satır arası yorumlar görmek istiyorum, en azından kitabı beğeniyor musunuz? tavsiyeniz var mı bir belirti verin azıcık lütfen~
Şirket stajeri miydim GRL'nin asistanı mı belli değildi.
Yoona ,nam-ı diğer sahne adıyla JoJo, "Bana şöyle buzlu bir su getir, alevler içerisindeyim."diyerek kendini dramatik bir biçime koltuğa attı.
İlk başta bana söylediğini anlamadım. Ses sistemini kontrol eden persolle berber ses kontrolü yapıyordum.
"Ae Min! Sana söylüyorum."diye bağırdığında gözüm seğirerek ona döndüm.
"Benim adım Min Ae, beni tanımıyormuş numarası yapma, iki haftaya kadar aynı yurtta kalıyorduk."dedim.
Bana gözlerini süzerek baktı, "Her neyse Min Ae, Su diyorum."dedi.
"Bende su diyebiliyorum. Koreceyi sonradan öğrenmiş olmam bunu etkilemiyor."dediğimde yapmacık bir kahkaha attı.
Bütün personel bizi izliyordu.
"Hadisene, bana çok acil buzlu bir su lazım."dediğinde olayı uzatıp kavga çıkartmak istemiyordum.
Topuklarımı yere vura vura su almaya gittiğimde kimsenin anlamayacağını bildiğim için yüksek sesle Fransızca küfürler ediyordum.
O kadar sanat konuşturuyordum ki küfürlerim literatürde yeni yerler bulabilirdi.
"Ayıp değil mi?"diyerek arkamda beliren Jungkook sayesinde suyu yere düşürüp bütün ayakkabılarımın ıslanmasına sebep oldum.
Artık ıslak çoraplarım vardı.
"Sen.."diyerek ardıma döndüğümde gülümsüyordu.
"Üzgünüm, korkacağını düşünmedim."dedi.
Kafam karıştı, birincisi onun burada ne işi vardı, ikicisi Fransızca ettiğim küfürleri nasıl anladı ve üçüncüsü ben yeni buzlu suyu nerden bulacaktım?
"Fransızca bildiğini bilmiyordum."dedim.
Omuzlarını silkti, "Bilmiyorum zaten. Olur da yanımda bana küfredersen bilmek isterim diye küfürleri öğrendim."dedi.
Benim için çabalamış olması beni tuhaf bir mutluluk haline soksada ona küfredeceğimi düşünmesi de üzdü.
"Başka dillerden küfürler öğrenebilirim."dedim. "Merak etme her zaman bir çıkış vardır."
Güldü, onunla keyifli bir sohbet yapıyor olmamıza ne derece inanabilirdim?
Konuyu değiştirmek için, "Neden buradasınız?"dedim. Bunu merak etme hakkım vardı değil mi?
"GRL ile sahne çekeceğiz, ne müthiş değil mi?"dedi. Gönülsüz görünüyordu, neden gönülsüz görünüyordu?
"Pek hevesli değil gibisin."dedim.
"Evet, tabiki değilim. Onlara destek olmamız gerektiğini biliyorum ama sadece popüleritimizi kullanıp hızla yükselmelerini haksızlık olarak buluyorum."dediğinde haklı olduğunu biliyordum.
"Bende arka plandan kendi kısımlarımı söylemeye geldim."dedim.
Ortak alana gelmiştik bile.
"Haemin'in kısmı senin değil mi?"dedi.
Kafa salladım.
"Fark ettim. Onun vokal aralığı geniş değil."diyerek bana moral verdi.
O makyaja giderken, "Ben yerime geçiyorum."dedim.
Bir an durdu, "Çıkışta beraber çıkalım, spor salonuna gideceğiz."dedi.
"Sen hasta değil misin?"dedim. Bunu yeni hatırlıyor olmamdan utandım.
"Evet, sende öyle olduğun için nötrleniyoruz."dediğinde kafa salladım.
"Ama sen sahne de yapacaksın, yorgun olmaz mısın?"dedim.
Kaslarını kaldırdı, "Yorgunlukları kaldıramayacaksam bana verilen sevgiyi hak edemem değil mi? Çıkışta buluşalım."dedikten sonra uzaklaştı.
Bana kendisine neden hayran olduğumu yeniden hatırlattı.
Onun uzaklaşmasıni seyrederek geri geri yürüyordum.
"Bence sen yürümeyi bilmiyorsun."diyen Yoongi'nin sesiyle tedirgin bir biçimde arkama döndüğümde burun buruna gelişimiz sayesinde nefesim kesildi. Kalbim için aşırı yükleme yaşıyordum.
"Yine, ah yine özür dilerim."diyerek uzaklaştığımda güldü.
"Arkanı yüzünden daha çok görüyorum Fragile."dediğinde taş kesildim.
Fransızca ismimi nerden biliyor olabilirdi? Jungkook mu bahsetmişti? Jungkook benden nesen bahsetsin ki?
Göz kırpıp uzaklaştığında gerçekten tav olmuştum, yere çömelip neden bu kadar güzelsin seni lanet olasıca çocuk diye bağırmak istiyordum. Ama Yoona yüksek notaya çıkar gibi ismimi bağırıyordu.
İçeriye sanki iskelet sistemim yokmuş gibi yalpalaya yalpalaya girdim. Yoona ellerini beline koymuş beni bekliyordu, ne cadaloz kız olmuştu böyle.
"Su getirmek bu kadar zor olmamalı."dediğinde aşk sarhoşuydum. Onu ciddiye bile almadan makyaj masasına oturup soluklanmaya çalıştım.
"Min Ae, sana diyorum."dediğinde, gözlerimi devirerek bakan bu sefer bendim.
"Suyun ayağına gelsin istiyorsan bir hizmetçi tut."dedikten sonra kulisi terk ettim. Arkamdan çığlıklar atıyorsa şaşırmazdım.
Göreviler bana nerde nasıl duracağımı anlatırken kimlerin kızlarla sahne alacağını göz ucuyla takip ediyordum. Sahneye hazırlanan iki kişiyi görebiliyordum, Jimin ve Taehyung. Jungkook da makyaja gittiğine göre o da sahne alacaktı, grubun ana dansçısını da burada gireceğimi tahmin ederek kafamda dörtlüyü oluşturdum.
"Peki.."dedim mikrafonumu düzelten görevliye, "..benim sıramın geldiğini nerden anlayacağım?"
Kadın kafasını kaldırmadan konuştu, "Sana yardımcı olması için üyelerden birini göndereceklerdir."dediğinde kalbim çarptı.
-yeni bölümün gelmesi biraz sürecek, sınavlar falan filan sevgiler-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fiksi PenggemarJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...