2-Salak Kız

748 32 10
                                    

Kapı açılmıştı açılmasına ama ben kapının arkasında gördüğüm, kızdan sonra öylece kalmıştım olduğum yerde. Kızın kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Hayatımda ilk defa görüyordum ve bu evde ne aradığınıda bilmiyordum. Ne istiyordu? 

Kızın meraklı bakışlarına aldırmadan onu inceleyerek kapıya doğru yürüdüm. İçimde kopan fırtınaları durdurmaya çalışıyordum. Sinirlerime hakim olmaya. Sonuçsa koca bir hiçti. Kafamda dönen düşüncelerle kıza doğru ilerledim, bir yandan da onu süzüyordum. Bacakları çıplaktı, üsütünde mavi, kırışık bir  erkek gömleğinden başka hiçbir şey yoktu. Kimdi bu böyle? 

Semih bu eve kız getirmeye cesaret edemezdi. Ondan başka bunu yapabilecekte tek bir kişi vardı abim...

Acaba eve mi gelmişti? Neden gelmişti ki? Hangi sebeple? 

Düşüncelerim böyle birbiri ardına sıralanırken ben kendimi toparladım ve kızın yüzüne baktım. İnce bir suratı vardı ve rumeli dağılmıştı, uzun, siyah saçları karışmıştı. Tahminlerim doğru çıkıyordu. Abim gelmişti, hem de bu kızla...

Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışarak konuşmaya başladım.

"Sen kimsin ve benim odamda ne işin var? " dişlerimi sıkarak söylediğim bu cümle karşısında kız o nazik yüzünü buruşturdu. Benden böyle bir tepki beklemiyordu. Sakin kalmaya ve bozulduğunu belli etmemeye çalışarak konuşmaya başladı. 

"Ben buraya birkaç saat önce Tolga ile gelmiştim. Evde kimse olmadığını söylemişti bana. Ama biraz önce saç kurutma makinesinin  sesini duydum. Seni merak ettim ve odana kadar geldim. Sinirleneceğini düşünmemiştim," konuşmasına başlarkenki sakinliği ve sesinin yoğunlu cümlesinin sonlarına kadar gelememişti. Son kelimeleri söylerken sesi ağlayacakmış gibi çıkıyordu. 

Hadi ama, bu kadar mız mız olmamalıydı. 

Gözlerimi sıkıca kapadım ve açtım kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. 

"Sen kimsin kızım, kim? Ne oluyorda merak ediyorsun beni, geliyorsun odama kadar? Kim veriyor bu hakkı sana ? Ne düşünüpte böyle bir şey yapıyorsun? Oradan bakınca ben normal biri gibi mi görünüyorum, ha? Sakin bir insan mıyım, sence ben? Abimin ilk ve büyük aşkı mısın sen? Tabi ki hayır, gerizekalı? Sen abimin tek geceliklerindensin ve onun için koca bir hiçsin. Bana bak benim tepemin tasını daha fazla attırmadan çık, git bu evden. Ne bok olduğunu da bil."

Gerçekten çok sinirlenmiştim, ben sinirlerine hakim olabilen bir insan değildim. Kendimi durduramazdım hiç. Ama şimdi söylediğim hiçbir şeyden de pişman değildim. Bunlar benim kendi düşüncelerimdi, şimdi sinirli olmam, sinirliyken saçmaladığım, kendi düşüncelerimi söylemediğim anlamına gelmiyordu.

Kız benim söylediklerimden sonra ağlamaya başladı, bir bu eksikti. Duygusal insanlardan oldum olası haz etmezdim. Ben burada gerçekleri söylüyordum, bu manyaksa ağlıyordu. Artık dayanamadım ve kızı kolundan tutarak odanın dışına çıkardım. Kızı kapıdan dışarı çıkardıktan sonra ise kapıyı sert bir şekilde yüzüne kapattım. Ben buydum işte. Ne bir eksik ne bir fazla.

Kız gelmeden önce yapacağım şeyi yapmaya başlayacaktım, müzik dinleyecektim. Müzik beni biraz olsun sakinleştirebilirdi, belki. 

Telefonumu aldım ve camın önünde bulunan gri koltuğuma yöneldim. Bu koltuk bu odada kitaplığımdan sonra en seviğim şeydi. Rastgele bir şarkı açtım ve dinlemeye başladım. Yağmur yağıyordu ve zaman geçtikçede şiddetini arttırıyordu. Yağmurlu, sisli havaları çok severdim. Tam benlikti, soğuk ve karamsar. Benim gibi. 

Müzik dinlemeye başlayalı kaç dakika olmuştu tam bilmiyorum ama kapının açıldığını hissettim, hadi ama yine kim gelmişti. Beni daha ne kadar sinirlendirebilirlerdi? Üstüme gelmemelilerdi, ben dayanamazdım. Beni bunaltmalarına. Bu alışkın olduğum bir şey değildi. 

BİTİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin