kesinlikle ilham gel mi yor
Wattpad hesabıma ben kazandım diye bağırmak istiyordum.
Spor salonuna girdiğimizde Jungkook elini uzatıp parmaklarını benimkilere geçirdiğinde bunu kabullenmeliyim diye düşündüm.
Kendi kendime bundan sonra böyle olacak diye tekrarlayıp durdum.
Üzerlerimizi değiştirmek için soyunma odaları bizi ayırana kadar elimi bırakmadı. Açıkçası bu pişman olduğum bir şey değildi. Veya rahatsız olduğum.
Tanrım, Jeon Jungkook ellerimi tutuyor. Bundan nasıl rahatsız olabilirdim ki?
Üzerimi giyinirken sanki bilincim kapalı gibiydi. Tamamen onu yeniden görmeye programlanmış gibiydim. Onun yanından ayrılmamak için her yolu denemeye hazırdım.
Sonunda soyunma odasından çıktığımda onun da aynı anda kapıda belirdiğini gördüm.
Yanıma doğru ilerlediğinde ben elimdeki suyun paketine işkence ediyordum. Sanırım içimdeki patlamadan nasibi alan tek şey bu su şişesiydi.
"Kutlu çarşamba."diye konuşmaya başladı.
Sakin kalmaya çalışıp kensimi normal davranmaya zorladım.
Gözlerimi devirerek yapmacık bir sevinçle ellerimi yana kaldırdım, "Hamile yogası günü"dedim.
Bu halim onu eğlendirdi. Onu gülerken görmek dünyadaki en güzel ödüldü.
"Baya coşkulusun."dediğinde yürümeye başlamıştık.
"Evet, nazlı kadınların söylenmelerini dinlemek için deli oluyorum."dedim.
Kapının önünde durdu, içeri girmeden önce bana dönüp, "Ben de senin için deli oluyorum."dedi.
Daha sonra bu dediğini sindirmemi bile beklemeden içeri girdi.
Bu resmen kapalı cinayetti.
Suratım muhtemelen tişörtümden daha da kırmızı bir şekilde peşinden içeri girdim. Çiftler her zamanki gibi bana tuhaf bakışlarını gönderdiler. Sanırım alnıma hamile değilim yazma işini ciddi düşünmem gerekiyordu.
Jungkook'un yanında yere oturup bağdaş kurduğumda elimdekileri onunkilerin yanına bıraktım.
Gözleriyle beni takip ettiğini biliyordum. Çünkü üzerimde hissettiğim tek şey onun etkisiydi. Açıkçası başka birinib düşüncesi de beni ilgilendirmiyordu.
Rahatsız ediyordu ama ilgilendirmiyordu.
"En son buraya geldiğimizde,"dedi yanına oturduğumda, "Acaba biz de bir çift olur muyuz diye düşünmüştüm."dedi.
"Bu tuhaf."dedim. Yüzüne asla bakamıyordum. "Bende biz de bir çift olalım istemiştim."dedim.
-
Yoga kimse bana laf atmadan tamamlandığında artık Jungkook ile yalnız kalmaz için resmen yanım tutuşuyordum. Bütün seans boyunca bana arkamdan sarılmış, kafasını boynuma koyup beni çileden çıkartmıştı. Bu resmen ruhuma cinayetti.
Salondan çıkarken girdiğimden daha fena kırmızı olduğuma inanıyordum.
Elini uzattığında çevrede onu tanıyan insanların olduğunu ona gözlerimle anlatnaya çalışsam da beni dinlemedi.
"İnsanlardan çekinmiyorum."dedi. "En azından şu an."
"Hyunglar'ın gazı devam ettiği müddetce demek istedin sanırım?"dedim.
"Eh.."dedi yüzünü bana çevirerek, "Galiba."
Kafamı ona çevirdiğimde durduk. Birbirimize bakıp öylece dikilmek son derece inanılmazdı.
"Ne zaman normal davranmaya başlayacağız?"dedi.
Güldüm, dürüstçe, "Bunu hiç bilmiyorum."dedim.
O da bana bakarak gülümsedi. "Seni yurda hiç geri götürmek istemiyorum"diyerek itiraf etti.
"Zaten yurda gitmeyeceğim için isteğini yerine getirebilirim."dedim. Bu cevabı beklemediği için saşırdı.
"Haberim olmayan bir programın mı var?"dediğinde yeniden yürümeye başlamıştık.
"Evet, bu çok mu anormal?"dedim.
"Seni her adımını takip etmeye alışmıştım."dedi.
"Senin gizli takipçim olman kulağa inanılmaz geliyor."dediğimde güldü.
Soyunma odasının önüne geldiğimizde, "Başka ne kulağa inanılmaz geliyor biliyor musun?"dedi.
"Biz, biz kulağa inanılmaz güzel geliyoruz."
-
Bu kadar bekletip bu bölümü mü yayınladı diyebilirsiniz haklısınız vallha neden böyle kötü oldu bilmiyorum :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
FanfictionJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...