22

16.4K 1.3K 329
                                    

bence yorum yaptıracak kadar şok edici bir bölüm.
sizce de öyle ise yorum yapmaya ne dersiniz?
~

"Ben aslında bir.. yasak aşk çocuğuyum."diye anlatmaya başladığımda şehir dışına yaklaşmıştık.

Jungkook iyi bir dinleyiciydi, ses çıkarmadan dikat kesilmesi insanı konuşmaya teşvik ediyordu.

"Annem ve babam tanıştıkları zaman başka kişilerle evlilermiş. O zamanlar sadece annemin oğlu ağabeyim Jòshua varmış. Babam ve annem tanışıp aşık olmuşlar ve beraberliğe başlamışlar ama eşlerinden boşanamamışlar. Bir zaman sonra annem bana hamile olduğunu öğrenmiş. Bunu eşine analatamayacağı gibi 9 ay gizlenebileceği bir bahanesi de yokmuş. Neyse ki büyük teyzem annemin yardımına koşup kendisi bahane olmuş. Üstelik ben on yaşına gelene kadar da bana bakmış. Sonunda annem ve babam bana bakmak için eşlerinden boşanıp evlenmeye karar vermişler. Ama bu sefer de babamın diğer eşinin hamile olduğu orataya çıkmış."dedim.

Jungkook'un şu ana kadar anlattıklarıma tek bir tepki bile vermemesi beni şaşırtıyordu. Genelde insanlar hikayemi öğrendiğinde her cümlemden sonra bana ne kadar üzüldüklerini belirtirdi. Ama o öyle değildi, daha çok duyduklarını sindirmeye çalışıyor gibiydi.

"Peki ya sonra?"diye sorduğunda şehir dışına çıktığınızı belirten tabelanın yanından geçmiştik.

"İkiz kardeşlerim Clé ve Zlé doğana kadar babam eşinden boşanamamış. Zaten eşinden boşanmasına da gerek kalmamış çünkü Clé ve Zlé doğarken kadın ölmüş. Annemi de eşi başka bir adamla ilişkisi olduğunu öğrenince ağabeyim Jòshua ile beraber terk etmiş. On bir yaşında annemle babanın düğününde nedimelik yaparken Clé ve Zlé iki aylık bebeklerdi. Ağabeyim Jòshua on beş yaşında olmasına rağmen biraz daha olgundu ama hepimiz çocuktuk. Biraz tramvatik bir durumdu. Birden altı kişilik bir ailede yer aldığımda kendimi evlatlık gibi hissetmiştim. Üstelik ikisinden olan tek çocuk olmama rağmen babamı o yaşa kadar hiç görmemiştim, annemi ise yılda iki kez falan görüyordum. Felaketti."dedim.

Jungkook'un ne düşündüğünü bilmiyordum, açıkçası ne düşünebileceğini tahmin de edemiyordum.

"Onlarla neden yaşmak istemediğini şimdi anlıyorum."dediğinde oluşan sessizliği yeniden bozdum.

"Aslında bu yaşananlar pek sorun değildi. Sadece beni asıl üzen olay basına evlatlık bir çocukmuşum gibi tanıtılmaktı. Annem ve babam yaptığı iş ile yaşadığımız yerde iyi bir itibara sahiptir. Bunu zedelememek adına evlenip bir çocuk da evlat edindik şeklinde beni gösterdiler. Dünya üzerinde bunu bilen sayılı kişilerden birisin."dediğimde bende artık yolu seyrediyordum.

"Yani, evlatlık gibi görünen öz çocuk sensin öyle mi?"dedi.

Gözlerimin dolduğunu hissedip kendimi engellemeye çalıştım. Onun önünde bu kadar kolay ağlıyor olmak beni güçsüz hissettiriyordu. Kendime inancımı yitirtiyordu.

"Evet, evde Güney Kore'nin kültürel eğitimine sahip tek çocuk da benim. Jòshua'nın zaten kan bağı olarak bir alakası yok ama babam Clé ve Zlé'nin eğitimi için onları Fransızlar gibi eğitmek istiyormuş."dedim.

Arabada uzunca bir süre sessizce yol aldık. Sanırım anlattıklarım kasvetli bir hava oluşturmuştu. Amacım bu değildi, "Kusura bakma, biraz duygusal oldu."diyerek gözleeimin altında biriken yaşları temizledim.

"Sorun değil, bilmiyordum. Gerçekten uzun bir hikayeymiş."dedi.

Kafa salladım, bunu görüp görmediğinden emin değildim.

Hava iyice soğuduğunda aslında gittiğimiz yer hakkında Kuzeyde olduğundan başka bir bilgi bilmiyordum.

Sonunda dışarının soğuğu ve içeriğin sıcaklığıyla buğlaşan camı, görüşü netleştirmek için temizediğimde göz yaşları bu sefer hayretten gözlerime hücum etti. Daha yeni kurumuş gözyaşlarım yeniden yerindeydi.

"Kar.."dedim "Burda kar var."

Jungkook'un gülümsediğini duydum, "Burası spring day için geldiğimiz yer. Yılın bu zamanı kar olduğundan emindim."dedi.

"Sen.."diyecek oldum ama sesim içime kaçmıştı resmen, ona ne kadar minnet duyarsam duyayım yetmiyordu.

Her gün ölecek gibi çalışıp sadece bir gün tatile sahipken onu benim karı görebilmem için harcıyor olması içimde bir şeylerin oynamasına sebep oluyordu.

"Biliyor musun.."dedim arabayı park ederken, "Dünyada bir gün böyle bir an yaşayacağımı bilsem yanımda yine sen ol isterdim. Teşekkür ederim."dedim.

Biraz kırık, biraz buruk gülümsedi, kemerini açarken "Yoongi Hyung'u daha çok isterdin ama değil mi?"dedi.

Kafa salladım. "Hayır."dedim. "Hayır artık değil."

Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin