Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)

Olanlardan Sonra...

Bir Kaç Gün Sonra...

Harry'nin Voldemort'u öldürmesinin ardından basın onu kahraman ilan etmişti. Tüm haberlerde yaptığı kahramanlıklar abartıla abartıla anlatılırken Karanlık dönemin sonunun geldiğini düşünenler birbiri ardına kutlamalar yapıyorlardı. Harry ise tüm bunlardan uzak duruyordu. Çağırıldığı davetlerin hiç birine gitmiyor günlerini genelde Alexis'in yanında geçiriyordu.

Savaş Sonrası...

O gün okulda meydana gelen acı ve mutluluk karışımı kardgaşadan kurtulabildiğinde Harry büyük bir ümitle soluğu Alexis'in hastane odasında almıştı. Alice sıkıntılı bir şekilde Lily'ye bakarken Harry, kadının bakışlarından bir sıkıntı olduğunu hemen anlamıştı. Hızlıca Alexis'in odasına girdiğinde genç kızın hala uyanmadığını görmek Harry için büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Onun görüntüsünü zihninde gördüğünde Harry ciddi anlamda ümitlenmişti genç kızın uyandığını düşünmüştü.

Doktorlar gelip Alexis'in durumu ile ilgili bilgi verdiğinde hepsi onları dikkatlice dinledi. Alexis'in vücudunun bir şoka girdiğini söylemişlerdi. Alexis baygınlık durumundan çıkmış daha kötü bir duruma girmişti. Artık tamamen ümidi kesmişlerdi. Doktorlar "kurtarılamaz" derken Sirius, James, Lily göz yaşlarına boğulmuştu. Organ bağışı ve benzeri seçeneklerden bahsederlerken Harry hiddetle "Hayır" diye haykırdı. James ve Lily oğullarının bu davranışına şaşırmıştı. Onlar da Alexis'in ölmesini istemiyordu ama Harry'nin inkar piskoolojisi içinde olduğunu düşünüyorlardı. James "Harry..." dediğinde Harry şiddetle karşı çıktı. "Hayır baba... Alexis'i öldürmenize izin veremem." dedi. Lily tam ağzını açacaktı ki Harry ateş saçan zümrüt gözleri ile annesinin konuşmasına bile izin vermedi. Sirius ise perişan bir şekilde duvara yaslanmış duruyordu. Ona kalsa Harry ile aynı fikirdeydi. Alexis'in kalbi atmayı bırakıncaya kadar onu yaşatmayı tercih ederdi ama bu konuda söz hakkının olduğunu düşünmediği için sessiz kalmayı tercih ediyordu. Lily ve James ise oldukça üzgündü. Doktorlar Alexis'in bir daha gelmeyeceğini kesin bir dille söylediğinde ikisinin de kalbine bıçak saplanmış gibiydi. Lily ağlamaktan perişan olmuştu. Onca yıl kızlarına büyük bir özlem duyduktan sonra bir andan onun kurtulamayacağını öğrenmek yıkmıştı ikisini de ama yine de ayakta durmaya çalışıyorlardı. Doktorlar yapılabilecekleri anlatırken organ bağışı fikri cazip gelmişti. Kızı başkalarına can verebilirdi fakat Harry'nin sert çıkışı onları engellemişti.

Doktorlara düşüneceklerini söylediken sonra hastaneden ayrılıp Profesör Dumbledore'un cenazesine katılmak için Hogwarts'a gittiler. Profesör Mcgonagall, Dumbledore için büyük bir cenaze töreni hazırlamıştı. İyileşen öğrenciler ve öğretmenler haricinde bir çok kişi bu törene katılmıştı. Hüzünlü törenin ardından Harry, ailesi ve arkadaşlarının gitmek zorunda olduğu bir cenaze daha vardı... Ron Weasley'in cenazesi. Harry adımlarını zorlukla atarken büyük bir suçluluk duyuyordu. Eğer o basilisk dişini kılıca daha erken saplasaydı Ron belki de yaşıyor olacaktı. Oraya gidip ailesinin yüzüne bakmayı hiç istemiyordu çünkü Ron'un ölmesinin sebebi oydu.

Cenaze sırasında Ron'un ailesi ve arkadaşları göz yaşlarına hakim olamamıştı. Molly genç yaştaki oğlunu toprağa verirken çığlıklar içerisinde ağlıyordu. Harry uzak bir kenarda yere oturmuş kısa zamanda iyi arkadaş olduğu o samimi, içten çocuk için göz yaşı dökerken hemen önünde birini hissetmesiyle başını yerden kaldırdı. Ginny karşısındaydı. O kadar çok "Üzgünüm, her şey benim yüzümden oldu " demek istese de sözler basit kalacağı için tek bir kelime bile edemedi. Ginny, Harry'yi anlamış gibi ağlamaktan boğuk çıkan sesiyle "Senin suçun değildi" dedi. Bunu duyan Harry daha fazla ağlarken Ginny eğilip tüm şevkatiyle Harry'nin başını kolları arasına aldı. Harry ve Ginny birlikte ağlarken Ginny bir yandan Harry'nin kuzguni siyah saçlarını okşadı. "Senin suçun değil." dedi tekrar. Başka bir şey söyleyemedi. Ginny'nin bu davranışının aslında bir veda olduğunu bilemezdi.