Geri Döndü...

3.2K 206 47
                                    

Hogwarts...

Saat gece yarısına yaklaşıyordu. Öğrenciler yatakhanelerinde uyuyorken Dumbldor'un ofisinde Sirius panik halinde volta atıyordu. Remus düşünceli bir şekilde oturuyordu. Dumbledore ise Hagrid'i yasak ormanı araştırması için yollamıştı. Sirius "Bu nasıl olabilir." diye söyleniyordu. Dumbledore "Lütfen sakin ol Sirius, Alexis'i bulmak için elimizden geleni yapıyoruz" dedi. Sirius sinirle Dumbledore'a döndü "Burada oturarak mı elinden geleni yapıyorsun. Belki yaralandı, belki kan kaybından ölüyor, Yüce Merlin adına burası nasıl dünyanın en güvenli büyücülük okulu" diye bağırdı Dubledor'a. O sırada bir patronus belirdi. Bir kurt köpeği. Hem Remus'un hemde Sirius'un patronusunun birleşmiş şekli gibiydi. Sirius kızının patronusunu hemen tanıdı. Remusla birlikte ayağa kalkıp hemen patronusu takip etmeye başladılar. Patronus yapabildiğine göre iyi durumda olmalıydı değil mi? Uzun süre patronusu takip ettiler. Sirius burayı biliyordu. Pembrey ormanı. Yıllar önce Alexis ile beraber buradan kaçtıkları zamanı hatırladı. O gün çok büyük şans eseri kurtulmuşlardı. Şimdi biricik kızı Alexis burada bulunması oldukça endişelendirmişti onu. Patronus en sonunda bir kemiklerle dolu zeminin üzerine gelip durmuştu. Kemik haricinde kan da vardı. Alexis ciddi anlamda tehlikedeydi. Eğer bu kan da onun kanıysa belki de çoktan ölmüştü Alexis. O sırada ormanın sessizliğinde duyulan yırtıcı çığlık Sirius'u düşüncelerinden çıkardı. Ağzından fısıltı şeklinde tek bir kelime döküldü "Alexis"...

Pembrey Ormanı bir kaç saat önce...

Quirrell en sonunda Alexis'i gücüne kavuşturmuştu. Asa elinde olan bir insan için bile Patronus çok zor bir büyü olmasına rağmen kız asasız patronus büyüsü yapmıştı. Lorddan bile güçlü olabilir belki diye düşünürken bu düşüncesinden vazgeçti. Lord onlara hiç bir zaman gerçek gücünü göstermemişti çünkü. Herkes onu öldü zannederken o yine bir şekilde kurtulmuştu ve şimdi eski bedenine kavuşması için çok az zaman kalmıştı. Bunun için eksik olan tek şey bu kızın sihir gücüydü. Onun gücü yeniden Lordun bedeninin oluşmasını sağlayacaktı. Hemen ilerisinde kaynayan kazanı kontrol etti Quirrell her şey çok iyi görünüyordu. Dönüp Alexis'e baktı. Üstü başı kan ve kir içerisinde olan kızın zümrüt yeşili gözleri alev saçıyordu. Sözsüz büyü bilmediğini anlamıştı Quirrell Bu yüzden ağzını bağlamıştı. Elleri ve ayaklarından ağaca sabitlemişti. Kurtulmaya çalışıyordu ama hala yeterince güçlü değildi. Eğer ikinci yaptığı büyü olmasaydı şu an çok çok daha iyi durumda olacaktı. Ölmediği için şükür ediyordu. Eğer o küçük kız ölürse kendisinin de yaşayamayacağın biliyordu.

Sonunda vakit gelmişti. Bir sürünme sesi duyduğunda Lordunun geldiğini anladı. Yere eğildi. "Kalk" dedi tıslayarak büyük yılan. Quirrell yavaşça doğruldu. "Her şey hazır mı ?" diye sordu. Quirrell titrek bir sesle "Hazır Lordum" dedi. Yılandan bir gülme sesi geldi. Daha önce hiç bu kadar ürkütücü bir ses duymamıştı. Quirrell asasının bir hareketi ile Alexis'i bağlandığı iplerden azat etti ama hala ağzı bağlıydı ve büyü etkisi ile hareket edemiyordu. Kaynayan kazanın hemen üzerinde durdurdu onu. Sıcaklık Alexis'in kansızlıktan soğuyan bedeninin biraz ısınmasına neden olmuştu ama hemen sonrasında gelecek olan şeyleri düşündükçe hiç rahatlayamıyordu. Quirrell ortaya siyah kaplı büyük bir büyü kitabı çıkardı. Sayfasını açıp büyülü sözleri okumaya başladı. Yılan kazanın etrafında dönmeye başladı deri değiştirir gibi arkasında kalıntı bırakıyordu. Tüm derisi sıyrıldığında siyah kara delik gibi bir şey Alexis'in tam karşısında durdu. Alexis şaşkınlıktan kocaman olmuş zümrüt yeşili gözleri ile bakıyordu. Siyah kara delik büyümeye başladı. Alexis içinde bir acı hissetmeye başladı. Karşısındaki kara delik büyüdükçe Alexis'in canı daha fazla yanıyordu. Uzun boylu bir erkek gölgesi gibi görünene kadar büyüdü karşısındaki kara delik. Bu sırada Quirrell daha yüksek sesle büyü sözlerini söylemeye devam ediyordu. Kazanın etrafındaki yılan derisi erkek silüetini bir deri gibi sarmalamaya başladı. Bittiğinde sanki Alexis'in karşısında duran yılan derisi ile sarmalanmış bir mumyaydı. Alexis gücünün çekildiğini hissediyordu gittikçe ve acı artıyordu. Quirrell artık büyünün sözlerini bağırıyordu ormanın karanlık sessizliğinde. Alexis ise artık çaresizce acı içinde ölümünü beklemeye başlamıştı. Ağzı bağlı olduğu halde ruhunun acı dolu çığlıkları ormanda yankılanmaya başlamıştı. Bu öyle bir sesti ki insanın kulaklarını tırmalarcasına, sağır edercesine bir sesti sonrası ise karanlık ve sessizlik...

Harry Potter - Farklı Bir Başlangıç (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin