Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)

Anne...

Muggle dünyası...

İki saat kadar süren yorucu bir yürüyüşün ardından Harry, Hermione, Ron ve Alexis en sonunda Petunia teyzenin evine vardılar. Harry bu eve en son annesi ile beraber gelmişti. O zaman bir yaşında bile değildi ama oldukça iyi hatırlıyordu. Evin dış görünümü hiç değişmemişti. Annesi kapının önünde seherbazlar ile çarpışırken Petunia teyzenin içeride çığlık attığını hatırlıyordu. Ev aynı o zaman olduğu gibi görünüyordu. Gerçi o zamanlar bebek olduklarından dolayı fazla uyuyorlardı ama uyanık kaldıkları sürece şahit olduklarını hatırlıyordu. Dördü birden kapıya gelip zili çaldığında içeriden gelen cırtlak bir ses "Geliyorum" diye bağıdı ama kapı açıldığında karşısında gördükleri insana hiç hazırlıklı değildiler. Kızıl saçları, beyaz teni ve zümrüt yeşili gözleri ile Lily Potter açmıştı kapıyı.

 "Sanırım hayal görüyorum" diye düşündü Harry. Gözlerini Hermione'ye çevirdiğinde onunda aynı şekilde baktığını gördü. Boğazından zorlukla çıkan tek kelime "Anne" oldu. Lily bu kelimeyi duyduğunda birden Harry'ye sarıldı. Harry taş kesilmiş gibi hala olduğu yerde duruyordu. Olayın garipliğinin etkisinden ilk kurtulan Ron olmuştu. Alexis'in durumunu hatırlatmak için mecburen söze girdi. "Şey bölüyorum ama artık içeriye geçmemiz gerek Harry içeride konuşursunuz" dedi. Harry annesinden ayrıldı. O sırada Petunia teyze kapının eşiğinde belirdi. Lily "Petunia izin ver de girsinler." dediğinde. Petunia "Hepinize izin veriyorum içeri geçebilirsiniz" dedi çok ta mutlu olmayan bir ifade ile.

Hep beraber içeriye girdiler. Asaları hala Alexis'i havalandıran çarşafın üzerindeydi. Hermione ve Harry konsantrasyonunu kaybettiği için asalarını indirmişlerdi. Ron ise Alexis'i salondaki koltuğun üzerine koydu. Lily, Ron'un asa ile ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Ron, Alexis'in üzerindeki görünmezlik pelerinini çıkardığında Petunia teyze birden çığlık attı. Salonunda hiç tanımadığı bir kız sırtı fena halde yaralı bir şekilde yatıyordu. Harry pelerinini alıp çantasına sıkıştırdı. Lily şok olmuş vaziyetteydi. Daha yüzüne bakmadan koltuğun üzerinde yatan kızın kim olduğunu anlamıştı. Simsiyah saçları beline kadar uzanan genç kız Alexis'ten başkası olamazdı. Hermione "Hemen yanık iksiri yapmamız lazım" dedi. Lily, Hermione'nin sözlerinden sonra kendine geldi. Kızı yaralanmıştı ve oldukça kötü durumdaydı. Yıllar boyunca bir kere bile göremediği kızı şu an karşısında yaralı ve bilinçsiz bir şekilde yatıyordu. Oğlu ve iki arkadaşı da okulda olması gerekirken şu an Pettunia'nın evindeydi. "Burada neler oluyor" diye düşündü Lily. Sorması gereken bir çok soru vardı ama şimdilik beklemesi gerekiyordu. Öncelikli olarak kızına yardım etmeliydi.

Harry hızlıca iksir çantasını karıştırmaya başladı. İçinden gerekli malzemeleri bulup çıkardı. Hermione "Kusura bakmayın mutfağınızı kullanabilir miyim? Bir de tencere gerekiyor" dedi. Petunia'ya dönerek. Neticede bir muggle evinde bakır iksir kazanı bulunmazdı değil mi?. Petunia memnuniyetsiz bir şekilde mutfağı gösterdi genç kıza. Gördüğü şey ise ocağın üzerinde kaynayan bir iksir kazanıydı. Kazana yaklaşıp ne olduğunu anlamaya çalıştığında çok özlü iksir olduğunu fark eti ama yapımının tamamlanmasına daha iki hafta gibi bir süre vardı. O sırada Lily hızılca Hermione'nin yanına geldi. Çok özlü iksir kazanını lavaboya devirdi ve hemen temizledi. Hermione şaşkınlık içinde Lily'yi izliyordu. Lily "Ne bekliyorsun Hermione hemen malzemeleri ver" dedi. Hermione şaşkınlığından kurtulup malzemeleri tek tek Liliy'ye verdi. Beraber hızlıca yanık iksiri için gerekli olan şeyleri kesip doğramaya, suyunu çıkarmaya başladılar. İkilinin mükemmel iksir yetenekleri sayesinde iksir hızlıca hazırlandı. Şimdi sadece biraz kaynaması gerekiyordu. İksir yapımı süresince Hermione ve Lily iksirin gerekleri haricinde hiç bir şey konuşmadılar. Hermione soru sorma hakkının Harry'ye ait olduğunu düşündüğü için konuyu bile açmamıştı. Petunia ise o sırada mutfağında iksir karıştıran iki cadıya bakarak mutfağının hiç olmadığı kadar temizliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.