Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]

39

Sandalyeler yeterince uzun olduğunda ayaklarım yere değmiyor. Jungkook'un makyaj masasının sandalyeleri de barları aratmayacak cinstendi.

Onun makyajı yapılırken onun masasına dirseklerimi dayamış yüzünü seyerediyordum.

Aslında daha geriden anlatmam gerek.

Jungkook'un odasında geçirdiğimiz güzel gecenin sabahında Taehyung bizi bastı. Tam anlamıyla hemde.

Daha sonra sabah kahvaltısında üyelerle yapılan beyin fırtınası artık resmi bir ilişkiye sahip olmamız gerektiği yönündeydi.

Jungkook bu konuda hevesli görünse de gergin olduğunu biliyordum çünkü eğer resmi bir açıklama yayınlarsa hayranlarıyla rasındaki ilişkinin zedelenmesinden endişe duyuyduğunu biliyordum.

Ona sorun olmadığını söyledim. Çünkü gerçekten sorun değildi. BigHit onaylı bir ilişkinin varlığı benim hiselerimi değiştirmeyecekti sonuçta.

Hem de çıkış öncesi bu haberin yayımlanması bizi sahte de kılabilirdi. Luck For Life promosyonu sanılıp ciddiye de alınmayabilirdik.

Jungkook bana bunların hepsine kendini hazırladığını, artık benimle rahatça dolaşmak istediğini söyledi.

Sokaklarda maskesini taktığında kamufle olduğuna inanıp sokağa berbaer çıkmayı dert etmiyordu ama en azında çıkışımı yapana kadar beni her yere peşinde götürme derdine düşmüştü. Programlara, yurt dışındaki turlara...

Ona her etkinliğin ve çekimin grupla yapıldığını hatırlatsam da arka paldaki varlığımı bile önemsediğini hissetiğim an ona asla hayır diyemezdim.

Bu yüzden PD'nim ile konuştuk. Jungkook ona açıklama yapabileceğimiz en uygun zamanda ilişkimizi açıklamak istediğini söyledi.

Pd'nim başta bizi biraz gençlik hevesi gibi bulsa da sonunda ikna olmuş, hatta memnun bile olmuş gözüküyordu.

Sonunda ilişkimizi açıklama olayı bir an önce ardan çıkarılacak bir konuya dönüştü. Keza ilk kez bir ilişki açıklayacak oldukları için şirket olarak işlerini ciddiye alıyorlardı.

Bu gün burada bulunma sebebimiz de tam olarak buydu. Açıklama yazısında kullanılacak çift fotoğrafını çektirmemiz gerekiyordu. Sonra Jungkook grupla başka bir çekime gidecek, biz de Luck For Life ile yeni yurdumuza taşınmak için hazırlık yapacaktık.

Açıkçası Jungkook da ben de ailelerimize haber vermemiştik ama bu haberin hemen yapılmayacağı konusundaki hissiyatımızdan ötürüydü.

Keza bütün şikret artık açıklanacak bir ilişkimizin varlığindan haberdadardı. Özellikle Yoona.

Yoona biliyorsa eminim Bayan Jeon da biliyordur.

Makyöz eonnie son rütüşlarından sonra "Bitti."diyerek malzemelerini toparlamaya giriştiğinde biz de çekim alanına ilerlemeye başladık.

Kesinikle çift kıyafetleri girmiyorduk. Bu içler acısı bir durum olurdu.

"Heyecanlı hissediyor musun?"diye sordum. "İlk kez beraber fotoğraf çekineceğiz."

"Arabadaki pijamalı selfie'mizi ne zaman unuttun?"diye çıkkıştı. "O benim telefonumda duvar kağıdım."diyerek ekledi.

Alana girerken, "Benim ana ekranımda tamamen sen varsın."diyerek üste çıkmaya çalıştım.

"Çünkü sen bir Army'sin."diyerek göz kırptı. Daha sonra kamera yönetmenine doğru ilerleyerek bana konuşmama fırsat bile vermedi. Hep böyle yapıyordu. Ve bunun beni daha çok feelse sürüklediğini biliyordu da. Ah seni Jeon Jungkook.

Ona yetişip yönetmenin direktiflerini dinledim. Bize daha çok doğal olun dediğinde, nasıl yani? jungkook'un odasında nasılsak öyle mi olalım yani? gibi saçma sapan bir şey düşündüm.

Ama genelde arkadan sevgi yumagı gibi sarılmalı, yan yana durup inanılmaz kısa görünmeli ve bol bakışmalı bir çekimin sonunda aslında inanılmaz sevimli resimlerimiz ortaya çıkmıştı.

Kameradan resimlere bakan Jungkook, "Sanırım yeni duvar kağıdım belli oldu."dedi.

-

Öğleden sonra yurda gidip eşyaları toplama zamanıydı.

Jungwoo ve Jongbin çoktan hazır oldukları için bana yardım ettiler. Bundan sebeple kolayca halledilen taşınma işi yerini acaba nasıl bir yurdumuz olacak heyecanına bıraktı.

Jungyoung bizden önce yurtda varmıştı.

Eşyalarımızı indirirken peşimizde çekim yapan kameralar vardı. Bu hisse alışık olduğumu söyleyemem.

Araca bindiğimiz anda başlayan the makin of LFL isimli varyate şov yüzünden her yaptığımız eylemde konuşarak bunu dillendirmemiz gerekiyordu.

Yurda girdiğimizde salonda toplandık,"Jungyonug ve Min Ae aynı odada kalacak."dedi liderimiz Jungwoo. "Geniş odayı size bıraktık. Üst ranza alt ranza ayrımını kendiniz yapabilirsiniz herhalde değil mi?"

Jungyoung gözlerini devirdi. "Herhalde yapsarız oppa."dedi.

Jongbin, "O halde yemek yemeye gidelim mi? Açlıktan ölüyorum."diye bir teklifte bulunduğunda grupta onu red edecek tek bir kişi bile yoktu.

Kameralar eşliğinde bir restorana girdiğimizde insanlar idol olduğumuzu ya da olacağımızı anladı. Üzerimizde BigHit stajeridir sweatshirtlerimiz kameraların varlığını açıklıyordu.

"Grulça ilk yemeğimiz."dedi Jungwoo. "Dikkatli seçim yapalım çünkü bunu unutamayacağız."

Jungyoung, "O zaman ördek yemek için mükkemel zaman."diyerek siprarişini verdi. Bende ona uymaya karar verdim çünkü aramızda bir iletişim kurmak istiyordum. O benim artık en yakın arkadaşım olacaktı ne de olsa.

Jungwoo ve Jongbin de siparişlerini verdiklerinde kameramalanarla beraber yalnız kalmıştıktık.

"Luc For Life için gerginim."dedi Jungwoo. "Geceleri grubun gekeceğini düşünmekten uyuyamıyorum."

"Bir an önce şarkılara çalışmalıyız."dedim. "Şarkı yapmak için deli oluryorum."

Jungyoung bana gülerek imalı bakışlarını gönderdi. "Jeon Jungkook derslerinin etkilerini merak ediyorum."dedi.

Jungwoo kafa dağıtacak bir konu bulduğu için canlandı, "Sahi, çekimler nasıldı?"diye sordu.

"Bir drama afişi çekiyor gibiydi. Bilemiyorum. Bu konuda endişeli hissediyorum."dedim.

Jongbin kolunu omzuma koydu, "Biz artık bir grubuz Min Min."dedi. "Sana artık üzülmek yasak."

Jungyoung gülümsedi, "Artık, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için."dedi.

Bardaklarımızı tokuşturduk.

-

Moment istiyorsunuz biliyorum ama Luck For Life ile ilgili de bilgi alamak istersiniz diye düşündüm. Bir de wrecker bitince English'i mi yokya ABWFG'yi mi yayınlayayım diyer sormuştum ama cevap vermediniz. Lütfen cevaplayın yoksa bu kitap bittiğinide yenisini yayınlamayacağım :(

Sizi seviyorum mümkün bolan her anı yb'yi düşünmekle geciriyorum. Umarım güzel şeyleri yapıyordumdur. Tek isteğim sizi mutlu edecek şyler yazmak. Başarabiliyorsam ne mutlu bana. Yazım hatalarını affedin lütfeeen ~~

—hae.