He(art) || hood

2.3

Calum: Seni kime benzettiğimi buldum.

Calum: Liv Tyler'ın bildiğimiz yeşil gözlü halisin.

Devon: Ve Calum Hood daha ne kadar saçmalayabilirdi.

Calum: Yemin ederim gerçekten çok benziyorsun.

Devon: Tamam lütfen.

Devon: Asılsız şeyler söyleyerek moralimi yerine getirmeye çalışma.

Devon: İşe yaramaz.

Calum: Asılsız değildi ama yine de sen bilirsin.

Calum: Öyleyse daha iyi bir fikrim var.

Calum: Neden güzel poponu Mali'nin kanepesinden kaldırıp garaja inmiyorsun?

Devon: Dışarısı Alaska'dan daha soğuk.

Devon: Ve Dawn'ı daha yeni uyuttum, bu sefer çok huysuzlandı. Tekrar uyanmasından korkuyorum.

Calum: Uyanmaz o.

Calum: Muhtemelen bir milyonuncu rüyasını görüyordur ama sana belli etmiyordur.

Devon: Neyi anlamıyorum biliyor musun?

Devon: Nasıl serserinin teki olabilirken aynı zamanda sersemin teki de olmayı başarabiliyorsun?

Devon: Cidden aklım almıyor.

Calum: Liv Tyler'a benzeyen kızlar için her zaman sürprizlerim vardır:)

Devon: Tanrı aşkına...

Calum: Ama sadece yeşil gözlü olanına.

Calum: Neyse konuyu saptırma da yanıma in.

Devon: Garajda ne halt yediğini sorabilir miyim?

Calum: Hurdalıktan dönüyorum, kendime Volkswagen'in karavanlarından aldım.

Devon: Ne yaptın ne yaptın?

Calum: Ama hurda işte.

Calum: Şu an kullanabileceğimiz durumda değil, kendi arabamın arkasına bağlayıp getirdim.

Devon: Neden eve götürmedin?

Calum: Evde tamir edemem.

Devon: Bir hurdayı tek başına mı tamir edeceksin?

Calum: Yardım etmek isteyeceğini düşündüm.

Devon: Ben tamir işlerinden hiç anlamam ki.

Calum: Getir götür işlerini yaparsın.

Calum: Bir ustanın her zaman çırağına ihtiyacı vardır.

Calum: Tanrım.

Calum: Sadece bir kat aşağı inip sağa dönüp garaja gireceksin ve biz uzakmışız gibi mesajlaşıyoruz.

Calum: Yanıma gelsene artık.

Devon: Bekle.