Açıkçası uzun zamandır yaşadığım ilk tatil gününde Min Yoongi ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi.
Ama BTS'in yurdunun kapısına dayandığınmı varsayarsak bu olası da bir durumdu.
Boş dediğim günü araştırmaya adadığım için bulabileceğiniz en sevimli bilgi kaynağı Kim Taehyung'u ziyaret etneye karar verdim.
Ama gelin görün ki Yurt tamamen bomboştu.
Yoongi haricinde.
Onu gördüğümde aynı zaman da onu uyandırdığımı fark ettim. Sanırım bu gün sadece bana boş değildi. Yine de Taehyung'u sorduğumda, "Muhtemelen Jungkook'u takip etmek için Jiminle gitmiştir."dedi. Daha sonra da ekledi, "Beraber takılmak ister misin?"
O an merak ettiğim her şeyi unutup karşısında erimekten korktum.
"Nasıl yani?"dedim.
"Ah şey, içeri gelsene."dedi.
Onunla yurtlarında yanlız kalacak olmak vücudumu hemen heyecanlandırdı.
Artık bildiğim koltuklara oturduğumda burada ne zaman rahatça oturabileceğimi düşündüm. Sanırım asla gercekleşmeyecek bir durumdu.
Yoongi kapıda öylece dikilip, "İçecek bir şeyler falan ister misin?"dedi.
Konuşmayı unuttuğum için hayır anlamında kafa salladım.
İçeriye doğru ilerleyip karşımdaki koltuğa oturduğunda onu bir film gibi sinema salonunda izlemek isterdim.
"Burası normalde böyle sessiz ve sakin olmaz."dedi.
"Biliyorum."dedim.
"Pardon, anlamadım?"dediğinde Fransızca konuştuğumu fark ettim. Gerilince yaptığım bir şeydi.
"Biliyorum dedim."dedim.
"Ah, evet şu Fransızca."dedi. Sonra birden aklına muazzam bir fikir gelmişcesine yerinden doğruldu.
"Beni burada bekle."dedikten sonra gözden kayboldu.
Zaten nereye gidebilirdim ki?
Elinde tablet bilgisayarı ile gelip koltuğa tam anlamıyla gömüldü. Elindeki kalemiyle yeni sayfalar açarken bana, "Fransızca bir şeyler söyle."dedi.
Ne yapmaya çalıştığını anlamadığım için suratımda tuhaf bir ifade oluştu ama o kafasıni tabletinden kaldirmadığı için bunu görmedi.
"Nasıl yani?"dedim.
"Sadece bana Fransızca bir şeyler anlat işte. Herhangi bir şeyler. Zaten anlayacağımdan değil."dedi.
Derin bir nefes verdim. Kafasını kaldırıp sabırsızce konuşmamı bekledi.
"Sana duyduğum ilgiyi bir bilsen nefesin kesilir."dediğimde önce tatminkar bir sekilde gülümsedi. Daha sonra tabletine dönüp yazmaya başladı.
Ona Fransızca da olsa seni seviyorum diyemezdim, yani sonuçta hiç birimiz Almanaca bilmesek de ich liebe dich'in anlamını biliriz. İşte bu Franszıca için de geçerli.
"Pekala, sana inanılmaz derecede hayranlık duyuyorum, hayatımın süper kahramanısın."dediğimde kafasını kaldırdı.
"Çizgi filmlerden bahsetme ihtimalin ne Çünkü Super Hero gibi bir şey söyledin."dedi.
Franzsıca da süper kahraman; super-héros'du. Kesinlikle benzer.
Bu tarz şeylerden kaçınmaya çalıştım.
"Evet, şey dil hakimiyetin iyi."diye saçma bir cümle kurdum.
Bunun üzerine gülüp yazmaya devam etti, bana da "Devam et."dedi.
Güldüm, "Pekala."diyerke başladım. "Grubunuzun en küçük üyesi beni deli ediyor. Kalbimin hoplamasına sebep oluyor. Onun hakkında o kadar çok hissim var ki bir sonraki şarkında bunu kullanabilirsin çünkü onu şu an bile görmek istiyorum. Kokusunu bile özledim ve bu sadece bir gün içinde oldu."dedim.
Derin bir nefes aldım. İçimdekileri dışa dökmek iyi gelmişti.
"Yoongi."dedim.
Kafasını kaldırmadan, "Efendim?"dedi.
"Jimin ve Tehyung neden Jungkook'u takip etti?"dedim.
Yoongi kafasıni kaldırıp güldü. "Annesi Bayan Jeon, Jungkook'a kız ayaralamaya çalışıyor. Bu gün tanışmaya gitti."dedi.
Tuhaf hissettim. Kendimi o varlığından bi haber olduğum kızla kıyaslamaya çalışmam çok komikti. Acaba benden uzun muydu? Güzel miydi? Yetenekli miydi? Bayan Jeon beni o kızdan önce tanısa oğluna yakıştırır mıydı?
Peki ya Min Yoongi ile yanlız olduğum ilk an Jungkook'un randevuda olduğunu düşünüp rahatsız hissetmem normal miydi?
"Busan'a mı gitti?"diye sorarak ilgimi başka yöne çekmeye çalıştım.
Yoongi omuz silkti, "Hayır. Bayan Jeon kızı buraya getirmiş."dedi.
"Bayan Jeon burada mı?"diye şaşkınlıkla sordum. Buna neden şaşırdığımı bile bilmiyordum.
"Evet."dedi Yoongi.
Bir süre sessizlik oldu. Yoongi çalışmaya devam etti.
Sonunda tablet bilgisayarı bir kenara koyup suratıma baktı, "Grupta randevuya çıkan tek kişi Jungkook olmak zorunda değil."dedi, "Benimle bir randavuya çıkmaya ne dersin?"
-
kitabın geleceği beni korkutuyor, yorumları bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrecker ; 𝐣𝐣𝐤 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fiksi PenggemarJeon Jungkook sadece biasımı değil kalbimi de kırıyordu. "Biz su ve ışık gibiyiz, aramızdaki mesafelerin önemi yok. Günün başında ve sonunda mutlaka bir araya geliyoruz„ -from hae to him its all for him. #1 in Hayran Kurgu #1 in BTS #1 in...