"Yok artık, beni hamile yogasına mı sokacaksın?"diyerek Jungkook'a döndüm.
Suyundan kocaman bir yudum aldıp yuttuktan sonra kaşlarını kaldırdı, "Nefes egzersizleri çok iyi ama."dedi.
Ona ciddi olamazsın bakışlarımı attım. "Şaka yapıyorsun değil mi?"dediğimde şaka yapmadığını biliyordum. "Bende işe yaradı falan deme sakın."
Güldü, güldüğünde çevremdeki bütün güzel şeyler anlamını yitirdi.
"Saçmalama Min Ae. Zaten burada sadece nefes alıp vereceksin. Hamile falan değilsin sonuçta."dedi.
Kaşlarımı kaldırıp salona gelmeye başlayan çiftleri inceledim. Hepsi benden 5 -10 yaş büyük kişilerdi. Çiftler gelip yoga malzemelerini sererek hazırlanmaya başladı.
"Ders eğitimcisinin benim katılımımdan haberi var mı?"dedim ona dönerek.
Biraz düşündü, "Evet, biazzat ben konuştum."dedi.
Pes edip çalışma alanına ilerledim. Bağdaş kurup yoga paspasına doğru ilerleken peşinden geldiğini fark edip durdum. "Sen neden geliyorsun benimle şimdi?"dedim.
Sanki dünyanın en aptalca sorusunu sormuşum gibi bana baktı, "Seni yanlız mı bırakacağımı düşünüyorsun? Ya yanlış yaparsan?"dedi.
Bu dünyanın en saçma gerekçesiydi.
Ona itiraz etmeyip yerime geçtim. Çevredeki insanların bakışlarından o kadar rahatsız olmuştum ki kendimi Jungkook'a doğru sokulmaktan alı koyamadım.
Herkesin bakışlarından, 'bu yaşta hamile mi? ne yazık..' ifadesi okunuyordu. Alnıma nefes egzersizi yapmak için buradayım yazsam ne derece komik olurdu?
Jungkook kafamın üzerinden, "Min Ae, neden etrafında yanyamlar varmış gibi çevrene bakıyorsun?"dedi.
"Çünkü herkes 17 yaşında ve hamile olduğumu düşünüyor."dedim. Bu yeterince mantıklı değil miydi?
Jungkook güldü. Neden bununla bu kadar eğleniyordu anlamıyordum. "Sonuçta değilsin değil mi? Bu kişileri belki de hayatında bir daha görmeyeceksin, bu kadar gerilme. Hem diyaframını rahat kullanamazsın bu şekilde."dedi.
Ders hocası gelene kadar bana bir kaç taktik daha verdi. Ama açıkçası onu dinlemedim bile, bu ortam beni o kadar germişti ki sadece buradan sağ çıkabileceğim en kısa süreyi hesaplamaya çalışıyordum.
Ders hocası sürekli bebek, rahat doğum gibi şeyler anlatıyordu. Beynim ' benim burda ne işim var!? ' diye bağırıyordu.
Üstelik herkes dip dibe otururken Jungkook'un benim kafamda bekçi gibi dikilmesi de daha çok dikkat çekemize sebep oluyordu ki bu da şu an en son istediğim şeydi.
Sonunda nefes egzersizleri kısmı geldiğinde artık bebek pudrası, zıbın ve ya emzik ile ilgili tek bir kelime daha duymak istemiyordum.
Ders hocasının talimatıyla herkes nefes alıp vemreye başladığında ciğerlerini açan birinden çok ıkınmaya çalışan birine benzediğimden eminim.
Jungkook'un bu durumda nasıl hala ciddiyetini koruduğunu ya da sessizce bana "Ciğerlerini daha fazla doldurabilirsin." gibi talimatlar verdiğini anlamıyordum.
Her çift bizim aksimize ,ki biz bir çift de değildik, birbirlerine sarılmış, omuzlarını yaslamış ya da el ele tutuşur pozisyondaydı. Şu an o halde olsak da rahatsız olacağımı biliyordum ama böyle de süper rahat olduğum söylenemezdi. Her yeni komuttan sonra herkes göz ucuyla bana bakıyordu ki bu daha da gerilmeme sebep oluyordu.
Sonunda ders bitiminne doğru ders hocası biraz sohbet etmenin de bebeklere iyi geleceğini söyleyip bizi sohbete teşvik etti.
Bu bir felakete dönüştü.
"Ah, kızım."dedi bir kadın bana, "ne kadar da gençsin öyle. Keşke daha dikattli olsaydınız."
Suratıma kan hücum ederken gözlerimi büyüterek Jungkook'a döndüğümde yüzündeki ifadeden onun da utandığını görebiliyordum.
"Be-ben şey, değilim. Yani hamile değilim ben."dedim. O kadar gerilmiştim ki elimdeki su şişesi bükülüp elimi açıtmaya başlamıştı.
Kadın kaşlarını çattı, bir kaç kişi daha ilgisiz görünmeye çalışısa da bizi dinliyordu.
Kadın alayla, "Öyle mi? Burada ne yapıyorsunuz o zaman? Hamile yogası gençler arasında yeni bir akım olmalı."dediğinde verecek çok cevabım vardı ama ağzım uhuyla yapıştırılmış gibiydi.
Jungkook'un arka tarafımdan konuşmaya başladığında onun varlığının verdiği güveni hissettim.
"Bakın hanımefendi, bizim nefes egzersizlerine ihtiyacımız vardı, bu yüzden buraya geldik. Ayrıca bir açıklamada bulunmak zorunda da değiliz."dediğinde ona baktım.
Hayranlık uyandırıcıydı. Eliyle kolumu kavradığında dünya üzerinde korkacağım her şey uçup gitmiş gibiydi, ilk başta verdiği o utangaç tepkiden sonra çabucak toparlanmıştı, ya da buraya beni getiren kendisi olduğu için suçlu hissetmişti, bilemiyorum. Her ne olduysa ona minnetardım ve bu ona olan hayranlığımı kat be kat arttırıyordu.
Başka biri, "Sen BTS'den Jungkook değil misin? Vay canına kız arkadaşın hamile mi?" dediğinde ayvayı yemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
FanficJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...