Multimedyadaki şarkı benden Draco ve Hermione'ye gelsin.💎
Hermione elini Josh'ın elinden çekerek olduğu yerde durdu. "Nereye gidiyoruz." diye sordu genç adama. "Onlardan uzak bir yere." dedi Josh Hermione'nin yanına gelip elini genç kızın omzuna koydu. "Sana zarar veremez."
Hermione bu cümleye öfkelenerek eli ile Josh'ın elini ittirip omzundan düşmesini sağladı."Zarar vermiyor zaten!" diye yükseltti sesini Hermione. "Daha ne kadar zarar verebilir ki?" diye ekledi mırıldanarak.
Genç kız sırtını duvara yaslayıp kayarak yere oturdu. Koridorda kimsenin olmamasından faydalanarak daha rahat davranıyordu genç kız. Elleri ile yüzünü kapayarak dirseklerini dizlerine dayadı.
Josh'da aynı şekilde duvarda kayarak yere oturdu. "Draco'yu mu seviyorsun?" dediğinde Hermione ellerini yüzünden çekip,"Hayır sevmiyorum!" diye haykırdı. "O o piç kurusu herifi nasıl sevebilirim söyler misin bana?" diye ekledi. Hermione bu cümlesinden sonra doğruları söyleyip söylemediğini düşündü. Doğru olduğuna ikna ederek dikkatini Josh'a verdi.
"Onunla bir geçmişiniz var değil mi? Yoksa onun hakkında bu kadar kötü konuşamazsın." Josh Hermione'nin dudaklarına dikkatlice baktı. Ağzından çıkacak her kelimeyi merak ediyordu.
Hermione bedeni ile birlikte Josh'a döndü. Bağdaş kurarak daha rahat bir konuma geldi. "Bak sen çok yakışıklısın." derken güldü. "Ama bunu egonu yüceltmek için falan söylemiyorum. Çünkü yakışıklılara güvenilmez anladın mı?"
"Bak daha dün tanıştık ama sen gerçekten iyi bir kızsın Hermione. Ve bana güvenebilirsin." dedi Josh bütün ciddiyeti ile. Hermione bu cümlenin üzerine sesli bir şekilde güldü. Sarışın çocuk ise Hermione'yi garipseyen bakışlarla izledi.
"Genelde ailem dışında iyi biri olduğumu söyleyen olmazda. Biraz komiğime gitti." dedi Hermione gülüşünü sonlandırırken. "Aslında sana neler olduğunu anlatmak isterdim fakat popom yeterince üşüdü." diye ekledi.
"Çıkışta bir şeyler yapabiliriz. Hem o zaman sana son derece atraksiyonlu yaşamımı anlatabilirim." dedi oturduğu yerden kalkmaya çalışırken. Josh onun elinden tutarak kalkmasına yardım etti. "Bildiğim iyi bir mekan var oraya gidebiliriz."
Hermione sarışın genci onaylarcasına başını salladı. Kendi sınıflarının olduğu koridora geldiklerinde,"Aslında seni takım kaptanı seçmemeleri dev haksızlık. Kendi gözlerimle gördüm sahada futbolun kitabını baştan yazdın." Hermione yanağına düşen saçını tekrar kulağının arkasına atıp sarışın çocuğa baktı.
"Sorun değil sonuçta takımdayım." derken gülümsedi Josh. Hermione de daha fazla konuşmamaya karar vererek gülümsedi.
İkiside koridorun sonunda oluşan kalabalığa dikkatlerini verdiler. Kavga var gibi görünüyordu. Hermione merakla bakarak kimlerin kavgaya tutuştuğunu görmeye çalışıyordu.
Genç kız Thomas'ı kalabalığın içinde itilirken gördüğü an çantasını kolundan yere atarak kalabalığa doğru koştu. Joshua da Hermione'nin çantasını alarak genç kızın arkasından gitti.
Hermione kalbalığın içine karışarak Thomas'ın boynuna atladı. "İyi misin?" dedi geri çekilirken. İkizinin gözleri kızarmıştı. Thomas dudaklarını büzerek başını iki yana salladı. Genç kız hiddetle arkasını dönerek,"Kim yaptı bunu?!" diye bağırdı. Blaise, Theodore, Draco ve ikizler de vardı kalabalığın arasında. "Size kim yaptı dedim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
FanfictionBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...