Kayıp...

3.2K 214 55
                                    

Ertesi gün...

Profesör Mcgonagall Alexis'i ofisine çağırmıştı. İçeriye girdiğinde uzun boylu fit bir öğrenci vardı. Alexis'in içeri girdiğini gören Mcgonagall "Bende sizi bekliyordum bayan Black" dedi. Karşısındaki genç adama dönerek "Oliver, tanıştırayım Alexis Black, Alexis, Olive Wood" dedi. Oliver Alexis'e dönerek "Memnun oldum" dedi ve elini uzattı. Alexis genç adamın uzattığı elini "Bende" diyerek sıktı.  Mcgonagall "Alexis, Oliver sana Quidditch ile ilgili her şeyi öğretecek. Bu günkü derslere girmene gerek yok. İzinlisin" dedi. Alexis "Teşekkür ederim" dedi. Bu habere çok sevinmişti çünkü Alexis için çoğu ders sıkıcı geçiyordu. Büyü eğitimine daha dört yaşında başladığı için özellikle karanlık sanatlara karşı savunma , tılsım, iksir ve biçim değiştirme gibi derslerde çok iyiydi. Bitki bilim kitaplarını daha önceden okuduğu için pratik uygulama kısmı haricinde her şeyi biliyordu. Sihir tarihi sadece onun için değil tüm öğrenciler için sıkıntılıydı. Bu yüzden bu gün izinli olduğu için seviniyordu.

 Oliver ile beraber Quidditch sahasına gittiler. Oliver, Alexis'e sırasıyla topların ne işe yaradığını, nasıl sayı yapılacağını vs anlatmıştı. O kadar tutku ile anlatıyordu ki Alexis bir ara korkmuştu. Alexis oyunda kovalayıcı olacaktı. Biraz deneme yapabilmek için Oliver kaleye geçti. Alexiste Quaffle'ı çemberlerden geçirmeye çalıştı. Baş başa yaptıkları antrenman bir kaç saat sürmüştü. Oliver en sonunda "Bu günlük bu kadar yeter" dediğinde ikisi de gerçekten yorulmuştu. Quidditch konusunda bu kadar tutkulu biri ile karşılaşmamıştı daha önce Alexis "Neticede sadece bir oyun" diye düşündü ama Oliver için daha fazlası olduğu kesindi. "İki gün sonra takım antrenmanı var saat 2 de" dedi. Alexis "Tamam" dedi. Alexis "Biraz daha uçabilir miyim ?" diye sordu. Oliver "Yorulmadın mı ?" diye sordu. Alexis "Yoruldum ama tüm bu karmaşa olmadan sadece uçmak istiyorum" Oliver "Sorun olmaz." dedi. 

Alexis tekrar süpürgesinin üzerine atladı ve havalandı. Oliver bir süre ona baktıktan sonra okulun içerisine girdi. Alexis ise yavaş bir şekilde gökyüzünde süzülüyordu süpürgesi ile. Saçlarını toplayan asasını çıkarmış siyah bukleleri rüzgarla buluşurken Alexis çok huzurlu hissediyordu. Gözlerini kapatıp sadece uçmanın keyfine vardı Alexis. O sırada süpürgesinin sallandığını fark etti. Sıkıca tutundu süpürgesine. Bu hiç normal bir şey değildi. Aşağıya indirmeye çalıştı kendisini ama inemiyordu. Çok yüksekteydi. Buradan düştüğünde ölmese bile çok ciddi hasar alacağı kesindi. Süpürgedeki sallanmaların şiddeti gittikçe artmaya başladı. Bir süre sonra aynı Neville'in süpürgesinde olduğu gibi süpürge onu savurup üzerinden atmaya çalıştı. Biraz daha devam ederse bu kesinlikle düşecekti. Birkaç saniye sonra hissettiği ellerinin süpürgeden kurtuluşu ile aşağıya düşmeye başladı. Alexis asasını havaya kaldırdı. "Aresto Momentum" dedi. Düşüşü yavaşladı yere indiğinde oldukça yüksekten düşmesine rağmen bir şeyi yoktu. O an miğdesinde hissettiği bulantı ile öğürmeye başladı ve kustu. Kustuğu şey kandı. Eli aynı anda burnuna gitti. Burnundan da kan geliyordu. Kendini iyi hissetmiyordu. Nerede olduğunu anlayabilecek durumda değildi. Elinden bir saniye olsun bırakmadığı asasını havaya kaldırdı. Sirius ile geçirdiği güzel günleri düşündü. Dudaklarından dökülen son kelimeler "Expecto Patronum" oldu. Karanlık bedenini ele geçirmeden önce gümüşi bir kurt köpeğinin zıplayarak ondan uzaklaştığını gördü.

Black Evi...

Sirius salondaki kanepenin üzerinde uzanıyordu. Alexis yoktu, bir seherbaz değildi. Genel olarak evde boş boş oturarak ne yapmak istediğini düşünerek geçiriyordu. Remus ise Alexis'in okula başlaması ile tekrar Peter ile ilgili araştırmalarına dönmüştü. Camda bir tık tık sesi duyuldu birden. Sirius yattığı yerden homurdanarak kalktı camın önünde Pink'i görünce hızla gidip onu içeriye aldı. Kuzguni siyah baykuşu sevgiyle okşadı. Ayağına bağlı mektubu aldıktan sonra yeminin ve suyunun bulunduğu yere koydu. Pink'in eve gelmesi ile mutlu olmuştu. Alexis'in hemen ona mektup yollayacağını düşünüyordu ama istediği mektup bir kaç gün sonra gelmişti. Hemen mektubu açtı ve okumaya başladı. Alexis okulun iyi olduğundan,derslerden, arkadaşları Ron ve Hermione'den bahsediyordu. Son olarak ta Quidditch takımına McGonagall tarafından nasıl davet edildiğini onun da kabul ettiğini anlatıyordu. Sirius bu satırları okurken "Babasının genleri" diye düşünmeden edemedi. Kendi kendine gülümsedi ama bu gülümseme acı doluydu. Alexis'e o kadar alışmıştı ki. Kendi kızı olmasını o kadar çok istiyordu ki. Bu düşünceler her aklına geldiğinde aklından uzaklaştırıyor, Alexis'in James'in kızı olduğunu tekrar tekrar kendisine hatırlatıyordu. Derin bir nefes aldı içindeki acıyı uzaklaştırmak istercesine ve bir parça parşömen alarak Alexis'e cevap mektubu yazmaya başladı.

Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin