Bu bölümü o güzel yorumları ile beni sevindiren bana destek olan sevgili okuyucularıma ithaf ediyorum.
Hepinize hayırlı Ramazanlar dilerim.Multimedyayı söylediğim yerde başlatırsanız sevinirim 🙏🏻
💎"Ciddi olamazsın Hermione. Yani gerçekten seni becerirken kamerayı alıp seni çekmesine izin mi verdin?" dedi Blaise elindeki meyve suyunu iki eliyle kavrarken. "Hayır, çekmesini ben istedim." dedi Hermione'de, ses tonundan pişman olduğu anlaşılıyordu. "O kadar içkiliydi ki, kafasının iyice uçması için içkisinin içine esrar bile koydum. O gece olanların hiçbirini hatırlamaması gerekiyordu. Ama hatırladı." derken arkasına yaslandı.
"Ona çıplak bir şekilde direkte dans etmişsin. Yani aklım almıyor, kırk dakika boyunca o herifle, iğrenç." Blaise yüzünü buruşturarak meyve suyundan bir yudum aldı.
"Kaseti izledin yani?" dedi Hermione'de tek kaşını kaldırarak.
"Sen kaseti Draco'ya gönderip intikam almaya çalışmışsın ama kaseti Draco'nun annesi almış. Senden bu yüzden ailecek iğreniyorlar. Sanırım artık Draco'da öyle. Kaseti Astoria ve Theo da izledi. Ve kasetin bende değil. Onlarda." Genç kız bu cümle üzerine iki eliyle açılan ağzını kapadı. Büyüyen gözleriyle bir süre Blaise'e baktıktan sonra titreyen ellerini yavaşça ağzından çekip masaya koydu.
"Üzgünüm." derken Blaise elini Hermione'nin elinin üzerine koydu.
Hermione bir süre sessizce oturduktan sonra Blaise'e döndü,"Eve gitmem lazım." dedi bir çırpıda. Elini hızlıca çektikten sonra çantasını alıp ayağa kalktı. "Hermione? Bekle dur!"
Blaise de Hermione'nin arkasından kalktı fakat genç kız kafeden çoktan çıkmıştı. Evleri buraya yakın bir yerdeydi, on dakika sonra evde olurdu.
Hermione palmiye ağaçlarının sıralandığı kaldırımdan hızlı hızlı yürümeye devam etti. Kaset ya Astoria'nın eline geçtiyse diye düşünüyordu. Bu onun için korkunç olurdu. Okula yayabilir, ya da porno sitelerinden birine yükleyebilirdi. Ve Astoria bunu yapabilecek kadar da kötü kalpli bir kızdı.
Hermione ona kilometrelerce gelen yolun ardından evine vardı. Eli ve dizleri hiç olmadığı kadar titriyordu. Bu yüzden anahtarı deliğe yetleştirmekte fazlasıyla zorlandı. Kapıyı açtığında ise anahtarını askıya astı. "Ben geldim!" diye seslenerek salona girdi.
Annesi, babası ve ikizi salonda oturuyordu. Babasının bakışları kızına döndüğünde Hermione bu bakışların tamamen nefret dolu olduğunu anlaması uzun sürmedi. Babası hızla ayağa kalktığında annesi ve ikizi de ayağa kalktı. Hermione derin nefes alarak bir kaç adım geriye gitti.
"Baba?" dedi endişeyle. Fakat babası kızı hakkında öğrendiği şeyle yeterince hayal kırıklığına uğramıştı. Karşısında duran kişinin kendi kızı olduğuna inanamıyordu, fazlasıyla öfkeliydi. Adrian( babası) kızına duyduğu nefreti daha fazla içinde tutamayarak Hermione'ye sert bir tokat attı.
Genç kız yediği tokat darbesi ile yere düştü, yanağı fazlasıyla yanıyordu. Annesi ağlayarak,"Dur Adrian! Lütfen yapma." diyerek kocasının önüne geçti. Thomas ise Hermione'nin kalkmasına yardım ediyordu. Genç kızın dizleri hiç olmadığı kadar titriyordu. Bu yüzden kalkmakta zorlandı. Yanağından akan göz yaşları, tokatın etkisiyle dişinin dudağında açtığı yarayı yakıyordu. Hermione hıçkırarak ağlamaya devam ederken,"Kızım olduğun için utanıyorum!" diye bağırdı babası. Kızının üzerine yürümeye çalıştı fakat eşi ağlayarak ona engel olmaya çalışsada yetersizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
FanfictionBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...