9k için teşekkürler🙏🏻
💎
"Draco!" diye seslendi Leonardo. Sarı ve ince kaşları çatılmıştı, fazlasıyla öfkeliydi, Hermione'ye vurmak da neyin nesiydi? Leo üzerindeki deri ceketi çıkardıktan sonra Hermione'nin yanına bıraktı.
"Yo yo yo, Leo sakın yapma!" diyerek onu durdurmaya çalıştı Hermione, ama fayda etmedi.
"Vay, vay. Orospu sevgilini mi almaya geldin?" diye karşılık verdi Draco'da dalga geçer gibi. Leo Draco'nun ceketinin yakasından tuttuğu gibi burnunun üzerine sert bir yumruk geçirdi. Ardından ikincisini, üçüncüsünü. Draco'yu yere düşürdükten sonra kardeşini iki dizinin arasına alıp yüzüne yumruk atmaya devam etti.
Leo, Draco'yu hareket edemeyecek kadar fazla dövmüştü. Arada bir Draco'dan da hamle gelse de canı en çok yanan Draco olmuştu. Hermione ise sessiz kalmayı tercih edip iki kardeşin kavgasını izledi. Sarışın çocuk nefes nefese kaldığında yumruk atmayı bıraktı. Tek eliyle Draco'nun yanaklarından sıktıktan sonra,"Bundan sonra sakın bedelini ödeyemeyeceğin işlere kalkışma." dedi ve eliyle Draco'nun başını sağa doğru sertçe döndürdü.
Geri çekildiğinde ayağa kalkıp Hermione'nin yanına geldi. Elini ona uzatarak genç kızın kalkmasına yardım etti. Yerden deri ceketini aldıktan sonra Hermione'yi belinden yönlendirerek arabasına götürdü. Her zamanki mat renkli üstü açık Lamborghinisi ile gelmemişti. Siyah, parlak renkte, keskin hatları olan Mercedes bir cip ile gelmişti.
Kapısını açtığında Hermione'ye binmesi için yardım etti. "Eşyalarım, kafede kaldı. Getirir misin?" dedi genç kız endişeli bakışlarla Leo'ya bakarken. Sarışın çocuk başı ile onayladıktan sonra deri ceketini genç kızın kucağına bıraktı. Kapıyı örttükten sonra kafeye yöneldi.
Hermione, Leo gittikten sonra Draco'nun yerden kalkışını izledi. Sarışın çocuk burnunu tutuyordu. Gece olduğu için anca sokak lambalarının aydınlatabilği kadarını görüyordu.
Draco sendeleyerek kendi arabasına doğru yürüdü. Kapıya vardığında burnunu tişörtünün koluna sildi. Başını geriye doğru çevirdiğinde siyah cipte oturan Hermione ile göz göze geldi. Yüz ifadesini anlık değiştirerek öfkeli bakışlarına geri döndü ve arabasına binerek saniyeler içinde oradan uzaklaştı.
Genç kız elindeki deri ceketin yakalarından tutarak burnuna doğru götürdü. Çok güzel kokuyordu. Ne bekliyordu ki, bu denli yakışıklı bir oğlanın kokusu tabiki güzel olacaktı.
Kafenin kapısından Leo'yu gördüğünde ceketi kucağına geri bıraktı. Sarışın çocuk Hermione'nin çantasını ve ayakkabılarını bagaja yerleştirdikten sonra şöför koltuğuna geçti. Kapıyı örttükten sonra elindeki telefonu Hermione'ye uzattı.
"Teşekkür ederim." diye mırıldandı Hermione telefonunu alırken. O sırada Leo torpidoya uzanıp mendil kutusunu eline aldı ve Hermione'ye uzattı. "Bunu sana o mu yaptı?" diye sordu, genç kızın dudağında ki yarayı kast ediyordu. "Hayır." derken başını iki yana salladı Hermione. "O yapmadı. Zaten vardı."
"Sana vurduğunu gördüm."
"Bende ona vurmuştum." dedi Hermione. Aldığı mendil ile dudağındaki kanı silerken. "Sen neden geldin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
FanfictionBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...