Ayrı geçen zaman...

4.3K 276 205
                                    

Muggle dünyasında ...

James eve geri gelmiş saatlerdir parşömenin başında bir sağa bir sola volta atıyordu. "Çok geç kaldılar acaba başlarına bir şey mi geldi" diye düşünmeden edemiyordu. En sonunda Remus yazmaya başladığında rahatladı. James "Neden geç kaldınız Remus" dedi. Remus "Trafik varmış" diye dalga geçti. James "Remus dalga geçme dostum en az üç saattir parşömenin başında sizi bekliyorum bir şeyler yazın diye" dedi. Remus "Kusura bakma geldiğinde ağlıyordu biz de ona daldık" dedi. James hemen panik yaptı "Ne oldu, niye ağlıyordu, bir şey mi oldu?" diye sordu. Remus "Bir şey yok dostum merak etme acıkmış sadece onu besledik, bezini falan değiştirdik. Uyuması uzun sürdü. Unuttuk sana yazmayı" dedi. James rahatladı "İyi bir şeyi yoksa" dedi. Remus "Merak etme ona iyi bakacağız" dedi. James "Biliyorum" dedi. Zaten bu konuda onlardan başka kimseye güvenemezdi.

Kızının iyi olduğunu öğrendikten sonra parşömeni kapatıp yatmaya gidecekti ki vazgeçti. Harry'nin odasına geçip ona bakmaya karar verdi. Odaya girdiğinde Lily, Harry'nin başında oturmuş ağlıyordu. Yavaşça ona yaklaştı ve elini omuzuna koydu. Lily zümrüt yeşili gözlerini James'e çevirdi. Kıpkırmızı olmuşlardı. Tek tesellileri Harry'nin yanlarında olmasıydı. James "Bu onun iyiliği için sende biliyorsun" dedi ama bu Lily'nin acısını hiçte hafifletmiyordu.

Sabah Harry uyandığında çok huysuz davranıyordu. Ne yaparlarsa yapsınlar bir türlü uyumuyor, yemek yemeği reddediyor, büyü ile bir şeyleri parçalıyordu. Kız kardeşinin gittiğini fark etmiş gibiydi. Lily en sonunda ona biraz sakinleştirici iksir vermek zorunda kaldı ki anca uyudu.

Büyü dünyasında...

Alexis'de aynı Harry gibi sabah kalktığında çok ağlamıştı, Harry'de olduğu gibi o da yemek yemiyor veya uyumuyordu. Sirius ve Remus onu tekrar hastaneye götürmüşlerdi. Dün ki olay ile ilgili bir şey olması ihtimaline karşı. Şükürler olsun ki sağlığında bir problem yoktu. Hastanede ona biraz huzur sıvısı vermişlerdi. Bu sayede Alexis rahatlamış ve sakinleşmişti. 

Sirius dün akşam Alexis'in bavulunu boşaltmayı unuttuğu için sabah boşaltmıştı. Oyuncaklarını Alexis'in önüne dizmişti fakat Alexis'in ilgilendiği tek oyuncak Harry'e benzeyen bebek olmuştu. Küçük kız neredeyse kendi boyundaki bebeğe sarılarak uykuya dalmıştı. Bavulun içinden çıkan küçük kızın şimdilik görmemesi gereken şeyleri ise kendi odasında bir gizli bölme yaparak oraya yerleştirmiş, üzerine de koruyucu büyüler yapmıştı.

Bakanlık...

Noah'ın odasının kapısı çaldı. Noah "Gir.." dedikten sonra seherbaz üniforması olan bir adam içeriye girdi. Noah önündeki belgelerden başını kaldırmayarak "Ne oldu" diye sordu. Adam "Black dün bir kız çocuğu ile yeni evine geldi efendim" dedi. Adamın söyledikleri Noah'ın ilgisini çekmişti. Başını belgelerden kaldırdı, direk olarak adama bakıp sordu "Kim olduğunu öğrendin mi?" diye sordu. Adam "Evet efendim. Çocuk Black'in sevgililerinden birinin çocuğuymuş. Annesinin kim olduğunu bilmiyoruz. Sabah çocuğu hastaneye götürdüklerinde öğrendim ki dün gece de hastanedeymişler kız büyük bir burun kanaması geçirmiş. Sihir zehirlenmesi varmış büyü yaptığı için burnu kanamış." Noah düşünceli göründü "Takip etmeye devam edin bunda bir iş var" dedi. Adam "Emredersiniz efendim" diyerek dışarıya çıktı. Noah, Potter'lara ait bir ip ucu bulabilme ihtimaliyle heycanlanmıştı. Bir yıl boyunca her gün görevini tamamlayamamış olduğu için daha çok hırs yapmıştı. "Onları bulduğumda Kedavra laneti için dua edecekler" diye kendine yemin etmişti.

ÜÇ SENE SONRA...

Muggle dünyası...

Lily her sabah olduğu gibi Harry sayesinde erken kalkmıştı. Beraber kahvaltı ediyorlardı ki James uykulu bir şekilde üst kattan aşağıya indi. Lily en neşeli ses tonu ile "Günaydın" dedi. Harry de babasının geldiğini görünce oturduğu sandalyeden aşağıya atlayıp babasına koştu. James ona doğru koşan oğlunu kucağına aldı. "Günaydın baba" dedi harry heyecanlı bir ses tonu ile. James çocuğunun bu heyecanlı durumuna gülerek "Günaydın Harry nasılsın?" diye sordu. Harry zümrüt gözleri ışıl ışıl parıldayarak "İyiyim baba bu gün bana sihir öğreteceksin dimi?" diye sordu. James düşünüyormuş gibi yaptı "Hımmm... Sanırım sen hala sihir öğrenmek için çok küçüksün" dedi. Harry'nin gülümseyen yüzü bir anda soldu ve sinirli bir şekilde kaşlarını çattı. "Ben küçük değilim dört yaşındayım" dedi parmakları ile işaret ederek. James gülümseyerek "Yaa öyle mi ben seni hala üç yaşında zannediyordum" dedi. Harry kızgın ifadesini bozmadan "Hayır ben dört yaşındayım. Bana söz vermiştin. Sihir öğreteceğim demiştin." dedi. James kıkırdayarak "Evet söz vermiştim ve babalar sözünü tutar" dedi. Harry tekrar gülümsemeye başladı. Sihir öğrendiğimde Hermione'a göstereceğim bana daha önce sen arabayı uçuramazsın demişti. Kırmızı arabamı uçurup ona göstereceğim" dedi. James ve Lily, Harry'nin böyle söylemesi üzerine biraz panik oldular. 

Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin