1.7

3.4K 282 72
                                    

Devon: Etna ile neden kavga ettiniz?

Calum: Nereden biliyorsun?

Devon: Aslına bakarsan bütün okul biliyor.

Devon: Küçük şeytan mikrofon yutmuş gibi konuştuğu için.

Calum: Önemli bir şey değildi.

Calum: Sonra hallettik zaten.

Devon: Michael benim adımın geçtiğini duyduğunu söyledi.

Devon: Yoksa umrumda değil.

Devon: Ama benimle ilgili bir şey varsa ne olduğunu bilmek istiyorum.

Devon: Sanırım bu kadarına da hakkım vardır?

Calum: O piç kurusuna söyle çenesinin vidalarını en yakın zamanda sıkmak için yanına uğrayacağım.

Devon: Önce ben senin vidalarını sökmezsem tabii.

Calum: Pekala gerçekten duymak mı istiyorsun?

Devon: Tüm istediğim bu.

Calum: İyi.

Calum: Seni kıskandı.

Devon: Ne?

Calum: Konuştuğumuzu gördü.

Calum: Sonra da sana kalın kapüşonlumu verdiğimi.

Calum: Daha doğrusu onu saz arkadaşları gidip söylemişler, benim kıyafetimin senin üstünde olduğunu.

Devon: Sana yapmaman gerektiğini söylemiştim.

Devon: Kapüşonsuz bir şeyle eve kadar giderken ölmezdim herhalde.

Calum: Giysen de ölmezdin.

Calum: Arabama binmiyorsun bari onu yap.

Devon: Bak.

Devon: Aranızda sorun haline gelmek istemiyorum.

Devon: Zaten yarın getirecektim, bana ödünç verdiğin için teşekkür ederim ama

Calum: Ben şikayetçi değilim.

Calum: Sana daha önce de söyledim, kiminle konuştuğumun hesabını onlara verecek değilim.

Devon: Evet ama o zaman kavga etmemiştiniz.

Calum: Siktirip gitmek isterse gidebilir.

Calum: Umrumda değil açıkçası.

Devon: Yine de üzgünüm.

Calum: Olma.

Calum: Zaten hallettik, dediğim gibi.

Devon: Senin adına sevindim.

Calum: Sizi bugün Luke'la bayağı yakın konuşurken gördüm.

Calum: Dibindeydi.

Devon: Nereden biliyorsun?

Calum: Gördüm dedim ya.

Devon: Sen orada yoktun ki.

Calum: Ben az önce doğru mu anladım yoksa orada olup olmadığımı kontrol mü etmişsin?

Devon: Hayır yani

Devon: Genelde beraber takıldığınız için.

Calum: Hı-hım.

Calum: Ee?

Calum: Beklenen soruyu sordu mu yoksa?

Devon: Ah, hayır.

Devon: Partiye gelip gelmeyeceğimi sormak için yanıma uğramış.

Calum: Ve sen de?

Devon: Ne yapabileceğime bir bakarım dedim.

Devon: O da benimle gitmek istediğini söyledi.

Calum: Anlıyorum.

Devon: Ya sen?

Calum: Ben ne?

Devon: Sen orada olacak mısın?

Calum: Ben partilerde şuursuzca eğlenemiyorum.

Calum: Dawn'ı görmeye giderim herhalde.

Devon: Anlıyorum.

Calum: Benim gitmem gerek.

Calum: Etna'yı dışarı çıkaracağıma söz verdim.

Devon: Tabii.

Devon: Seni meşgul etmek istememiştim.

Calum: Seninle konuşmayı meşguliyet olarak görmüyorum.

Devon: Her neyse.

Devon: Sonra görüşürüz, sanırım.

Calum: Sanırım.

He(art) || hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin