34

15.7K 1.2K 263
                                    

jungkook

Yoongi hyung koltuğunda rahatsızca kıpırdandı.

Jimin ve Taehyung kapının önünde durmuş konuşmamı bekliyorlardı.

"Ağladı."dedim. "Ona onu sevdiğimi söylediğimde ağladı."

Yoongi hyung'un nefes verdiğini duydum.

Jimin, "Mutlulktan falan mı ağladı?"dedi.

"Sanırım inanamadığı için ağladı."dedim. "Kafasını sallayıp durdu."

"Sonra?"dedi Namjoon hyung. "Bir şey söylemedi mi?"

"Söyledi."dedim. " 'Bana şimdi benimle dalga geçtiğini itiraf et çünkü buna inanmaya çok hazırım.' dedi."

"Ve sen de?"diye sordu Namjoon hyung.

"Bende ona ciddi olduğumu söyledim."dedim.

Seokjin hyung, "Ah!"diye mızmızlandı. "Öpüştüğünüz kısım ne zaman geliyor?"

Vücudumu ona doğrdu çevirdim, "Özür dilerim hyung ama öyle bir kısım yok."dedim.

Taehyung isyan etti, "Eve o aptal sırıtışla gelidiğinde daha ötesinin olduğuna bile inanmıştım!"dedi.

"Bizim Jungkook işte."dedi Jimin. "Eminim sadece elini tutmuşsundur ve bu bile seni zirveye götürmüştür."

Ona doğru, "Hyung!"diyerek uyarıcı bakışlar atsam da omuz silkmekle yetindi.

"Biliyor musunuz sanırım kalp filtresi kusacağım şimdi."dedi Yoongi hyung.

Namjoon hyung da onunla aynı anda doğrularak "Bir saat sonra prova var. Kıçınızı kaldırın ve geç kalmayın."dedi. Daha sonra ikisi de odayı terk etti.

Hikaye dinlemek isteyen kadro tam rakır buradaydı.

Hoseok hyung, "Bundan sonra ne olacak?"diyerek altın soruyu sordu.

"Bilmiyorum."dedim.

Hepsinin yüzünde bıkkınlık ifadesi göründü.

"Yah, bilmiyorum da ne demek?"dedi Taehyung. "Sevgili misiniz değil misiniz?"

"Bilmiyorum dedim ya hyung!"dedim tekrardan.

"Maknae sana bir haberim var, ona çıkma teklifi ettin ve o da kabul etti, bu sevgilisiniz demek."dedi Seokjin hyung.

"Bilmiyorum, bilmiyorum. Sizce onu aramalı mıyım?"dedim.

Jimin, "Tabi ki aramalısın!"diyerek atıldı. Masadaki saldalyelerden birini kaptığı gibi tersinden oturdu. "Hatta hoparlöre bile almalısın."

Taehyung da Hoseok hyung'u itelleyerek yakınlara yerleştiğinde çoktan numarasını tuşlamıştım.

Uzunca bir süre telefonun arama sesini dinledik.

Sanırım dinleniyor veya uyuyordu.

"Hyung, uyuyor olabilir. Onu uyandırmadan kapatsak mı?"dedim tedirgince.

"Jungkook, uyuyorsa zaten telefonu duymaz ve hattan düşeriz."diyerek kafama vurdu Taehyung.

Ona boyun eğip beklemeye devam ettim.

Hyunglar bu sadık halimden memnun oldukları için keyifliydiler ama bu sadece gerginliğin etkisiydi. Gerginliğimi attığımda benimle uğraştıkca tepki görmeye devam edeceklerdi.

Sonunda Min Ae telefonu açtığında nefesimi tuttuğumu yeni fark ettim.

"Jungkook?"dedi.

"Selam Min Ae."dedim. Neden sesim bu kadar gergindi ki?

"Bir sorun yok öyle değil mi?"diye sordu.

"Hayır."dedim hyunglara bakarak. Bana taktik vermelerini beklesem de son bölümünü bekledikleri animeyi izler gibi pür dikkat kesilmişlerdi. "Ne yapıyorsun diye aramıştım."dedim.

"Ah.."dedi. Sesinde tatlı bir tını vardı. Sanki bana bundan sonra beni bu bahaneyle hep aramalısın der gibiydi. Ya da ben öyle anlamak istiyordum. Ne fark ederdi ki?

"Çantamı topluyordum. Bilirsin okul falan."dedi.

Hoseok hyung, "Okuldan sonra boş mu diye sor."diyerek fısıldadığını sandı fakat Min Ae'nin onu duyduğuna emindim. Yine de Min Ae'den ses gelmedi.

Jimin Hoseok hyung'a atılarak, "Boş değil, bildiğin gibi Jungkook ile çalışması var hyung."diye sitem etti.

Elime onları susturmaya çalışarak, "Yarın okuldan sonraki çalışmadan önce bir şyler yapabiliriz."dedim. Utançtan kıpkırmızı olduğuma bahse girerim.

Min Ae, "Tabi, güzel olur."dedi.

"Anlaştık o zaman."dedim.

"Anlaştık."dedi.

Tuhaf bir sessizliğin ardından yaptığım panikle, "İyi geceler o zaman." diyerek telefonu pat diye suratına kapattım.

-

Bu da gecikecek bölümlerden önceki son özür bölümü olsun mu?

Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin