-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_- -_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_--_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
Koskocaman kapılı şatoları andıran bir otelin önündeydik. Buraya tüm sosyete cemiyetinin çok iyi tanıdığı Erkoçlar'ın büyük varisinin düğününe gelmiştik. İçerisi pahalı smokinler,rahatsız parlak elbiseler ve samimiyetsiz gülümsemelerle doluydu.
İçeri girdiğim anda bir kasvet sarmıştı her yanımı sanki dünyanın sonu gelmişte bunu bir tek ben biliyorum gibi bir histi.
Üzerimde siyah boyundan bağlamalı ,şeritli ve tüylü elbisem vardı . Evet kabul ediyorum makyajım ve saçımla çok abartılı olmuştum ama bakar mısınız burada herkes avize gibiydi.
Etrafa göz atarak babamı takip ediyordum pardon kendisini tanıtmayı unuttum babam Harun Soylu kendisi mimari sektöre can veren kişidir ve benim her şeyimdir kendisi.
Babam bir masada durup birini bana tanıştırdı ama O birini anlatmaya kelimeler yeterli gelir mi bilmiyorum. ''Kızım bu beyefendi Savaş Yazgan kendisi benim özel avukatım olur.'' Elimi uzatmaya çekiniyordum. Elimi mızmız bir şekilde uzatıp fısıltı şeklinde ''Memnun oldum'' dedim. (Aslında hayır memnun olmamıştım.)Çapkın bir bakışla elimin üstüne bir öpücük bırakarak . ''Bende çok memnun oldum küçük hanım '' demişti . Burnu havada zampara .Elimi hızla çektim.
Ablamı görünce el salladım biraz abartmış olabilirim. ''Aaaa ablamı görmem lazım . Tekrar memnun oldum.'' deyip kaçarak uzaklaştım o gergin heriften. Ablamın kucağına koşarak girdim . ''Ablammm seni çookkk özledim .'' dedim kedi gibi miyavlayarak. ''Uff yılışma Nazlı zaten seksen derece hissediyorum.'' Uzaklaştım hemen. ''Tamam abla ya hemen azarla.'' Meraklı bakışlarla geldiğim masaya döndü. ''Kimdi o?'' Elimdeki viski dolu kadehi kafama dikerken. ''kim kim?'', ''Yahu şu babamın seninle tanıştırdığı adamdan bahsediyorum.'' Göz devirdim. ''Babamın özel avukatıymış ama aramızda kalsın hiç hoşlanmadım.'' dedim. ''O senin senin gibi düşünmüyor galiba. '' Merakla kaşlarımı havalandırdım. ''Kızım salona girdiğinizden beri gözleriyle seni hapsetti resmen.'' Kafamı sıkıntıyla iki yana salladım. Zaten bunalmışken ve alkolün etkisi beni yavaş yavaş mayıştırırken kimseyle uğraşamazdım. Kafamı kaldırdığımda göz göze gelmiştim. Yakışıklı ve karizmatik olduğu belliydi ve tabiki çapkın.
Düğünden sonra parti salonununa geçilmişti.Ben kaç litre içki tüketmiştim bilmiyorum ama kafam fena dönüyordu. Sahnede çılgınca dans eden kalabalığın içinde kaybolmuştum resmen. Midem fazlasıyla çalkalanmaya başlamıştı. Koşarak tuvalete girdim ve midemdeki her şeyi çıkarttım. Elimi yüzümü yıkayıp tam çıkacakken . Bay yakışıklı pardon ukala ve çapkın birden içeri fırlamıştı . Tuhaf bakışlarla bana yaklaşıyordu. Evet şuan olacak şeyler hiçte iyi şeyler olmayacaktı bunu hissedebiliyordum . ''Selam güzelim.'' Ne güzelim mi ? Güzel miydim gerçekten ?Sesinden anlaşıldığı üzere o da çok sarhoştu. ''Hı?'' istemsizce bu saçma şey dilimden dökülmüştü.İyice yaklaşmıştı bana ellerini sarı saçlarıma daldırmıştı ve kafamı hafifçe okşuyordu. Lanet olsun etkileniyordum!!! Buğulu bir sesle ''Çok güzelsin''demişti. Nefesi boynuma değiyordu ve ben yanıyordum. Seslice yutkunarak ''Teşekkür ederim.'' demiştim. Ellini yavaşça enseme götürdü. ''Daha sessiz bir yerde tüm güzelliğini görmek istiyorum.'' demişti tutkulu sesiyle. Kafamı olumlu anlamda sallamıştım.Evet kabul ediyorum etkilenmiştim. Nereden bilebilirdim ki sonrasını. Önce o çıkmıştı arabayı alıp beni bekliycekti. Ablama kısa bir mesajla beni beklememelerini söylemiştim zaten alışkınlardı bana. Parti salonunun arka kapısından çıktım magazine malzeme olmak istemiyordum en azından bu gece.Arka kapının önünden bekleyen araba hızla bindim. Arabada hızla hareket etti. Daha iki üç saat önce tanıştığım Savaş beye baktım sanki gergindi ama umursamayacak kadar kafam hoştu.
Kafamda tepinen fillerle uyanmaya çalıştım ama bana mengene gibi yapışan bir şey vardı .Bu bir koldu. Ne kol mu ? Gözlerimi kocaman açtım ve uyuyan babamın özel avukatı Savaş beyle karşılaşmıştım . Aman Allah'ım ne yapmıştım ben ? Nasıl buraya gelmeyi kabul etmiştim . Hızla kalktım yerimden . Tabi beyefendi rahatsız bir şekilde uyandı. Ben elbiselerimi toplamaya çalışıyordum ahh ne yapmıştım ben babam kesin bu sefer beni evlatlıktan reddedecekti . Aklıma gelen şeyle çığlık attım ve Savaş'a dönüp ''Lütfen bana korunduğunu söyle.'' dedim bir umut. Kafasını hayır anlamında iki yana sallamıştı şuan o kafasını kopartmak istiyordum. Üstümü başımı giyinip hemen dışarı attım kendimi . Tanrım lütfen lütfen düşündüğüm şey olmasın . Lütfen. Dua ve birazda küfür ederek bir taksiye atladım ve evimin adresini verdim.
Eve girdiğimde babamın işe gittiğini anlamıştım koşarak odama girdim . Kapımı kapatıp önüne çöktüm ve hönkürerek ağlamaya başladım . Lanet beynim hala bir şey hatırlamamakta ısrarcıydı. Umarım umarım kötü şeyler olmaz. Ağlamam durunca duşa attım kendimi . Kasıklarım o kadar ağrıyordu ki daha önce hissetmediğim bir ağrı vardı. Dün gecenin çok mükemmel geçtiğini anlamam kısa sürmemişti. Uzun zamanımı banyoda geçirip kırmızı kadife bornozuma sarılıp yatağıma attım kendimi ve bir süre tavanı izledikten sonra daha fazla düşünmek istemeyip uykunun esiri oldum.
Her şeyden habersizdim ve sadece uyuyabilmiştim galiba huzurlu uyuduğum son uykularım dı. Bilsem daha çok uyurdum diyebiliyorum sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize Gibi Hatam {TAMAMLANDI}
ChickLitBir gecelik hatası , Nazlı' nın hayatının mucizesi olacaktı. Bir hata kaç kere tekrarlanırdı ? Sadece bir kere gördüğü bir adamdan hamileydi Nazlı . Neler yaşayacaktı , hayat ona ne zorluklar sunacaktı , bunların hepsinden habersizdi. Olmaması ger...