Şarkı söylemeye başladığında güldüm.
"Kalp krizi mi geçirmemi istiyorsun?"dedim.
Beni dinlemeden şarkı söyleneye devam etti. Eliyle arabanın bagajından bir bere çıkartıp kafama geçirdi. Saçlarımı düzletirken hala şarkı söylüyordu.
"Mutluluktan ne yapacağımı bilmiyorum biliyor musun?"dediğimde kaşlarını kaldırıp şarkısına devam etti.
Atkıyı çıkartıp boynuma dolarken kendimi gülümsemekten alı koyamıyordum. Yaşadıklarımı hayal edebilmek bile imkansızdı.
Eldivenleri ellerime sokarken, "Kendimde yapabilirdim ama senin yapmandan daha memnunum tabi."dedim.
Güldü ama hala cevap vermeden şarkı söylüyordu.
Sonunda beni giydirme işlemi tamamlandığında harekete geçti. Kolundan tutup onu durdurdum.
"Sen neden benim gibi kardan adama dönüşmedin?"diye sordum. Bakışları benimle bagaj arasında gidip geldi.
"Pekala ben seni giydiririm, ama şarkı söyleme sırası bende."dediğimde kafa sallayıp beklemeye başladı.
Halsey'den Sorry'yi söylemeye başladım. Seviyordum bu şarkıyı.
Boyum yetmediği için şapkasına takamaya çalışırken zıplamak zorunda kalıyordum ve inanın bu sekilde şarkı söylemek çok zor.
Sonunda bereyi eline alarak kendi kendine taktığında saçlarını düzeltmek için parmak uçlarımda doğruldum.
Atkısını boynunda dolayıp eldivenlerini eline geçirdim, bunu yaparken ellerinı kapatarak ellerimin avcunda kalmasını sağladı.
"Ellerin ne kadar küçük."dedi.
Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sadece kafa sallamakla yetindim, şarkı sözlerinin arasından "Belki de senin ellerin çok büyüktür?"dedim.
Ellerimi bırakmadan gülümsedi.
"Kücük eller iydir, el ele tutuşunca ısıtması kolay olur."dedi.
Gülümsedim.
Hala ellerimi avcunda tutuyordu.
Sonunda "Bagajı kapatmak için ellerime ihtiyacım var, içine kar doluyor."diyerek ellerini çektiğinde bende benimkileri cebime soktum.
"Şimdi,"dedi kapağı kapattıktan sonra. "Arkamızı dönüp on adım attıktan sonra kar topu savaşı başlayacak, ilk seferin olduğu için sana biraz acıyacağımı söyleyebilirim."dediğinde gülümsedim ama o atkım yüzünden bunu göremedi.
Geri geri adımlarken ayakkabımın karda çıkarttığı ses beni mest etmişti, etrafın bembeyaz görüntüsüne kapılıp kaç adım attığımı bile unutmuşum. Manzara o kadar mükemmeldi ki kendimi karın içine gömmek istiyordum.
Sırtıma çarpan bir şeyin etkisiye sendeleyip kara düştüğümde bunun Jungkook tarafından başlatılan bir savaş olduğunu biliyordum.
Oturduğum yerden kara batmış bir şekilde ona saldırmaya çalışsam da çok güçsüz ve tecrübesizdim.
O ise bana kar toplarını fırlatarak ilerliyordu. Biliyordum ki çoğu atışında bilerek ıskalıyordu.
En sonunda bana yetiştiğinde kara gömülü bir vaziyetteydim. Bu halim onu daha çok gülümsetti. Bu gün umduğumun aksine ne kadar da gülümsüyordu öyle. Asla şikayetçi değildim.
"Kar meleği yapmaya ne dersin?"dedi.
"O da ne?"diye sordum.
"Kollarını ve bacağını iki yana açarak sağa sola hareket ettir."dedi.
Ben onun dediklerini uygularken o da beni videoya çekti.
Sonunda elimden tutup beni kaldırdığında oluşan şekil kolyelerde gördüğüm melek figürüne benziyordu.
"Vay canına.."dedim. Sesimde öylesinde hayranlık duygusu hissediliyordu ki.
"Haydi,"dedi Jungkook. "Sıra kardan adam yapmakta."
Onu takip ettim.
Elinde bir kar topu yapıp karda yuvarlamaya başladı.
"Sen de yap."dediğinde onu takip ettim.
"Havucumuz var mı?"diye sorarken bir yandan kardan adamın gövdesiyle uğraşıyordum.
"Evet, hazırlıklı geldim."dedi.
Bu kadar düşünceli olması ağalama sebebep olacaktı ama o kadar soğuktu ki göz yaşlarım donabilirdi.
Ben kardan adamın kafasını yerleştirirken Jungkook arabadan kardan adamın yüzü için mazemeleri getirdi.
Kardan adamımızın gülümseyen bir yüzü olduğunda artık gitme vakti gelmişti.
Arabaya binmeye hazırlanırken, "Keşke senin için yedek kıyafet getirmeyi akıl edebilseydim. Sırılsıklam olmuşsun."dedi.
"Aslında.."dedim o arabaya bindiğinde kapıyı kapatmadan, "Aceleyle odadan çıkarken pijama takımlarımı çantama koymuşum."dediğimde suratındaki ifade çok gülümseticiydi. "Arka koltuğa gidip giyin, bakmayacağım."dediğinde bakıp bakmaması dert değildi.
Arka kotukta rahatça giyindim, ama pijamalar ev içindi ve burası ne kadar lüks olursa olsun bir arabaydı.
Ön tarafa geçmek için hazırlanırken, Jungkook, "Koltuğun altı bir sandık gibi, içinde battaniye var. Onu da al. Üşürsün."dediğinde ona aşık olmamak için bir sebep bulamıyordum.
-düzenlemeden çabucak yayımladım, okul açılınca bu sıklığı özleyebilirsiniz, bölümle ilgili yorumlarınızı bekliyorum-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
FanficJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...