💎"Korkma Hermione," dedi Draco genç kızı belinden sıkıca tutup diğer elini yanağına koydu. "Bu gölde sadece bir tane deniz kızı var. Ve o bana zarar veremeyecek kadar beni çok seviyor." diye mırıldandı.
Genç kız duyduğu bu güzel cümleyle yanakları karıncalanmaya başladı. Belkide hayatında duyduğu en güzel cümle buydu.
Sarışın çocuk Hermione'nin gülümseyen dudaklarını öptü usulca. Dudakların birbirinden ayrılırken çıkardığı ses birbirlerinin öpme isteğini dahada artırıyordu. Hermione'nin ayakları yere basmadığı için bacaklarını Draco'nun bedenine doladı. Kollarını da Draco'nun omuzlarına yerleştirerek kendini daha da güvende hissetti.
"Seni seviyorum." diye mırıldandı genç kız. Draco duyduğu cümle ile yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Uzun zamandan beri ilk defa bu kadar içten gülümsüyorlardı birbirlerine.
İkisinin hareketlerinden dolayı dalgalanan su Hermione'nin boynuna çarpıyor ve onun hızlı hızlı nefes almasına neden oluyordu.
Draco genç kızın elini tutup göğsüne yasladı. Hermione hissettiği her kalp atışında vücudunun daha fazla ısındığını düşündü. "Biliyorum biraz fazla klişe," diyip güldü Draco. Hermione de gülümsüyordu, hatta gülümsemekten genç kızın yanaklarına ağrı bile girmişti.
"Hissettiğin bu kalpte sadece sen varsın Hermione. Sana yemin ederim, ben hayatımda senden başka hiçkimseyi sevmedim." diyip gülümsedi. Hermione'nin yüzüne yapışan bir tutam ıslak saçı alıp arkaya doğru attı.
"Şimdi senin bir denizkızı olduğunu düşünmeye başlayacağım. Bu kadar güzel oluşun, sesin , bakışların , gülüşün büyüleyici." diyip omuz silkti yakışıklı çocuk.
"Daha fazla konuşma yoksa birazdan utancımdan kriz geçireceğim." diyip gülümsedi. Hermione ağzına giren suyun girmesiyle yüzünü buruşturdu. Yana dönüp ağzına dolan suyu tükürdü.
Hermione Draco'ya döndükten sonra uzun bir süre bakıştılar. Sadece suyun kıpırdaşmalarından oluşan sesi duyuluyordu. Hermione hissettiği bu güzel duyguların yükünü taşıyamayacak dereceye geldiğinde gözleri doldu. Üzüntüden değildi, sadece daha önce mutlu olmadığı kadar mutlu olmuştu.
"Neden ağlıyorsun?" diye sordu Draco genç kızın çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı. "Sadece hiç bu kadar mutlu olmamıştım." dedi Hermione çenesi titreyerek.
Hermione dudaklarını büzerek Draco'ya sarıldı sıkıca, başını genç adamın ıslak boynuna yasladı. Islak olmasına rağmen Draco'nun kokusunu rahatlıkla alabiliyordu.
Draco elini genç kızın ensesine götürüp yavaşça saçlarını okşadı,"Şşş, geçti artık." Draco genç kızın alnına öpücük kondurarak onu yatıştırmaya çalıştı. "Lütfen beni bir daha asla yarı yolda bırakma."
Draco genç kızın yanaklarından tutarak başını yavaşça kaldırdı. "Hermione, sana söylemem gereken bir şey var. Ama beni başından sonuna kadar dinlemeni istiyorum. Tamam mı?" diyip genç kızın gözlerinin içine baktı. Hermione başı ile onayladıktan sonra Draco'yu dikkatlice izlemeye koyuldu.
"Sana söz veriyorum ki, bir daha asla bırakmayacağım. Ama seninde bana bir söz vermen gerek. Bundan sonra benim hakkımda ne duyarsan duy bana inanacağına ve beni bırakmayacağına söz vermelisin." Draco genç kızın yanaklarını baş parmaklarıyla okşayıp gözlerini kırpmadan onu izledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
FanfictionBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...