Yİ/15. BÖLÜM

30.2K 1.1K 243
                                    

#BÖLÜM ŞARKISI ; EMİNEM FT. RİHANNA -LOVE THE WAY YOU LİE

(KEYİFLİ OKUMALAR...)

|YOLCULUK İSTANBUL-15

Babalar, daima küçük kız çocuklarının kahramanlarıydı değil mi?

Benimde kahramanım mıydı?

Merhaba baba,

Bugün seni anmamın bilmem kaçıncı günüydü. Hiç görmediğim bedeninin ve uzun diye hayalini kurduğum boyunu hayal etmemin ise bilmem kaç binincisiydi. Tam şu dakika ve hatta bu saniyeler içerisinde seni zihnimde hayal ettim tekrar. Beni, hiç varlığını hissedemediğim sıcak ve belki de geniş göğsünde uyuttuğunu, saçlarımı okşadığını hatta belki de bana kızdığını tekrar, sonsuz büyüklükteki bir tiyatro sahnesinde anımsadım. Daha sonra özlediğimi fark ettim, beni hiç sarmayan fakat daima hissetmeye çalıştığım kollarına girdim. Amcamın defalarca kez anlattığı sıcak, bir toprağı andıran kahverengi gözlerine baktım, sense bana gülümsedin. Bense utanarak gözlerimi kaçırdım baba, fotoğraflarını defalarca kez görmeme, saatlerce izlememe rağmen seni hala farklı bedenler içerisinde yaşattığıma utandım.

Ardından kendi kendime sardım bu kez kollarımı, bu kez ben gülümsedim. Çünkü senin varlığını hissediyordum, sana sarılıyordum. Belki... Belki seni hiç hatırlamıyor olabilirdim, seninle yaşamıyor olabilirdim lakin sen benim yine ve her daim kalacak, hissedeceğim ilelebet kahramanımdın.

Seni seviyorum baba... Her geldiğimde senin kokun yerine iliklerimi toprağın puslu kokusu doldursa da toprağı sana yakıştırıyorum. Halbuki toprak kime yakışırdı ki, sana yakışsın?

Ama olsun, ben seni yine de toprakla seviyorum baba...

Derin bir nefes aldım, karşımdaki adamın sözleri birer birer beynime damgasını vururken sadece baba kısmında takılı kaldığımı fark ettim. İlk önce sertçe yutkundum, kanıma karışmış bir zehrin fokur fokur kaynadığını hissettim. Ardından başımı yavaşça sağa sola salladım, karşımdaki adamın nefret bürümüş gözleriyle kendime gelmek ister gibi silkelendim ve lal olmuş dilimi çözmek isteyerek mırıldandım.

"Siz..." dedim ilk önce şaşkınlıkla. Daha sonra adamın tepkimle beraber pis bir gülümseme içinde gördüm ve kendime gelerek başımı dikleştirdim, konuşmama devam ettim. "Demek kim olduğumu biliyordunuz Cemal Bey..." dedim sesimi canlı tutmaya çalışarak. "Fakat ben bunu saklamak için bir gayrette bulunmadım, takdir edersiniz ki karınız kendisi haddinden fazla ukalaydı, yıllar sonra almak istediği kızına karşı." Adamın yüzü sertleşirken, yavaştan tatmin olmuş iğrenen bir ifade ile yüzümde tebessüm oluşmuştu. Üstelik isminin Kemal olmasını bildiğim halde ona bilerek Cemal demiştim. Adam yerinde kıpırdanınca aklıma babama benim gibi kurnaz dediği geldi. Ellerimi yumruk yapmamak için bir hayli kasarak kaşlarımı kaldırdım. ''Bu arada babama bir şey söylediniz galiba, kusura bakmayın vasıfsız kişileri babam konusunda söyledikleriyle ilgilenmiyorum fakat sizi bayağı ilgilendiriyor olmalı." kınayan bakışlarımı başımı belli belirsiz salladım. "Şu halinize baksanıza babamın dirisini kıskandığınız yetmemiş sanırım, ölüsünü bile kıskanır olmuşsunuz! Acıyorum...''

Adam son sözlerimden sonra hiddetle ayağı kalktı, şakaklarında aniden şişmiş damarlar belirdi. Sıkılı çenesi ve koyu yeşile bürünen gözleriyle korkutucu görünen adam sinirlendiğini bilhassa hazmedemediğini belli ediyordu. Bunu gören sinir sinyallerim ufak bir gevşemeye giderken adamın bakışları üst safhaya çıkan keyfimin üstünden dahi geçemiyordu. Bu aileyi sinir etmek sandığımdan daha büyük bir haz veriyor, acımasızca seviniyordum. Tam o sırada işaret parmağını bana doğru kaldırdı, bir adım daha atarak daha yakınıma geldi. Yüzünde ki öfkeyi benim eserim olarak benimsedikçe başımı da omuzlarımı da gurur duyuyormuş gibi dikleştiriyordum. Adam kısık sesine yansıyan ürkütücü ifadesiyle konuşmaya değil, nefretini kusuyormuş gibi öfkeyle konuştu.

YOLCULUK İSTANBULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin