Kulağımı kapıya iyice yasladım.
"-şirket benden ne istiyor da beni zavallı, çıkış bile yapamayacak bir kızla çalıştırıyor?" diyerek hiddetle konuşan erkek sesi bias kırıcım Jeon Jungkook'dan başkası değildi. Sanırım artık sadece biasımı kırmıyordu.
Gözlerim yine buğulanmaya başlamıştı, iyi hissetmiyordum.
Elimdeki dosyanın kapağını daha sıkı kavrayarak dinlemeye devam ettim.
Taehyung, "Bang PD-nim bir şey biliyordur."dedi.
Jungkook'un ofladığını duydum. "Fazladan bir sorumluluktan fazlası değil."dedi.
Kapıdan uzaklaşıp dolan gözlerimi kırpıştırdım. Bu şirkette fazlalık olduğumu düşünmeyen bir kişi bile yoktu.
Kapıdan iyice uzaklaşıp koridorun sonundaki lavaboya girdim. Yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki görüntüme baktım.
Min Ae'ydim işte. Kendimi sahnenin üzerinde görkemli kıyafetler içerisinde dans ederken insanların çığlıklar eşliğinde ettiği tezahüratların arasında hayal edebiliyordum.
Bunun için doğmuştum.
Yüzümü peçeteyle kurulayıp en hevesli halime bürünmeye çalıştım. Kendimi geliştirmemde bana biri yardımcı olacaksa bu tabiki Jungkook olmalıydı. Çünkü ne kadar benden nefret ederse etsin beni başarması gerek bir iş olarak görecekti.
Jeon Jungkook bir işi başarmadan peşini bırakmazdı.
Bir kaç dakika önce dinlediğim kapının önüne geldiğimde usulca kapıyı çalıp içeriye davet edilmeyi bekledim.
Sonunda "Gel."sesi geldiğinde içeri girdim. Tae gitmişti, içeride sadece Jungkook vardı.
Selam verip bana oturacağım yeri göstermesini bekledim. Ona duyduğum hayranlık yavşaca gerginliğimi körüklüyordu ama yine de gözlerimi ondan alamıyordum.
"Soo Min Ae.."diyerek konuşmaya başladı. İlk kez birinin sorumluluğunu omuzlarına aldığı ortadaydı. Bunu hareketlerine baktığınızda anlayabiliyordunuz.
"17 yaşındasın, Ana alanın vokallik ama rap de yapabilen bir dansçıymışsın."diyerek önündeki kağıtları okumaya devam etti. Kafasını kaldırıp bana baktığı tek an oturmamı işaret ettiği zamandı.
Sonunda kağıtları önünden itkleyerek bilgisayarına doğru döndü.
"Eksiklerini anlamak için bu gün kayıt yapacağız, yarın da dans kısmına bakarız, haftada 5 gün ikisi yarım saat olmak üzere çalışacağız, benim konserde veya bir davette olduğum zamanları daha sonradan telafi ederiz."diyerek konuşmaya başladığı andan beri gözlerini bilgisayarın mönitöründen ayırmıyordu.
"Pekala."dedim.
Sandalyesiyle benim tarafıma döndü,
"Şimdi başlayalım o zaman, mikrofonun başına geçebilirsin, ses açma egzersizleri kullanıyor musun?"dedi.Sadece işine odaklıydı. Bu hali o kadar çekiciydi ki onu dinleyemiyordum bile. Kafamda binlerce hayran kurgu dönüyordu.
Zorlukla "Hayır."diyebildim.
Kafasını iki yana salladı, "Bunu yapmazsan sesini yüzde yüz verimle kullanamazsın Min Ae."dedi.
"Dürüst olmak gerekirse yöntemleri bilmiyorum."dedim. Mikrofonun önüne yerleşirken.
Mırıladanmalarını duydum, "Bu şirkete torpille mi girdin bilmiyorum ki.."
Sesini yükselterek, "Pekala pekala, sana göstereceğim."dedi. "Sonra sende tekrarlayacaksın tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
FanficJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...