0.2

3.8K 243 230
                                    


⭐️

"Hermione, partiye böyle mi gideceksin?" Thomas kapının pervazına yaslanmış aynanın karşısındaki Hermione'yi inceleyerek.

"Ne varmış ki halimde!" diye söylendi Hermione. "Şu fermuarı örter misin?" genç kız ikizine arkasını dönüp saçlarını önüne aldı. "Bunların hepsi kimin için?" dedi kardeşinin büstiyerinin fermuarını örterken. "Yine aptal saptal şeyler şeyler yapma da."

"Saçmalamayı kes Thomas, kimse için süslenmedim. Kendimi böyle güzel hissediyorum ve herkes kendini nasıl güzel hissediyorsa öyle giyinmeli." Hermione dolabından kolsuz kot ceketini alıp giydi. "Yine de gözüm üzerinde."

Hermione ikizinin yanına gidip saçından sıkıca tuttu. "Defolup gidecek misin?" diye mırıldandı Hermione sakince.  Bu sefer de Thomas Hermione'nin saçlarından asıldı. "Bırak saçımı pislik! Kaç saat uğraştım haberin var mı?"

"Önce sen tuttun beyinsiz!" Thomas ikizinin saçını biraz daha asıldı. Hermione tüm gücüyle "Anne!" diye çığlık attığında Thomas irkilerek Hermione'nin saçlarını bıraktı.

"Tamam tamam! Bağırma da ne yaparsan  yap." Thomas ellerini havaya kaldırdıktan sonra Hermione de ikizinin saçlarını bıraktı. Thomas genç kızın odasından kaçarak uzaklaştıktan sonra da Hermione derin bir oh çekti.

Genç kız beyaz ince askıları olan dantel detaylı büstiyerini yüksek bel kot şort ve kısa kolsuz bir kot ceket ile kombinlemişti. Hermione aynaya baktığında kot ceketin fazla olduğunu düşünerek çıkarıp yere attı. Dolabından onu terletmeyecek bir deri ceket seçti. Şimdi daha iyi olmuştu.

Makyaj masasına oturup kırmızı rujunu eline aldı. Hafif çilleri olsada fondötene ihtiyaç duymuyordu, çünkü çillerin onu güzelleştirdiğini düşünüyordu. Rujunu sürdükten sonra çok hafif bir bronzer ve aydınlatıcı uyguladı. Aynı aydınlatıcıyı göz kapaklarınada sürdükten sonra kirpiklerine iki kat rimel sürdü.

Saçlarını geriye atıp çocuksu bir sevinçle, "Harika." diyerek güldü. Makyaj masasının altında duran kutudan siyan bilekten bağlamalı parlak sandaletlerini alıp bağcığını bileğine doladıktan sonra kelebek şeklinde düğüm attı. Partiye gitmeye hazırdı.

~Aynı anda Draco'nun evi~

"Draco neredeyse herkes geldi aşağı gelmeyi düşünmüyor musun?" siyahi çocuk kapının pervazına yaslanmış giyinmekte olan Draco'ya bakıyordu.

Draco takım kaptanı tişörtünü giydikten sonra Blaise'e döndü. "Sen git geliyorum." dedi. Siyahi futbolcu gözlerini devirdikten sonra aşağı indi.

Masalarda kırmızı pet bardaklar, alkollü içecekler ve her türlü yiyeceklerden vardı. Müzik sisteminin başına Theodore oturmuş son derece güzel müzikler çalıyordu, ayrıca doğuştan gelen bir Dj yeteneği vardı.

Blaise kapıdan yeni giren Dean'ı gördüğünde onun yanına doğru ilerledi. Dean, Blaise'e baktıktan sonra ona elini uzattı. İkiside gülümseyerek el sıkıştıktan sonra omuzlarını birbirine vurdurdular. "Sen davet etmesen gelmezdim." dedi Dean, sesi gayet bulunduğu ortamdan zevk alıyor gibiydi. "Pekala sen keyfine bak."

𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin