Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]

56

Kesinlikle yb'yi bunu görmeden önce yazmıştım ama bu ne, ne bu, bu ne, nedir yani?
Allah'ım aklımı aldı, yüreğimi yaktı tenim alev aldı.

Bu arada,

Min Ae? Sen misin?
Eheheh baya eğlendim açıkçası, karşınızda yeni bölüm;

Akşam üzeri odasının önündeydim. Zaman farkı beynimin içinde patlayan varil fıçıları varmış gibi hissetiriyordu.

Yavaşça kapısını tıklattım, uyuyor veya çalışıyorsa onu bölmek istemiyordum.

Yarın onlar röportaj vermeye gittiklerinde biz de klip çekimi yapacaktık. Tören programı kadar öncesi programlar da dopdoluydu.

Biraz beklemenin ardından kapı açılmayınca meşgul olduğunu düşünerek gitmeye hazırlandığım sırada kapısını açtı.

Keşke açmasaydı.

Üzerindeki bornozdan da anlaşıldığı gibi, "Üzgünüm duştaydım."dedi.

Konuşamayacak kadar tutulmuş dilim buz kesmiş ayaklarımla beraber çalışarak hiç bir tepki veremedi.

"B-ben... Sorun değil. Sa-sadece bir uğramıştım."dedim.

Tek kaşını kaldırarak çarpıcı bir ifade takındı, "İçeri gelsene."dedi. Benimle uğraştığı belliydi.

"Şey sonra da gelebilirim."diyerek kaçmaya çalıştım.

Gözlerini devirerek, "Gel hadi."dedi. Kolumdan tuttuğunda içeri girmeye mahkumdum.

"İstediğin gibi otur. Üzerimi değiştirip geliyorum."dedi.

"İyi olur."diyerek fikrimi belirttiğimde durdu.

"Neden?"dedi, "Rahatsız mı oldun yoksa?"diye uçaktaki halimi taklit ettiğinde çiledek çıkacak kıvamdaydım.

Ben de onun gibi, "Evet."dedim.

Haylaz gülüşüyle, "İyi. Biraz böyle kalmamda sakınca yoktur o zaman."diyerek odanın perdelerini kapatmaya yöneldi.

"Yapma.."diye sızlandım.