Zihnifend...

2.1K 159 45
                                    

Alexis daha önce Snape ile beraber yaptığı şekilde Voldemort ile kendi zihni arasında bir köprü hayal etti. Bu köprü daha önceki gibi kırılgan görünmüyordu çünkü Alexis, Voldemort'un zihnine girmekten korkmuyordu. Oldukça kararlıydı. Sağlam bir köprü olduğu için Alexis'in köprüyü geçip karşıdaki ahşap kapıya ulaşması çokta uzun sürmedi. Ağır ahşap kapı daha önce gördüğünden daha kötü görünüyordu. Bu Voldemort'un ruhunun parçalarını kaybetmesinden kaynaklıydı. Ne kadar çok kaybederse o kadar çok zihni saldırılara açık hale gelecekti.

Kapıyı açtığında bir karmaşa ile karşılaştı, Hogwarts vardı, Ölüm yiyenler vardı, ölüm vardı, devasa bir yılan vardı. Görüntüler hızlıca akıp geçerken hortkuluğu düşündü. Bu karmaşada onu bulmak oldukça zor olacaktı. Geçen seferki gibi kapıdan bakıp gidemeyecekti bu yüzden içeriye girmesi gerekiyordu. Bunu ilk defa yapacağı için endişeliydi. Endişeli ruh hali zihninde belirdiğinde ayaklarının altındaki köprünün sallandığını hissetti. Duyguları zihinleri arasındaki bağlantıyı etkiliyordu. Sakinleşmeye çalıştı. Snape'in söylediklerini hatırladı. Öncelikli olan kendi zihnimi korumasıydı. Sakinleşip içeriye bakmaya devam etti. Mümkünse o kapıdan içeri girmek istemiyordu ancak görüntüler o kadar karmaşıktı ki kapıdan bakarak hiç bir şey anlayamıyordu.

Kararlı bir duruşla içeriye girdi. "Hortkuluk ... hortkuluk" diye tekrar ediyordu içinden. Ne aradığını bilmesi gerekiyordu çünkü. Bir bir görüntüler belirmeye başladı. İlk olarak Lucius Malfoy belirdi. Karanlık lord ona bir defter teslim ediyordu. Günlüğü ona verdiği görüntü olmalıydı ama bu işe yaramazdı. Günlük zaten yok edilmişti.

Daha sonra Dumbledore belirdi. Ölmüş gibi görünüyordu. Bir yüzük vardı elinde. Yıkık dökük bir evin içerisindeydi. Marvolo Grant'ın yüzüğü olmalı diye düşündü Alexis.

"Hortkuluk...Hortkuluk" diye düşünmeye devam ederken hogwarts belirdi. Dört kurucunun portrelerini gördü. Tek tek Salazar Slytherin'in bir portresini gördü ilk olarak. Boynundaki kolye pırıl pırıl parlıyordu. bu bildiği hortkuluklardan bir tanesiydi. Salazar Slytherin'in kolyesi. Daha sonra görüntü değişip bir mağara belirdi. İçinde kuş havuzuna benzer bir şey vardı mağaranın suyun altında parıldayan kolyeyi görmemek pek mümkün değildi. Ama bu yer herhangi bir yerdeki mağara olabilirdi. Daha sonra birkaç tane çocuk gördü mağaranın içinde. Bir tanesi Voldemort'un gençlik haliydi. Etraflarında bir çok yılan vardı. Voldemort yılan dilinde tısladığında Alexis bir an ürperdi yılanlar diğer çocukları öldürürken Voldemort gülümsüyordu.

Görüntü değiştiğinde Helga Hufflepuff'ın portresi belirdi. Elindeki altın kupa aynı slytherin kolyesi gibi pırıl pırıl parlıyordu. Müze gibi bir yer belirdi birden. Buranın neresi olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Her şey cam kutular içinde koruma altındaydı.

Bir sonraki görüntü Ravena Ravenclaw'ın portresine aitti. başında bir taç vardı. Daha sonra bir hayalet gördü. Bu hayaleti tanıyordu. Ravenclaw binasının hayaletiydi. Hogwarts belirdi ve koridorların bir tanesinde yavaş yavaş beliren gizli bir kapı gördü. Tam olarak neresi olduğunu bilmese de hortkuluklardan birinin hogwarts içinde olduğu kesindi.

Bir sonraki görüntü godric gryffindor'un kılıcıydı. Tekrar hogwarts görüntüleri belirdi. Seçmen şapkayı gördü. Dumbledore tekrar göründü ama bu sefer sağlıklıydı.

Alexis gördüğü şeyleri saydı... Günlük, yüzük, kolye, kupa, taç, kılıç. Tam altı tane vardı. Bir tane daha olması gerekiyordu. Bildikleri yedi hortkuluk olduğuydu ama 6 tane görebilmişti. 7. hortkuluk diye düşünmeye başladığında kendini Voldemort ile karşı karşıya bulmuştu. Akrasndaki kapı kapanırken Voldemort "Hoşgeldin Alexis" dedi...

Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin