Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)

Karanlık Lord'un düşüşü...

Hogwarts Hastane kanadı...

Sirius zihnini çevreleyen karanlıktan kurtulup yavaş yavaş kendine geldiğinde okulun hastane kanadında olduğunu fark etti. Hafızasını zorladığında en son basilisk ve onun Harry'yi kovaladığını hatırlayınca panikle ayağa kalkmaya çalıştı fakat bu başının dönmesine neden oldu ve olduğu yerden kalkamadı.

Profesör Mcgonagall, Sirius'un uyandığını gördüğünde hemen yanına gitti. Sirius "Harry" dediğinde Ginny yatıştırıcı bir ses tonu ile "Sakin ol Harry iyi" dedi. Sirius "Onun yanına gitmeliyim." dedi. Mcgonagal "Biraz dinlenmen gerekli. Başına ciddi bir darbe almışsın" dediyse de Sirius küçük bir çocuk gibi inat edip Harry'yi görmek istedi. Sirius'un inadını kıramayan Ginny ve Mcgonagall yaralı adamı yavaşça yattığı yerden kaldırıp beraberce büyük salona doğru ilerlediler.

Büyük Salon...

Sirius, Proesör Mcgonagall ve Ginny Büyük salona yaklaştıklarında duydukları sesler hiç te iyi şeylerin işaretçisi değildi. Sirius Harry'ye bir şey oldu endişesiyle onu tutan kollardan ayrılıp hızlıca salonun açık kapısından içeri girdi. Ginny ve Mcgonagall ise Sirius'un peşinden ilerlediler. Gördükleri manzara şok ediciydi.

Lily ve James'te tam o sırada geldiler. Kapının önünde Sirius, Ginny ve Mcgonagall öylece duruyordu. Endişeyle yanlarına ilerlediler. İçeriye göz attıklarında Voldemort tam karşılarında sırtı onlara dönük bir şekilde duruyordu. Harry, elinde basilisk dişi ile hareketsiz bir biçimde karşısında dururken Hermione, Eric ve Draco yere çökmüştü. Ginny'nin çığlığı Hogwarts koridorlarında yankılandığında yerde gözleri kapalı kızıl saçları ile uyur gibi görünen Ron'u fark ettiler.

Ginny önünde Voldemort olmasını umursamadan koşarak Ron'un yanına geldi. "Ron, aç gözlerini" dedi ağabeyinin başını kucağına alarak. "Ron" diye bağırabildiği kadar bağırdı genç kız. Sesi sinirli gibiydi. "Ron" diye tekrar tekrar bağırdı. Genç adamı sarsarak ayılmasını sağlamaya çalışıyordu fakat o bu hayata veda etmişti. Ginny kardeşinin ölmesini kabullenemiyordu. "Lütfen ron" dedi fısıldar gibi. Sesi zorlukla çıkıyordu. Gözlerinden şelale gibi akan yaşlar yüzünden görmekte zorluk yaşıyordu. Sinirle gözlerindeki yaşları silerek asasını eline aldı. Ayağa kalktı ve yüzünü Voldemort'a çevirdi. Herkes taş kesilmiş gibi olanları izlerken taş olmadıktarını kanıtlayan göz yaşları her birinin yanaklarını ıslatıyordu. Ginny asasını Voldemort'a doğrulttuğunda karanlık Lord yüzünde zevkli bir sırıtma ile onları izliyordu. Ginny lanetli sözleri söylemek için dudaklarını araladığında Karanlık Lord daha hızlı davranıştı. Yeşil ışık Karanlık Lord'un asasından ayrıldığında Harry, Ginny'nin üzerine atladı. Lanet Salonun en arkasındaki duvarda izini bırakırken Ginny ve Harry yere yuvarlanmıştı. Hepsi asalarını ellerine alıp Voldemort'u hedef alırken o sanki olanlardan zevk alır gibi izliyordu. James ve Lily dikkatini çocuklardan uzaklaştırmak için Voldemort'a lanetler yollarlarken Karanlık Lord sinek savuşturur gibi lanetleri savuşturmuştu. Ginny'yi bırakıp hızlıca yerinden kalkan Harry ne yapması gerektiğini biliyordu.

Elindeki basilisk dişini Godric Gryffindor'un kılıcına saplamak üzereyken bir anda durdu ve kılıcı eline aldı. Hemen yanında duran Eric'e doğru savurdu. Eric yuvarlanarak Harry'nin darbesinden kurtulurken hepsi şaşkınca genç adama bakıyordu. Voldemort kahkaha atarak "Bu kadar kolay olacağını mı zannettiniz. Beni dünyanın en güçlü büyücüsünü öldürmek için bir kaç çocuk ve siz beceriksizlerden daha fazlası gerek" dedi. Harry hipnotize olmuş gibi Voldemort'un önünde kılıcı ile dururken hepsi şaşkınca Harry'yi izliyordu. Lily "Harry hemen uzaklaş oradan" diye bağırsa da Harry yerinden milim kımıldamadı. Artık son Hortkuluğun etkisini biliyorlardı. Muhattabını kontrol altına alıyordu ve bu odadaki hiç kimse artık tek bir lanet bile atamıyordu. Voldemort'un sadistçe kahkaha sesleri büyük salonda yankılanırken Herkes çaresizlik içinde Voldemort ve Harry'ye bakıyordu. James basit bir sersemletme laneti göndererek oğlunu etkisiz hale getirmek istese de başarılı olamamıştı. Sanki bir çeşit kalkan büyüsü varmış gibi lanet daha Harry'ye yaklaşmadan kaybolmuştu.