Devon: Etna ile neden kavga ettiniz?
Calum: Nereden biliyorsun?
Devon: Aslına bakarsan bütün okul biliyor.
Devon: Küçük şeytan mikrofon yutmuş gibi konuştuğu için.
Calum: Önemli bir şey değildi.
Calum: Sonra hallettik zaten.
Devon: Michael benim adımın geçtiğini duyduğunu söyledi.
Devon: Yoksa umrumda değil.
Devon: Ama benimle ilgili bir şey varsa ne olduğunu bilmek istiyorum.
Devon: Sanırım bu kadarına da hakkım vardır?
Calum: O piç kurusuna söyle çenesinin vidalarını en yakın zamanda sıkmak için yanına uğrayacağım.
Devon: Önce ben senin vidalarını sökmezsem tabii.
Calum: Pekala gerçekten duymak mı istiyorsun?
Devon: Tüm istediğim bu.
Calum: İyi.
Calum: Seni kıskandı.
Devon: Ne?
Calum: Konuştuğumuzu gördü.
Calum: Sonra da sana kalın kapüşonlumu verdiğimi.
Calum: Daha doğrusu onu saz arkadaşları gidip söylemişler, benim kıyafetimin senin üstünde olduğunu.
Devon: Sana yapmaman gerektiğini söylemiştim.
Devon: Kapüşonsuz bir şeyle eve kadar giderken ölmezdim herhalde.
Calum: Giysen de ölmezdin.
Calum: Arabama binmiyorsun bari onu yap.
Devon: Bak.
Devon: Aranızda sorun haline gelmek istemiyorum.
Devon: Zaten yarın getirecektim, bana ödünç verdiğin için teşekkür ederim ama
Calum: Ben şikayetçi değilim.
Calum: Sana daha önce de söyledim, kiminle konuştuğumun hesabını onlara verecek değilim.
Devon: Evet ama o zaman kavga etmemiştiniz.
Calum: Siktirip gitmek isterse gidebilir.
Calum: Umrumda değil açıkçası.
Devon: Yine de üzgünüm.
Calum: Olma.
Calum: Zaten hallettik, dediğim gibi.
Devon: Senin adına sevindim.
Calum: Sizi bugün Luke'la bayağı yakın konuşurken gördüm.
Calum: Dibindeydi.
Devon: Nereden biliyorsun?
Calum: Gördüm dedim ya.
Devon: Sen orada yoktun ki.
Calum: Ben az önce doğru mu anladım yoksa orada olup olmadığımı kontrol mü etmişsin?
Devon: Hayır yani
Devon: Genelde beraber takıldığınız için.
Calum: Hı-hım.
Calum: Ee?
Calum: Beklenen soruyu sordu mu yoksa?
Devon: Ah, hayır.
Devon: Partiye gelip gelmeyeceğimi sormak için yanıma uğramış.
Calum: Ve sen de?
Devon: Ne yapabileceğime bir bakarım dedim.
Devon: O da benimle gitmek istediğini söyledi.
Calum: Anlıyorum.
Devon: Ya sen?
Calum: Ben ne?
Devon: Sen orada olacak mısın?
Calum: Ben partilerde şuursuzca eğlenemiyorum.
Calum: Dawn'ı görmeye giderim herhalde.
Devon: Anlıyorum.
Calum: Benim gitmem gerek.
Calum: Etna'yı dışarı çıkaracağıma söz verdim.
Devon: Tabii.
Devon: Seni meşgul etmek istememiştim.
Calum: Seninle konuşmayı meşguliyet olarak görmüyorum.
Devon: Her neyse.
Devon: Sonra görüşürüz, sanırım.
Calum: Sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He(art) || hood
FanfictionSenin gözlerinde, beni olmak istediğim gibi tarif eden bir şey vardı.