Yarın Matematik vizem var ama bölüm yazmak daha güzel
dipnot: sınavdan kalmıştım ama şu an geçtim :))"Sana siyahlıyı söyleyeceğim.Kendi gözlerimle gördüm. Ve bu sefer onu elimden kimse alamayacak. Onu öyle kötü şeyler yapacağım ki, bu yaptıklarının hesabı-"
"Thomas saçmalamayı kesip kim olduğunu söyler misin?" diye sözünü kesti Hermione ikizinin. Thomas öfkeyle dolu derin bir nefes alıp verdikten sonra elini bir kaç kere saçlarının arasından geçirdi. "En başından beri Pansymiş."
Hermione bunun üzerine histerik bir kahkaha attı. Gözlerinden yaş gelene kadar gülmeye devam etti.
"Bunun nesi komik?" diye sordu Thomas, Hermione'nin kolundan tutup onu durdurdu. "Bak Pansy partiyi polise ihbar etti diyorum."
"Thomas saçmalamayı kes, Astoria ile ikisi hayatımı berbat etmek için her şeyi yapıyor zaten. Biri beni karalamaya çalışır öbürü elimdeki şeyleri çalmaya. Şaşırdım mı hayır? Ayrıca o siyahlının yaptığı şeyleri yapabilecek kadar zeki bir kız değil." Hermione ellerini ikizinin yanaklarına koyduktan sonra gözlerine baktı."Anlayacağın rahat ol tamam mı? O değil. Hem bi kere onda bunları yapabilecek beyin yok!"
Genç kız Thomas'ın alnından öptükten sonra yanaklarını sıktırdı. Arabadan indikten sonra kapıyı yavaşça örttü. Arabanın içi sıcak olduğu için Hermione dışarıyı çok soğuk olarak düşündü. Genç kız arabanın önünden dolandıktan sonra ikiziyle birbirlerini sarılıp eve girdiler.
"Odan hediyelerle dolu. Hepsini ben getirdim. Ama benim hediyelerim yukarda, gel hadi ilk onlara bakalım." diye fısıldadı, gecenin bu saatinde ailesini uyandırmak istemezdi.
"Kötü haberi söylemedin?" diye sordu Hermione merdiven basamaklarını sessizce tırmanırken. "Boşver Hermione, sabah zaten öğrenirsin. Şimdiki moralini bozmaya değmez. Önce seni bi suya tutalım da boyalar bi aksın, berbat görünüyorsun." diyerek gülümsedi.
Hermione ise cevap vermeyerek Thomas'ın kolunu çimdikledi. İkisi odaya geçtikten sonra Thomas ışıkları yaktı, Hermione üzerindeki kot ceketi çıkarıp bilgisayar masasının önündeki sandalyeye bıraktı ve yatağa geçip oturdu.
"Kalk! Kalk! Kalk!" Thomas ikizinin kolundan tutup onu hızlıca yataktan kaldırdı. "Üzerine su tutmadan bir yere oturayım ya da dokunayım deme, annem odamı yeni temizledi."
"Bunu bana yatağının altından geçen ay yediği muzun kabukları çıkan biri mi söylüyor?" Hermione omzunu silkip Thomas'ın banyosuna geçti. Thomas'ın banyosu da Hermione'ninki kadar genişti. En köşede küçük bir duş kabini, onun yanında da duvara gömülüymüş gibi görünen bir küvet vardı. Küvetin tam karşısında geniş bir ayna ve önünde siyah bir tezgah bulunuyordu. Thomas'ın kişisel eşyaları tezgahın üzerine saçılmıştı.
Hermione aynada kendine baktıktan sonra yüzünü buruşturdu. "Draco olsaydım gerçekten de kendime bakmazdım." diye mırıldandı.
"Draco ne alaka?" diye sordu Thomas, kapının pervazına yaslanmış onu izliyordu. "Polis merkezinde o da vardı, babasıyla. Polise yakalandığımda o da arabaya bindiriliyordu." dedikten sonra küvetin yanına geçip musluğu sonuna kadar açtı. "İşin bitince söyle." dedikten sonra Thomas banyodan çıktı.
"Dur dur! Gitme, üzerimi çıkarmayacağım. Hem biraz konuşuruz belki." derken küvetin içinde köpük bombalarından birini bıraktı. Sabun küresi suya değer değmez mavi bir şekilde köpürmeye başladı.
Thomas tekrar banyoya girdikten sonra tezgahın en altındaki çekmeceyi açıp karıştırmaya başladı. "Ne arıyorsun?" diye sordu Hermione. "Sigara alacağım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
أدب الهواةBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...