Kalp hastaları ve hassas içerikten rahatsız olanlar için önerilmez.
Bu bölüm the nieghbourhood dinlerken alınan ilhamın yanında Bangtan-ı memnu grubun eşsiz fikirleriyle şekillenmiştir.
Teşekkürler.
Okyanusta hiç bir balık kalmadığında Jeon Jungkook'u arzulamaktan vazgeçeceğim.
Yatak içinde sace tıranklarım avuç içine batarken Vlive yanını izliyor olmak sabrımın koskoca bir kazandan taşmasını sağlıyordu.
Parmaklarım artık avuç içlerime değil onun tenine değmeliydi. Şişmekten patlama noktasına gelmiş bir balon gibiydim.
Yayının bitmesini öyle bir tutkuyla bekliyordum ki bittiş kelimesini duyar duymaz telefonu herhangi bir yere fırlattım. Kendimi şimdi burada olmasına hazırlamaya çalıştım. Odaya gelmesini beklemek saatler boyunca ölüp yeniden dirilmek gibiydi.
Avuç içlerimi çarşafa, daha sonra soğuk duvara sürttüm.
Derin nefesler alıp nabzımı kontrol altına almaya çalışıyordum. Zaten tepinmektten dağıttığım yatağın yaşanacaklar sonunda beklediği hazin son beni biraz dahi olsa üzmemişti.
Çünkü o yaşanacakları bekleyecek sabrım yoktu.
Muhtemelen yüzüm kıpkırmızı olmuş, terden vücudumu bir ıslaklık tabakası kaplamıştı.
Bunun kaynağı Jeon Jungkook'un göğüsüne kadar herkesin ortasında açtığı kaslarıydı.
Ciddiyim.
Bunu daha önce görmüş biri dahi olsam sahne kostümleri içinde gelmiş geçmiş en muhteşem şarkı kareografisinde bu vurucu hamleyi beklemiyordum.
Üstelik bunu ikinci kez tekrarlaması koşa koşa kulise gitmeme sebep olmuştu.
Tanrı biliyor ya insanlar orada olmasaydı giysilerimiz üzerimizdeyken bile onunla olmaya hazırdım.
Onun da böyle hissettiğini anlamam kuliste bulduğu ilk fırsatta benimkilerle buluşan dudaklarıydı. Sanırım göz göze geldiğimiz o an onun için de iyi olmamıştı. Ayrılmaksa, çok zor olmuştu.
Suya hasret çölzedeler gibiydik ama güneş hala batmamıştı.
Onu fanlarıyla yaptığı yayından alı koyamazdım. Zaten ona bütün gece sahip olabilecekken bu haksızlık olurdu.
Sadece acele etsin istiyordum. O inci koleyeyi boynundan söküp atmak, önünde bileştirdiği elleriyle çekiştirdiği beyaz gömleğini yırtıp atmak istiyordum.Ah, bordo ceketini saymıyordum bile.
Zaten o bordo ceket odanın kapı tıkırtısını duymamla birden ilk hedefim haline dönüşmüştü.
Beni gördüğünde büyüyen gözleri ve hızlı hareketkeri olacakların habercisiydi. Biliyordum çünkü, "Min Ae seni-"diyerek konuşmaya başlamasına izin vermeden kucağına atlayıp bacaklarımı beline doladım.
Elleriyle kalçamı kayradıktan sonra ayağıyla kapıyı kapatıp duvardan destek aldı. Konuşacak şeylerin artık bedenimiz olduğunu ikimiz de biliyorduk.
Dudaklarımdan ayrılıp giysilerime odaklanmaya çalışsada onu kedime geri çektim.
Ona o kadar susamıştım ki doymak bilmiyordum. Sanki o önümde duran harika bir nehirdi ama onu içemek için avuçladığım her su tenimdeki yangınla kuruyup gidiyor, beni susuzluğumla başbaşa bırakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fiksi PenggemarJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...