4-Gerizekalı

639 30 13
                                    

Gelen ailenin arasında okulda gördüğüm o egosu götüne vurmuş gerizekalı da vardı. İlk gördüğüm dakikada baya şaşırmıştım ama şimdi üstümde ki şaşkınlığı attım.

Hoşgeldiniz, falan demeye başlamışlardı. İlgilenmedim. Uzak bir köşede öylece durdum. İfadesiz bir suratla. Ben kararlıydım. Ben düşüncelerimi geçen sabah söylemiştim ve şimdi beni burada annemin yaptığı o mükemmel plan ile tutuyorlardı.

Normalde büyük bir restorantta yiyecekleri yemeği benim gelmeyeceğimi bildiği için iptal etti ve evi hazırlattı. Her şeyi oldu bittiye getirdi. Bütün bunları yaptığını tahmin ediyordum sadece. Ama annemi tanıyordum. Her şey benim bu yemeğe bir şekilde katılmam içindi. 

Ben bunları düşünürken herkes çoktan yerlerine yerleşmiş, koltuklarda oturarak muhabbete başlamıştı. 

Abimin kolumu tutmasıyla irkildim. Gözlerimiz buluştuğunda, koltukları işaret etti ve koltuğa doğru ilerledi. Tabi kolumu tutuğu için bende onun ilerlediği yöne doğru ilerlemek zorunda kalmıştım. Kolumu sıkmıyordu, canımıda acıtmıyordu. Zaten bende oturmamak için zorluk çıkarmamıştım. Yan yana oturduğumuzda sohbetten bir haber öylece duruyordum. 

"Bu kavga ettiğin çocuk değil mi Beste," dediğinde  irkilmiştim. Gözüm dalmıştı ve konuşmasını beklemiyordum.  Söylediği şeyi beynim algıladığında. Gözlerim büyümüştü. O nereden biliyordu?

"Nereden biliyorsun?," onun yaptığı gibi kısık bir şekilde söylediğim bu cümle karşısında gülümsemesi bütün suratına yayıldı. 

"Ben bilirim," dediğinde sinirlenmiştim. Benimle resmen oynuyordu. Nereden bildiğini eninde sonunda öğrenecektim. Olayı bu kadar uzatması beni sinir etmekten başka bir işe yaramıyordu. 

Sağ kolumu kendime doğru çektim ve sert bir şekilde dirseğimi abimin kaslı gövdesine geçirdim. O kadar kası varken benim attığım dirseği hissetmişmidir, bilemiyorum ama ben sinirlendiğimi belli ettiğim için mutluydum. 

"Tamam be, sinirlenme hemen, bence biz küçükken senin beynin yerine sinirlerini aldırmalıydık," dediğinde kaşlarımı çattım ve bir daha vurmak için dirseğimi kaldırdım. 

"Tamam, tamam sadece şakaydı," dediğinde dirseğimi tuttu ve konuşmasına devam etti.

"Dün okuluna geldim ve müdürün ile konuştum. Kavga ettiğin için Remzi amcaya haber vermişlerdi. Haber verdikleri zaman bende Remzi amcanın yanındaydım o yüzden okula birlikte gittik ve ben müdürü ziyaret ettim. Müdür de olayları anlattı, işte buradan biliyorum. Oldu mu öğrendiğin için mutlu musun şimdi?," dediğinde cevabım gecikmemişti.

"İlgili abiyi oynuyor olman, mükemmel, gerçekten çok mutlu oldum. Bak, gözlerim bile yaşardı," dediğimde onu alt etmenin mutluluğuyla gülümseyerek bakışlarımı ortada bulunan geniş, siyah sehpaya yönelttim. 

Gülüşme sesleri ve konuştukları saçma sapan konulardan çok sıkılmıştım ve şimdiye kadar da abim dışında kimseyle sohbet etmemiştim. Ben bunları düşünürken birinin bana baktığını hissettim. Böyle konularda çok hassastım, biri bana bakıyorsa hemen anlardım. Çocukluktan gelen bir şeydi bu..

Bana bakan kişiye baktığımda onunla göz göze gelmiştim. O gerizekalıyla. Bana meydan okuyan bakışlarla bakıyordu. Beni huzursuz etmeye çalışıyordu. İstediği kadar huzursuz etmeyi deneyebilirdi. Bu umrumda mıydı? Tabi ki, hayır.

Meydan okuyan bir gülümsemeyle ona baktım. Yüzündeki kendine güvenen ifade gitti yerine sinirlendiğini belli eden bir surat ifadesi geldi. 

Gülümsemem daha da büyüdü. Benimle uğraşarak hata ediyordu.

"Kızınızı bizimle tanıştırmayacak mısınız, acaba? Oğlunuzu tanıyoruz, magazinden dolayı ama kızınızı tanımıyoruz," dediğinde gözlerimin içine bakıyordu. Karşı atağa geçmişti. Benimde pençelerimi çıkarma zamanım gelmişti.

BİTİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin