4.9

1.2K 73 268
                                    

Multimedyadaki şarkıyı söylediğim yerde başlatmanız önemle rica olunur, ayrıca kulaklıklar ile dinlemeniz tavsiye edilir 🖤

Genç kız merdivenleri hızlıca tırmanıp çatı katına ulaştı, zaten tek bir kapı vardı ve hiç zaman kaybetmeden odaya girdi. Sıcacık bir odaydı, köşede yanan şöminenin sesini duyabiliyordu. Genç odası olduğunu belli eden  bir tasarıma sahipti. Işıklar yanmıyordu fakat dışarıdan vuran ay ışığı ve şömineden gelen ışık odayı loş bir yere çevirmişti.

"Gelmene sevindim." diye mırıldandı Draco, küçük ve üçgeni andıran camdan aşağıda olup biteni izlerken. Genç kız kapıyı örttükten sonra Draco'ya doğru ilerledi. Onun tam arkasında durduğu anda belinden sıkıca sarılıp başını Draco'nun sırtına yasladı ve hiç konuşmadı. "Hermione benim sana söylemek istediğim çok önemli şeyler ve seni buraya o yüzden çağırdım."  Sarışın çocuk önüne döndüğünde Hermione'ye hemen yanlarında bulunan koltuğu işaret etti. İkisi de oturduktan sonra Draco kıza biraz daha yaklaştı ve ellerinden tuttu.

"Hermione senin kalbini ne kadar kırdığımın farkındayım ve ne kadar özür dilesemde geçmeyeceğini biliyorum." diye mırıldandı Draco, "Fakat ben seninle yeniden denemek istiyorum. Ama öncelikle sana anlatmam gereken çok ama çok önemli şeyler var."

(Multimedyadaki şarkıyı burada başlatabilirsiniz. Eğer şarı biterse tekrar açıp okumaya öyle devam etmenizi öneririm :)

İki gençte birbirlerine bakarlarken dışarıdan gelen uğultulu müzik sesi onlara ninniymiş gibi geliyordu. "Hermione anlatacağım şeylerin seni yıkacağını çok iyi biliyorum. Hastalığın henüz bitmiş değil bunu da biliyorum. Ama konuşmazsam artık kafayı yiyeceğim."

Hermione bu cümleler üzerine endişeyle midesi burkuldu ve yemek borusu yanmaya başladı. Draco acaba ne diyecekti de onun söylediği kadar üzülecekti. "Ne oldu Draco? Çekinmeden söyle."

Hermione karşısında duran okyanus gözlerde çakan saniyelik yıldırımı fark edebilmişti. Draco'nun ağzından bir hıçkırık koyvendiği anda genç oğlan kendini daha fazla tutamadı, içinde belki yılların biriktirdiği acıyı yaşıyordu. Hermione'ye sarıldığı anda elleriyle kızın sırtına sıkıca bastırdı, onu göğsüne, kalbinin içine sokmak istiyor gibiydi.

"Çok üzgünüm." dedi Draco ama sesi çok boğuk çıkmıştı. Burnunu kızın boynuna dayadı, göz yaşları Hermione'nin boynunu ıslatıyordu. Hermione elini Draco'un ensesine ve sırtına koyup yavaşça okşamaya başladı. Draco'yu daha önce böyle hiç görmemişti. Oğlan rahatlayana kadar Hermione ona böyle sarılarak sırtını okşadı. Draco geri çekildiğinde gözleri kıpkırmızı olmuştu. Parmaklarıyla gözlerini ovuşturup bir süre dizlerini inceledi.

"Seninle tanıştığımız anı hatırlıyor musun?" diye sordu yanağındaki yaşları silerken. Hermione burukça gülümsedi. "Bir futbol maçıydı. Topu kafama atmıştın."

Draco'da hatırladıklarıyla gülümsedi. "Dikkatini çekmeye çalışıyordum." derken Hermione'nin gözlerine baktı. "Aynı anda birbirimizden hoşlanıyormuşuz meğer."

"Çıkmaya başlamamız uzun sürmemişti. Her şey muhteşem gidiyordu. Sen hayatımdaki tanıdığım ve tanıyabileceğim en muhteşem kızdın."  Draco genç kızın ellerinden tuttuğunda, sırayla iki avucundan da öptü. "O zamanlar anksiyete ile başım fazlasıyla beladaydı."

𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin