzden çok cesurca hareket ediyor, yaptıklarının sonuçlarını hafife alıyor olabilirsin ama yaptığın tek yanlış hareket senin hayatına mal olabilir. Belli ki bazı duygular seni ele geçirmeye çalışıyor ancak buna karşı koymalısın. Biz böyle eğitildik. Özellikle de sen! Doğduğun günden beri bu işin içindesin. Babamın ilk evladı sensin her şeyden önce. Bizim olmadığımız kadar senin dikkatli olman gerekiyor. Biz ailen olarak senin daima yanında olacağız. Ancak sen, bu avantajı dezavantaja çevirmemelisin. Duygularını kontrol altına al ve kim olduğunu asla unutma! Her şey gelip geçicidir. Bu hissettiklerinde geçecek ve sen alışacaksın."
Evet, ben doğduğum günden beri bu evde bu insanlarla yaşıyordum. Gerçek annemi, gerçek babamı hiç tanımamıştım. Onlar hakkında da en ufak bir şey bile bilmiyorum. Beni isteyerek mi bu hayatı yaşamaya zorladılar yoksa ellerinde olmayan sebeplerden dolayı mı hiçbir şey bilmiyordum. Ama Baran ve Baybars bunu biliyorlardı. Onların bu evden öncede bir hayatları vardı. İyi anılara sahip değillerdi belki ama en azından kim olduklarını biliyorlardı. Baran bu eve geldiğinde yedi yaşındaydı. Bir yetimhanede kalıyordu ve oranın müdürü tarafından istismara uğruyordu. Baybars ise ailesinin ona bakamamasından dolayı onu bir aileye evlatlık vermişlerdi. Ailede pek bir sıkıntısı olmasa da okulda büyük sınıflar tarafından sürekli rahatsız ediliyormuş. Bir gün sınıfta onunla dalga geçen bir çocuğun kafasını duvara vurmuştu ve dokuz yaşındayken okuldan atılmıştı. Böylelikle babam bana olduğu gibi onlara da kol kanat germişti. İkisi bu eve geldiğinde çok korkmuştum. Babamı benden çalacaklar diye. Tabii o zamanlar Erdal Birkan'ın öz babam olduğunu sanıyordum. Henüz altı yaşında bir kız çocuğuyken onların bu eve gelmesiyle gerçekleri öğrenmiştim ve bir katil olmak için eğitilmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRALIK KATİL (TAMAMLANDI)
ActionNeden yalan söyleriz? Korumak için ya da örtbas etmek için mi? Oysa hepimiz biliriz bu yalanların bir gün gün yüzüne çıkacağını. Yine de deneriz. Belki bu sefer olur, belki bu sefer daha iyi sonuçlar elde ederiz, belki bu sefer diğer hepsinden daha...