Bölüm -29-

12.9K 417 137
                                    

Bolll yorumlarınızı bekliyorum. Oy vermeyi de unutmayın. İyi okumalar sayın okuyucum.




Terliklerimle gelsem sana..



Hava güneşli ama esintiliydi bugün. Yaz etkisini yavaşça kaybediyordu . Sonbahar hüznüyle kaplanmıştı hava birazda ama Nazlı'nın içinde tarifsiz bir huzur vardı. Bahçede hamakta oğlıyla birlikte rüzgarın etkisiyle sallanırken fazlasıyla huzurluydu. Aklına takılın bir sorun ya da stres yapacağı hiçbir şey yoktu. Hastanede yaşadığı şeyler sanki genç kadının prangalarını söküp özgür bırakmışlardı. Son kez görevini yerine getirmiş ve köşesine çekilmişti.Artık kimseyi düşünüp vicdan azabı çekmeyecekti. Bir gün bir yerde Melih'le karşılaşırım korkusu yaşamayacaktı. Her şey sonlanmıştı işte. Artık oğluyla özgürce yaşayabilirlerdi. Her yere gidebilirdi , hatta İstanbul da bile kalabilirdi. Şimdi ise oğluyla hamakta sallanıp küçük prens kitabını okuyordu. Kendini tilki , Kamer'i de küçük prense benzetiyordu. Sonuçta Kamer de onu evcilleştirmişti. Uzun şifon elbisesi yerdeki çimlere sürünüyordu. Kumral saçlarını açık bırakmıştı. Karşıdan bir tabloya benziyorlardı , bakması huzur veren bir tabloya. Nazlı , bahçenin demir kapılarının ardından onu izleyen bir çift gözden habersizdi. 


Kitaba dalmışken telefonunun bildirim sesiyle irkildi. Telofuu eline aldığında Yavuz'un mesaj gönderdiğini gördü. 

''Gördüğüm en güzel mazara :)''

Nazlı ne ima ettiğini anlayarak etrafına bakındı ve gözleri fark etmeden özlem duyduğu gözlerle birleşti. Yerinden kalkıp kapıya doğru ilerledi. Çıplak ayaklarının çimlere değmesinden mi , yoksa gözlerine değen gözlerden mi bilinmez ama içini tuhaf bir ürperti sarmıştı. Yavuz bahçenin içine girmiş ve kollarını Nazlı'ya sarmıştı. ''Seni görmemeye daha fazla dayanamadım. Ben de kalktım geldim.'' 

''Hoş geldin.''

İkisi bir süre daha birbirlerine sarılı kaldılar. Sonra bahçede ki oturma takımına geçip kahvelerini yudumlamaya başladılar.  ''İstanbul da kalmayı düşünüyor musun ?''  Yavuz'un sorusuyla Nazlı bir süre düşündü. Artık bu şehire ait hissedemiyordu kendini. Kendi evi vardı. Kendi zevkiyle döşediği , kendi düzeninin olduğu bir ev . Evet burası da kendi eviydi ama şimdi kendini misafir gibi hissediyordu burada.

''Kendimi artık bu şehire ait hissetmiyorum.''

''Anlıyorum.''

İkisinin arasında bir sessizlik oldu. Çünkü biliyorlardı ki ikisi artık ayrı şehirlerde olacaklardı. 

''Sen peki kalacak mısın burada ?'' Nazlı istemeye istemeye sormuştu bu soruyu. Zaten cevabı biliyodu.

''Evet burada kalacağım . Çünkü ailem , işim, evim hepsi burada.''

Sadece kafa salladı genç kadın. Ondan ayrı kalmak istemiyordu. Bu kadar geç bulmuşken erken kaybetmeyi hiç istemiyordu. Yavuz Nazlı'nın ellerini tuttu ve gözlerini gözlerine sabitledi. 

''Sen de gitme Nazlı burada birlikte yeniden bir hayat kuralım. Sadece üçümüz olalım. Her sabah aynı güne gözlerimizi açalım , her gece birbirimizin nefes alışverişlerini dinleyerek uykuya dalalım. Minik bir evimiz olsun ve bu şehre değil birbirimize ait olalım.''

Yavuz'un bu teklifinden sonra Nazlı'nın gözünden bir damla yaş süzüldü. Aynı teklif ona bir kere daha sunulmuştu. Mutlulukla karşılık vermişti. Ama şimdi böyle bir şeye asla hazır değildi.

Mucize Gibi Hatam {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin