20

16.1K 1.2K 229
                                    

Noel tatilinden döndüğümde hala 2017 içerisindeydik. Yılbaşı programında GRL'nin de sahnesi olduğu için burada bulunmak zorundaydım.

Kuliste son hazırlıklar yapılıyordu. Şirket adına GRL ve BTS'in kulisleri yan yanaydı.

Ben bulduğum herhangi bir boşluğa kendimi sıkıştırmayı başarmıştım ama bu kendimi rezil hissetiğim gerçeğini değiştirmiyordu.

Neden bende sanneye çıkamıyordum? Neden yapamıyordum bunu?

Onlara playback yapabiliyorsam sahnede şov da yapabilirdim. Dans yetenekli olduğum bir alandı üstelik.

Beklendiği gibi bu durum beni neşeli bir ruh haline sürüklemiyordu tabiki. En sonunda bir makyaj endişem olamadığı için unutulduğum köşede karanlık bulutlara yenik düşerek ağladım.

Haftalardır, haftalardır bunun acısını çekiyordum. Sonunda ağlamanın beni hafifletmesi gerekirken sanki vücudumu terk eden her damla yerini daha ağır hislere bıraktı. Ağlamak bana çare olmadı.

Ta ki Jungkook'un sesini duyana kadar.

"Herkes seni ararken neden temizlik dolabındasın Min Ae? Okul mu burası?"diyerek söyelenerek ışıklanrın düğmesini aradı.

Parlak bir şimşek misali aydınlanan oda beraberinde benim ağlamaktan şişmiş suratımı gözler önüne serdiğinde bakışlarını değiştiğini gördüm.

"Min Ae.."diyerek nefes verip yanıma doğru adımladı.

Go Go performansı için rahat kıyafetler giyinmiş olması onun yanıma çömelerek oturmasını kolaylaştırdı.

"Sarılmak ister misin?"diye sormasını beklemiyorum ama buna ihtiyaç duyduğum aşikardı.

Daha cümlesinin ilk kelimesinde ona atılarak kollarımı beline, başımı omzuna koydum. Onun benim sarılışıma karşılık vermesi kalbimi ısıttı.

"Endişlenme. İyi olacaksın. Sahnede bile değilsin ki. Bunda korkacak bir şey yok." dediğinde geri çekildim.

Gözlerimdeki yaşı silerek, "Şarkı söylemekten korktuğumu mu düşünüyorsun?"diye sordum.

Suratında bir şaşkınlık ifadesi belirdi, "Yoongi hyung çok güzel görünüyor diye ağlamıyorsundur herhalde."dedi.

Göz kapaklarımı birbirine bastırıp kafamı iki yana salladım.

"Hayır, senin gözünde bu kadar basit biri olduğumu bilmiyordum."dedim.

Eteğimi düzeltip doğrulmak için hamle yaptığımda çevik bir hareketle ayağa kalkıp beni durdu.

"Dur bir dakika, senin için endişelenerek buraya geldim. Bana sinirleneceğin hangi davranışta bulunmuş olabilirim?"dedi.

Doğrularak onunla aynı hizaya gelmeye çalıştım ama ancak omuz hizasına kadar yükselebilmiştim.

"Burada bulumamın sebebi sahneyi hak ediyor olmama rağmen arka planda kalacak olmam. Unutulup gitmek, isimsiz kahraman olmak bana ağır geliyor. Önemsediğim şey bu."dedim.

Yüzündeki ifade dehşet verici bir şekilde kırıcıydı.

"Bu yargıya varmanı kim sağladı? Sahneyi hak ettiğini düşündüren şey ne? Şirket senin için her zaman en iyisini düşünür. Buna güvenmeyi neden inatla rededdiyorsun? Ben senin için çalışıyorum, seni umursuyorum ben. Buraya kadar gelip seni teselli etmek uğruna bütün programın gecikmesini göze aldım. Ama sen bana hala isyan edip duruyorsun."dedikten sonra susup yüzüme baktı.

Daha sonra ardına dönüp gitti.

Haklı mıydı bilmiyorum ama içimde bir cesaret kırıntısı varsa bile yok olmuştu.

Beni sahneye layık görmüyordu ama kendini beğenmiş Yoona'nın sahneyi hak ettiğini mi düşünüyordu yani? Benim o kızlardan neyim eksikti? Neyi yapamıyordum?

Kendimi berbat hissederken kimse için şarkı söyleyemezdim.

Temizlik dolabının kapısını kitleyip program bitene kadar ölmeyi diledim.

Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin