50k için teşekkürler!
Bölüm şarkısı Billie Eilish - i love you
🖤
Leo cebindeki telefonunun titremesiyle oturduğu sandalyede zıplayarak elindeki çatalı aşağı düşürdü. Yemek masasındaki tüm herkes ona dönmüştü. "Leo iyi misin?" diye sordu annesi, o da son derece şık giyinmişti.
"Evet evet, iyiyim." Leo eğilip mermer zeminden çatalını alıp masaya bıraktı. Tabağı hala yarıca doluydu fakat yemek istemiyordu. Hermione'nin mesajını okuduğundan beri aklı ondaydı. Söyleyecekleri şeyleri merak ediyordu.
Dikkatler üzerinden dağıldığında Leo cebinden telefonunu çıkardı. Mesaj tahmin ettiği gibi Hermione'den di.
"Ne zaman geleceksin, seni beklemekten sıkıldım artık!"
Leo cevap yazmak için ekrana dokundu. "Biraz daha bekle, masadan kalkamıyorum bir türlü."
Genç adam telefonunu masanın üzerine ters bir şekilde bıraktı. "Ee Leo? Anlat bakalım. Babanla birlikte çalışıyorsun artık. Seni zorluyor mu?" diye sordu halası.
"Eh, bu işte yeniyim. Doğal olarak ara ara zorlanıyorum." dedikten sonra Leo kadehteki şarabından bir kaç yudum aldı. "Aslan yeğenim bunun üstesinden de gelebilir." derken Bellatrix yanında oturan yeğeninin sırtını sıvazladı. Lucius'un kız kardeşinden pek hoşlanmazdı. Aile yemekleri her zaman ciddi olurdu ve herkes bir baloya katılıyormuş gibi giyinirdi. Bu yarıca bir aile geleneği sayılırdı.
"Leo çok çalışıyor, bu konuda ciddi anlamda bana çekmiş." derken Narcissa oğluna memnun bir bakış fırlattı. Sarışın oğlan üzerinde dönen konuyu değiştirmek için," Ee, Draco ve ikizlerin dersleri nasıl? Üniversite düşünüyorlar mı?" diye sordu.
Marcus konuşacaktı ki annesi onun adına söze girdi. "Evet, bu sene sonunda ikisi de hukuk bölümüne başkayacaklar."
Hayır başlamayacaklardı. Lucas ve Marcus lise mezuniyetinden sonra ne üniversite ne de başka bir şey düşünüyordu. YouTube kariyerlerini ilerletip yeni bir eve taşınacaklardı.
"Ben futbola devam edeceğim sanırım, bilmiyorum ." dedi Draco çatalındaki domatesi ağzına atarken. Bu sefer tüm bakışlar ona döndü. Leo'da şaşkınca tam karşısında oturan kardeşine baktı.
"Üniversite falan bana göre değil. Zaten herkes istediği şeyi yapmalı değil mi?"
Narcissa yanında oturan oğluna sarılıp cevap verdi. "Ben bu konuda oğlumun tam arkasındayım. Eğer futbol onu mutlu edecekse, bunu yapmasında bir sakınca görmüyorum." Genç kadın kocasına dönüp kaşlarıyla tuhaf bir kaç hareket yaptı. "Öyle değil mi Lucius?"
"Ha şey, evet. Karım ne diyorsa ondan."
Lucius yemeğine devam ederken kız kardeşi söze girdi. "Haber sitesinde okudum. Kidsave'e çok güzel yardımlarda bulunmuşsunuz."
Narcissa elinde tuttuğu çatalı birden masaya bıraktı. "Kidsave mi?"
"Evet, Kidsave."
"Her şey öksüz ve yetim büyümekte olan çocuklar içindi. Yaptığım şeyle gurur duyuyorum." derken Leo oturduğu yerde dikleşti. Narcissa ise yutkunarak Lucius'a döndü. Lucius ise ben bir şey bilmiyorum dercesine başını iki yana salladı.
Draco annesi ve babası arasında geçen bu sözsüz diyaloğu yakaladığı anda midesi yandı.
"O çocuklardan biri ben olabilirdim. Ya da Draco, Marcus, Lucas. Böyle şeylerin devamlı olmasını istiyorum. Draco'da bugün bana çok yardım etti. Etmeye de devam edecek eminim." Leo böyle söylerken kardeşine gülümsedi. "Madem öyle diyorsun. Bundan sonra Marcus ile ben de yardım edeceğiz, dimi Marcus?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙜𝙬𝙖𝙧𝙩𝙨 𝙃𝙞𝙜𝙝𝙨𝙘𝙝𝙤𝙤𝙡
FanfictionBu türde yazılan İLK HARRY POTTER HAYRAN KURGUSUDUR. Haydi Potterhead'ler buraya. Hogwarts Lisesi 1 Eylül'de başlıyor. Burda sarı otobüsler, koridorda dolaplar ve yakışıklı basketbolcular, seksi ponpon kızlar da var. Harry Potter dünyası liseye taşı...