Hufflepuff Kupası...

1.9K 157 26
                                    

Bakanlığın labirenti andıran koridorları savaş yüzünden oldukça sakindi. Ara sıra gelen patlama sesleri ve oluşan sarsıntılar dışında duyulan tek ses Ron ve Eric'in koştuklarını belirten ayak sesleriydi. Eric daha önce bakanlığa gelmemişti, Ron gelmişti fakat bu kadar derinlerine inmemişti. Sadece babası Arthur'u ziyaret etmişti bir kaç defa. Bu yüzden gidecekleri yeri etraftaki yön tabelalarına bakarak bulmaya çalışıyorlardı. Bir sağa, bir sola dönerken tabelalar olmasa kaybolacaklarından eminlerdi.

Eric nefes nefese "Daha...ne kadar...koşacağız" dedi. Ron "Bilmiyorum... Merlinin sakalı adına neden devlet daireleri bu kadar büyük olur ki?" diye şikayet etti koşmaya devam ederken.

Sihirli eşyalar dairesi bakanlığın en alt katlarında bulunuyordu. İçindeki tüm eşyalar olağan üstü sihirli güce sahipti aynı zamanda tehlikelilerdi. Bu yüzden her biri büyü geçirmeyen özel muhafazalarda korunuyordu. Orayı görenler müzeden farkı olmadığını söylüyorlardı. İçeride nadide el yazması büyü kitapları, antik objeler hatta taşlaştırılmış sihirli yaratıklar bile bulunuyordu.

Savaş olmasaydı orayı koruyan bir koruma ordusu olurdu ama bakanın emriyle bakanlıkta görevli herkes savaşa katıldığı için kimse yoktu. Yine de orayı koruyan büyülerin olduğu kesindi. Bu yüzden çok dikkatli olmaları gerekiyordu.

Şiddetli bir sarsıntı bakanlık binasını salladığında iki genç bir anlığına duraksadı. İçeri girmeyi başardıklarını biliyorlardı. Çünkü daha öncekilerden farklı ve şiddetliydi. Yüksek güvenliğin etkinleştirilmemiş olması için dua ederek koşmaya devam ettiler. En sonunda bir çıkmaz yola vardıklarında Eric "Eee" diyebildi sadece. Ron "Burda" dedi hemen yanındaki duvarı göstererek. Gizli bir kapıydı. Daha önce babasının yanına giderken kazara bunlardan birini keşfettiği için anlamıştı bir kapı olduğunu. Asasını kapının etrafında dolaştırarak büyü olup olmadığına baktı. Şanslarına henüz güvenlik etkinleştirilmemişti. İçeride olduklarına göre etkinleştirilebilir miydi bilmiyorlardı ama ne olursa olsun o kupayı almak zorundaydılar. Eric "Pekala nasıl açacağız" diye sordu. Ron "Daha önce kazara birini aktif etmiştim. Yerde bir delik vardı. Asamı düşürmüştüm. Asam deliğe kazara girdiğinde kapı kendiliğinden açılmıştı." gülümseyerek "Yanımda Fred ve George 'da vardı abilerim... böyle bir şey yapabildiğim için bol bol tebrik etmişlerdi beni. ardından bakanlık çalışanlarını yapışkan bir sakız içerisinde bırakacak bir şaka yapmışlardı yeni keşfettikleri kapı açma yöntemini kullanarak. Sonrasında ise yaptıkları şaka yüzünden babam azar yemişlerdi. " dedi. Eric "Kısaca delik bulmamız gerekiyor" dedi. Etrafta asa sokabilecek bir delik aramaya başladılar. Ron "Tavanda" dedi hemen yukarıdaki deliği işaret ederek. Eric "Sanırım deliklerin yerlerini değiştirmişler" dedi. Ron yüksek tavandaki deliğe doğru asasını fırlattığında delik birden asayı içine çekti ve asa ortadan kaybolunca kapı açılmaya başladı. İlk olarak içerisi karanlıktı. Ron odaya yavaşça adım attığında bir anda her yer sanat eseri sergileniyormuş gibi yüksek ışıkla aydınlandı. İçerisi oldukça genişti. Eric kapı ağzından içeri doğru bakarak "Bu kadar şeyin arasında nasıl bulacağız" diye sordu. Ron "Bilmiyorum. Hadi gel başlayalım" dedi. İkisi beraber kupayı aramaya başladılar. Eric "Tam olarak neye benzediğini biliyor musun?" diye sordu. Ron "Bir kupa gibi olmalı" dedi. Eric, Ron'un cevabına istemeden göz devirdi.

İlerlemeye devam ettiler. Eric bir yandan kupayı ararken diğer yandan etraftaki nesnelere bakmadan edemiyordu. Bir tüy kalem, havada uçan kırmızı kapaklı bir kitap, taşlaşmış kanatlı bir böcek, siyah bir duman, altından bir asa, çeşitli iksir şişeleri... daha saymakla bitmeyecek eşyalar vardı. Oldukça sıradan görünmelerine rağmen bazı eşyalar yaklaştıklarında tepki bile veriyorlardı. Eric yaprak olarak gördüğü bir nesneye yaklaştığında nesne birden korkutucu bir yarasaya dönüşmüştü. Ürküp geri adımladığında hemen karşılarında kupalardan oluşan bir vitrin gördüğü ve ağzından istem dışı bir "Lanet olsun" çıktı. Ron "Ne oldu" diyerek Eric'e döndüğünde kupalarla dolu vitrini o da gördü. Hızlıca kupaların yanlarına gittiler. Büyüklü, küçüklü en azından 100 tane kupa olmalıydı vitrinin içinde. Ron sinirle "Lanet olsun..." dedi. Eric kupaları incelemeye başladı ama tanıdık hiç bir şey göremiyordu. Ron da incelemeye başladı. Ufak gümüş bir kupaya yaklaştığında boynundaki kolyede bir titreşim hissetti. Eric "Olabilir mi?" diye düşünürken Ron'a seslendi. Ron "Buldun mu?" diye sorduğunda Eric "Sanırım..." diye cevap verdi. Ron hemen kızıl saçlı arkadaşının yanına geldi. Eric boynundaki Slytherin kolyesini t-shirt'ünün içinden dışarı çıkartarak "Titreşiyor" dedi. Ron "Sanırım birbirlerine çekiliyorlar." dedi. Eric "Bu çok mantıklı... ruh bir bütün olmak istiyor" dedi. Ron "Peki buralarda olduğunu biliyoruz ama hangisi?" diye sordu. Eric kolyeyi yavaşça önünde bulunduğu kupaların önünde gezdirerek doğru kupayı bulmaya çalıştı. Bir sehpa üzerinde duran küçük kupaya yaklaştığında kolye o kadar çok titreşmişti ki neredeyse ters döneceğini düşündü Eric. "Bu" dedi üzerinde porsuk şeklinde kabartması olan küçük kupayı işaret ederek. Ron "Bencede Hufflepuff'ların işaretidir porsuk" dedi. Eric "Pekala" diyerek asayı camekanın etrafında dolandırdı. Büyü olduğundan emin olduğunda "Büyü var" dedi. Ron "Merlin'in gözlükleri adına bakanlığın yaptığı koruma büyüsünü nasıl bozmamızı bekliyorlar" dedi. Eric "Zaten amaç o...önüne gelen herkes büyüyü bozabilse bu şeyler nasıl korunacak" dedi. Ron "Pekala bir fikrin var mı Bay Merlin'in soyundan gelen büyücü" dedi. Eric kolyeyi T-Shirtünün içine geri soktuğunda Ron "Vay canına..." dedi. Eric bildiği bütün koruma bozucu büyüleri uyguladı ama hala büyü vardı. Ron "Camı kır" dedi. Eric "Ne?" dedi Ron'un söylediği şeyin şaşkınlığı ile. Ron "Camı Kır" diye tekrar etti. Eric "Ne kadar güvenlik önlemi varsa başımıza mı üşüşsün?" dedi Ron "Yapabileceğimiz başka bir şey yok bu korumalar bizi fazlasıyla aşıyor. Onu şimdi almalıyız Eric " dedi. Eric sıkıntıyla bir cama birde Ron'a baktı. Camlar büyü geçirmez olduğu için fiziksel yöntemler gerekiyordu kırmak için. Eric "Pekala ben camı kıracağım. Sende hemen kupayı al. Beni bekleme ve çıkışa doğru koşmaya başla" dedi. Ron başını olumlu anlamda salladıktan sonra "Başla" dedi ve hazır bir şekilde beklemeye başladı. Eric hemen yanında bulunan ince metal tek ayaklı sehpayı gözüne kestirmişti camı kırmak için. Üzeri boştu. Daha öncesinde her neyi taşıyorduysa artık yoktu. Gidip sehpayı yerinden aldı. Eric derin bir nefes aldıktan sonra hızla sehpayı cama geçirdi. Cam büyük bir şangırtıyla kırılıp bütün parçaları sağa, sola savrulurken içeride bir alarm sesi duyulmaya başladı. Kulakları sağır edercesine çalan alarm ile beraber etrafta kararmıştı. Eric asasını sallayarak Lumos yaptığında Ron hemen Hufflepuff kupasını almış ve beraber çıkışa doğru koşmaya başlamışlardı. Fakat çıkış kapısının önünde dikilen bir kaç tane devasa yaratık onlar için problem teşkil ediyordu.

Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin