⭐️Hermione, Marcus ve Lucas simsiyah giyinmiş Draco'nun evinin önüne gelmişlerdi. Yolun kenarındaki çalılığın arkasına saklanmış önceden hazırladımları planı uygulamak için konuşuyorlardı.
"Arka bahçeden eve giriyoruz, eğer bahçe kapısı açık değilse ben normal bir şekilde zile basıp eve giriyorum. Sizide bir şekilde eve alırım."
"Ben aslında burda kalabilirim." dedi Lucas işaret parmağını kaldırırken. "Hep birlikte gidiyoruz Marcus, oyun bozanlık yapma." diyerek sarstı ikizini.
Hermione serin havaya rağmen siyah kot şort ve dar bir siyah tişört giymişti. Yüzünde kırmızı renkli parlatıcı ve rimelden başka bir şey yoktu. Rahat edebilmek için de siyah spor ayakkabılarını giymişti.
"Bakın çocuklar. Bu fotoğrafı çekeni bulmamız gerek. Benim için çok önemli." Hermione ikisininde elinden tutup "Size güveniyorum." dedi. Draco'nun ailesi şu an burada değildi. O yüzden işleri daha kolaydı.
Üçü evin yanındaki arka bahçeye açılan kapı kilitli olduğu için üstünden atlamak zorunda kaldılar. Çünkü Lucas diğer ikisini zili çalarak içeri girmenin daha zor olacağını anlatarak ikna etmişti. Çimen zeminde sessizce ilerleyip duvarın kenarına iyice sindiler. Hermione ikizlere dönüp," Beni burda bekleyin. Camın açık olup olmadığını kontrol edeceğim." diye fısıldadı.
Genç kız sessiz adımlarla duvarın kenarından sürtünerek cam kapıya kadar geldi. Hermione cam kapının açık olduğunu gördüğünde içinden sevinç naraları attı.
Hermione arkasına döndüğünde küçük bir çığlık attı. "Draco?" Hermione ikizlerin olduğu yöne kaçamak bir bakış attı. "Sen burdamıydın. Üstelik yarı çıplak." dedi sarışın çocuğun bedenini büyüttüğü gözleri ile incelerken.
"Sen burda ne arıyorsun?"
"Seni ziyarete geldim." diye uydurdu.
"Bahçe kapısından mı? Ön kapıdan da gelebilirdin."
Hermione'nin aklına birden fikir geldi. Madem yakalanmıştı, ikizlere ön kapıya gitmelerini söyleyebilirdi.
"Aaa, evet ön kapı. Ön kapıdan gelmeliydim değil mi? Misafirler ön kapıdan gelir sonuçta, eğer misafirseniz ön kapıdan gelmelisiniz ya da bir işiniz varsa da ön kapıdan girersiniz. Sonuçta size biri kapıyı açacaktır elbet. Bence de, en iyisi gidip ön kapıdan geleyim." dedi son derece yapmacık bir ses tonunda.
"Saçmalamayı kes ve içeri geç."
Hermione pes edip içeri geçti. Umarım verdiği mesajı ikizler anlayabilmişti. Beyaz kanepenin birine oturdu. "Neden beni takımımdan çıkardın?" diye sordu bu sefer. "Çıkarttırmadım, sadece kaptan değilsin."
"Tanrı aşkına! Astoria mı? Ciddi misin? Daha iki bacağını bile ayıramıyorken üstelik." Hermione oturduğu yerden hızla kalkıp Draco'nun önüne kadar geldi.
"Bence çok güzel biri." derken bir elini sarı saçlarının arasından geçirdi.
"Demek öyle Draco? İğrençsin. Üstelik sana canım dedi, ses tonunu duymadın mı?"Hermione son cümleyi söylerken yüzünü buruşturdu. Ne saçmaladığının kendiside farkında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
FanfictionBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...