Gözler yaşlı mı ne...
Yani gerçekten ne diyeceğimi pek bilemiyorum. Daha hikayenin yarısındayken bitireceğim günün eninde sonunda geleceğini biliyordum ve bunun hayali bile canımı yakıyordu. "Nasıl bitireceğim?" diye kara kara düşünüyordum çünkü çok alışmıştım. Karakterlerime, kurguya, belki de karakterlerimin içinde en çok Devon'a. İlk defa yazdığım bir karakterin düşüncelerini içime sine sine ifade edebildim; belki de Devon'a kendimden çok fazla şey bırakmış olmamdı. Sanırım bitirirken beni en çok zorlayan şeylerden birisi de onlardan ayrılacak olduğum gerçeğiydi.
Burada çok fazla aktifim, gerçekten çok fazla. Yazmayı çok seviyorum çünkü. Ama beni buraya asıl bağlayan hikâye He(art) oldu. Yazdıklarımın arasında beni en çok mutlu eden, bazen güldüren ve ben yazıyor olmama rağmen en çok kalbimi kıran hikayeydi. Bölümde de yazdığım gibi; adaletsizlikten hiç hoşlanmıyorum. Günümüzde bunu her anlamda görüyoruz. Her yerde, bu platformda bile.
Burası benim kafamdakileri dökmek için sahip olduğum en uygun yer belki de. Herkes kadar ben de emek gösteriyorum ve bu hikayede emeğimin karşılığını aldığımı hissedebiliyorum. Başından beri benimle birlikte olan, okuyan, emeğime saygısını gösterip oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Eğer size karşı ters bir üslubum olmuşsa veya hak etmediğiniz bir muamelede istemeden bulunmuşsam bunun için de özür dilerim, muhtemelen gerçekten istememişimdir.
12 Mayıs'tan 15 Temmuz'a kadar benimle kalan herkese de çok teşekkür ederim. Bazen yapamayacakmış gibi hissedip tökezlediğimde desteğini aldığım çok arkadaşım oldu buradan. Tam olarak uygun kelimeleri seçip seçemediğimden de emin değilim, içim buruk sadece.
Neyse, "We won't fade away."
Kendinize çok iyi bakın! Diğer hikâyelerimde umarım benimle birlikte kalırsınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He(art) || hood
FanfictionSenin gözlerinde, beni olmak istediğim gibi tarif eden bir şey vardı.