Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]

51

Ağzımdaki suyu püskürttüm, "Bu ne?"diye sorarken bir yandan öksürüyordum.

"Her tarafı berabat ettin Min Ae."diye bana sinirlenen kişi yine su püskürtmeme sebep olan kot ceketin içine hiç bir şey giymemiş Jimindi.

"Dalga mı geçiyorsun?"diye sordum. "Bu fotoğraflarla adam öldürürsünüz siz. Toplu katliam mı gerçekleştirmek istiyorsunuz?"dedim.

Jimin telefonu elimden çekip hızlıca hareket etti, "Beni oyalama, görüşmememiz gerekiyor. Bang PD-nimden önce Jungkook beni mahveder."dedi.

"Herkes siyah saçlı değil mi?"diye bağırdığımda çoktan uzaklaşmıştı.

Arakaya bir bakış atıp, "Evet!"diye bağırdı.

Onun tam zıttı yönde ilerleyip soğuk bir kahve almak için şirket binasının çıkışına indim.

Hararetimi alacak tek şey soğuk bir içecekti.

Bu gün albüm için debut şarkısı seçecek, LF planı ile ilgili görüşecektik. Bunun için gerçekleşecek bir toplantı olacaktı ve GRL'den Moonsan ve Jaehee, BTS'den ise Yoongi toplantıya katılacaktı.

BTS'in programı dopdoluydu ve açıkçası Yoongi'nin bize zaman ayırması bile muhteşemdi.

Kahvenin ücretini öderken arkamdan bir kamera sesi duymamla yönüm tamamen oraya döndü.

Kasiyer kız gözlerini devirerek, "Şirketinize yakın diye burada pusuda duran bir sürü kişi var."dedi.

"Ah.."dedim. "Stajer olduğumu biliyor musunuz?"gibi saçma sapan bir soru sordum.

"Soo Min Ae, kim seni tanımıyor ki?"dedi. "Kore'de arzulanan ilk üç erkekten birini kaptın bile."dedi.

"Sen böyle söyleyince.."dedim. "Kulağa büyük bir şeymiş gibi geldi."

Kız bana ciddi misin? der gibi baktı, "Büyük bir şey zaten."dedi.

"Pekala tanıştığımıza sevindim. İsmim Min Ae."diyerek elimi uzattım.

"Biliyorum zaten." diyerek elimi kavradı. "Jeongyeon."dedi.

"İyi günler Jeongyeon."diyerek dükkandan ayrıldığım sırada dibimde bitmeye başlayan insanlar ben buraya gelene kadar nerelerdeydi merak ediyordum.

"Min Ae, Min Ae'sın değil mi?"diye soran bir kızı kafamla onayladığımda biraz korkutucu bir feryat koptu.

"Oppamı kandırdın!"diye ağlamaya başlayan bir kızın koluna girip onu uzaklaştırmaya çalışanlar, "Bunu niye getirdik ki?"diye söyleniyordu.

Bu dedikleri kız sanırım oppasını kandırdığım kızdı.

"Sadece imza isteyecektik."diyen öncü kız sevimli bir şekilde gülümsedi.

Hızlıca hepsine imza verip soru sormalarına izin vermeden uzaklaştım. Sokağa çıkmak gittikçe zorlaşıyordu.

Şirketten içeri girip toplantı katına çıktım.

Koridorda ilerlerken geç kalmamış olmayı umdum.

İçeride Jungyoung, Jongbin ve Moonsan vardı.

Henüz Yoongi gelmemişti. Onun fikri en merak ettiğim kısımdı.

Jungyoung'un yanına oturduğumda bana attığı bakış pek mutlu edici değildi.

"Ne oldu?"diye sordum. "Bir sorun mu var?"

"Hayır." diyerek sandelyesiyle masaya yaklaştı. "Neden bir sorun olsun?"

"Çünkü gerginsin."dedim. "Bunu ellerinle oynamandan anlıyorum."

"Şey.. evet bir sorun var ama bunu sana söylemek istemiyorum."diyerek sandalyesiyle bana döndü. "Kendin öğrenmen daha iyi olur."

Bu sefer strese giren taraf bendim.

Sabırsızce bekleyiş çukuruna düşerken odaya giren Jaehee bile dikkatimi çekmemişti.

Karnım geri çekiliyor, parmak uçlarım soğuyordu. Kötü bir şey olacağı fikri beynimi kemirmeye başlamıştı bile. Az önce hayranlara imza veren mutlu bir stajerdim.

"Jungyoung?"diyerek dikkatini kendime çektim, "Ne kadar kötü?"diye sordum.

"Ah, şey.. endişenme. Hayati bir durum yok zaten."diyerek soraki gülümsediğinde kafayı yiyecektim.

Sonunda Yoongi ile Bang PD-nim odaya girdiğinde vücudumdaki tüm kanın yerini adrenaline bıraktığını hissediyordum.

Yoongi bana kafasıyla selam verip yerine oturduğunda gergince onu selamladım.

Işıklar kapanıp projeksyonlar açıldığında nedense daha çok gerildim.

PD-nim ellerini masaya koyarak biraz bekledi. Sanki saniyelerin canıma işlediğinin farkındaydı.

"Hepinize merhaba çocuklar."dedi. "Nasılsınız?"

Odaya son anda pata küte dalan Jungwoo Cevap vermeye hazırlanan Yoongi'nin sözünü kesti.

Özür dileyip bir hışımla yanımdaki yerine oturduğunda, sinirle bacağını sallayıp sağ elinin üzerini kaşıması ise problemi onun da bildiğini haber vermişti. Bilmeyen tek kişi bendim sanırım.

Yoongi hepimizin adına bir cevap verdikten sonra PD-nim oturuşunu ciddileşti.

"Luck For Life ile ilgili planlarımızı açıklamadan önce grupla ilgili bir karar almamı gerekiyor."dedi.

İşte sorun yoldaydı. PD-nim'in ağzından çıkmayı bekliyordu.

Gözlerimin içinde doğru baktığında bu gruptan da mı atılıyorum? diye düşündüm.

Eğer yine aynı şey olacaksa beni şirketten kovarsa daha iyi ederdi çünkü daha fazla burada kalamazdım. Ailemden önce kendi gururumun buna pek izin vereceğini zannetmiyordum.

Ama öyle olmadı, PD-nim'in başka tehlikeli planları vardı.

"Min Ae, solo çıkış yapmaya ne dersin?"diye sorduğunda Jungyoung'un neyden bahsettiğini anlamıştım.

-

Seçim sizin arkadaşlar.

Etiketlerde hep ilk 10 içinde olmamızda biraz şov yani, size bayılıyorum.

Kararı siz verin, bölümü ben yazayım,

Solo mu?
Grup mu?

Min Ae'nın kaderi sizin elinde falan filan, haydi görüşürüzz

–hae ♥️