Bölüm-10-

19.6K 541 14
                                    

Yeni Bölümmm

Hastaneden çıkmamın üzerinden iki gün geçmişti . Asırlar süren uzunlukta geçen iki gün.  Babam benimle asla konuşmuyordu. Bu da beni aşırı üzgün hissettiriyordu. Oysa kendimi fazlasıyla bu duruma alıştırmıştım ama lanet hormonlar söz dinlemiyordu. Bugün Melih ve ailesi bize yemeğe gelecekti , Savaş ve nişanlısı da teşrif edecekmiş. Ablam ve Melih dışında kimseyle konuşmuyordum. Hoş kimsem de yoktu zaten. 

Akşama doğru yatağımdan çıkıp yüzümü yıkayıp saçlarımı maşaladım. Durum ne olursa olsun iyi görünmek zorundaydım. Aileler severek evlendiğimizi sanıyordu. Aşırı mutluluk gösterip cıvıklığa vurmanın da bir anlamı yoktu. Elbise seçmeye başlamıştım. Sanırım ömrümün yarısı kıyafet seçmekle geçiyordu. İçeriden çalan telefonumun zil sesi beni işimden alıkoydu. Arayan Melih'cim di. İsmini görünce salak gülümseme geri gelmişti. ''Alo , Melih''  ''Sevgilim nasılsın?'' Anladığım kadarıyla yanında biri vardı. ''İyiyim hazırlanıyordum 'sevgilim' , sen nasılsın.'' Sevgilim kelimesini alayla söylemiştim. Çünkü hala başbaşayken böyle hitaplarda bulunmuyorduk. ''Bizde annemle alışverişe çıktık da istediğiniz bir şey var mı diye aramıştım.'' Tam da tahmin ettiğim gibi.  ''Sadece çikolatalı pasta istiyoruz ama başka bir kriz oluşursa ararım seni.'' Kısık kahkahası kulağıma gelmişti . Kahkahası bile içimi kelebeklerin istila etmesine izni veriyordu. ''Tamam o zaman kendinize dikkat edin.'' Telefonu kapatıp suratımdaki gülümsemeyle üstümü giymeye başladım. Gri yüksek bel bacaklarımın üzerinde biten etek , sarı omuzları açık kazak ve ayağıma gri kalın topuklu bilekte biten botlarımı giyindim. Gayet tatlı ve şıktım. Üstümdekiler dar olduğu için göbeğim belli oluyordu ve bu beni biraz rahatsız hissettiriyordu. Aşağı indiğimde babamın salonda oturduğunu gördüm. Karşısındaki koltuğa oturduğumda gözünün ucuyla bana baktı. Böyle davranması beni öldürüyordu. Kapı çalana kadar çivilerle kaplı bir kolukta oturuyotmuş gibi rahatsızdım. İkimizde derin nefes alıp girişe yöneldik. Önce Melih 'in annesi Semra hanım ve babası İlyas bey içeri girdi. Sonra yüzüme gülümseme yayan Melih içeri girmişti. Sadece bu kadar olacağımız için sevinmiştim ki sevincimi kusağımda bırakan kişi , Savaş beton suratıyla içeriye son giriş yapan kişi oldu. 

Yemekler yenmişti. Tuhaf bir şekilde ortada keyifli bir muhabbet dönüyordu. Herkes masadan kalkıp salona geçiş yapmıştı. 

Kahveler içilirken bana özel gelen pastamdan yiyordum. İlyas bey boğazını temizleyip tüm dikkati üzerine çekti. ''Harun bey bu akşam buraya neden toplandığımızı biliyoruz ve lafı daha fazla dolandırmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum." dedi İlyas bey tüm ciddiyetiyle. "Çocuklar birbirlerini seviyorlar , tabii büyük bir hata yapmışlar bunu es geçmiyorum. Ama yanlarında olmak bizim görevimiz." Babam ciddi bakışlarla söze dahil oldu. "Olana bir şey yapamayız evet onlar çok büyük bir hata yapmışlar şimdi toparlaması bizr kalıyor." Bebeğimden sürekli hata olarak bahsetmeleri beni çok üzmüştü. Bunu fark eden Melih elimi avucunun arasına alıp güç verircesine sıktı. " Bir iki güne nişan yapılır etrafa duyrulur iki haftaya da düğün yapılır. "Aslında biz çok abartılı bir şey istemiyoruz ama." Babaların sert bakışları susturmuştu beni. Su içeceğimi söyleyip mutfağa geçmiştim. Ağlamamak için kendimi çok sıkıyordum. İki elimle dezgahı sıkı sıkı tutup güç almaya çalıştım. Tam doğrulacaktım ki arkamdaki baskıyla şoka girdim. Bu kokuyu tanıyordum. Arkamı döndüğümde o zehirli siyah gözlerle karşı karşıya geldim. Bakışları buram buram tehlike kokuyordu.

Elinin birini bacağimda gezdirip eteğimin ucunda durdurdu. Diğer eli belimdeydi ve beni kendine çekiyordu. Hayır! Bu sefer çekimine kapılamazdım. Kulağıma eğildi nefesi boynuma değiyordu. "Demek kardeşimle birlikteyken benimle oldun ha. Sen neler çeviriyorsun küçük kurnaz." Her kelimesinde dudakları tenime değiyordu. "Bırak beni biri gelecek şimdi" Üzerimde daha da baskı uygulamıştı. "Öyle mi ? Ama o gece hiç böyle demiyordun." Hızlıca itip kenarı çekildim. Etkisi altından çıkmalıydım. "Çok sarhoştum tamam mı ? Kendimde bile değildim." Dudaklarına alaycı bir gülüş taktı. "Bu bebekte öyle bir gecenin meyvesi mi ?" Küstah. "Seni aşağılık adam !"  Bana doğru yaklaşmıştı , kaçacak yerim yoktu köşeye sıkışmıştım resmen. "Seninle işim bitmedi güzelim. Senin tenini hissetmeyi , senin altımda kıvranmanı , adımı sayıklamanı daha çok istiyorum. Ve buna küçük kardeşim değil hiç kimse engel olamaz."

Savaş mutfaktan çıktıktan sonra kendime gelmek ve söyledikleri saçmalıklar unutmak için biraz daha orada durdum. İçeri geçtiğimde her şey bıraktığım gibiydi. İki gün sonra nişan , iki hafta sonra düğünümüz vardı. Gitmek için kalktıklarında kapıya kadar eşlik ettik. Savaş'ın bir kere bile gözlerine bakmamıştım. Başıma bela olacaktı bunu hissedebiliyordum. Melih yanağıma öpücük kondurup yarın alışveriş için beni alacağını söyleyip çıktı.

Kendimi odama attığımda üstümdekilerden kurtulup rahat bir gecelik giyinip yatağa geçtim. Melih'le mesajlaştıktan sonra uykunun tatlı kollarına atmıştım kendimi.

Gözlerimi açtığımda Savaş yatağımın ucunda durmuş beni seyrediyordu. Hemen kalkıp örtüyü üzerime çekmiştim. Nasıl girebilmişti eve ? "Benim olman için tüm engelleri bir bir yok edeceğim Nazlı."  Ne diyordu bu adam gözlerinde ki bu canilik de neydi ? "Defol git hayatımdan Savaş." Arkasından çıkardığı parlak şeyin bir bıçak olduğunu anladım. "Daha seninle işim bitmedi güzelim." Elindeki bıçakla bana doğru yaklaşmaya başlamıştı. "Önce engelleri kaldırmam lazımdı değil mi ?" Bıçağı karnıma saplayı boylu boyunca kesmişti. "Bebeğimmmm" haykırışım kulaklarıma dolmuştu . Onun gözlerinde hala o cani bakış vardı. "Bebeğimmm" bağırarak uyanmıştım. İnanamıyorum bu bir kabustu. Hep bir rüyaydı. İstemsizce ağlamaya başlamıştım. Babam telaşla kapımı açıp yanıma gelmişti. "Nazlı neler oluyor ? İyi misin ?" Endişeli sesini duyduğumda ağlamam daha da çok artmıştı. "B..baba b....be..beğimi a..alıyor...lardı."  Hıçkırarak ağlamaya başladım. Babam sarılıp saçlarıma öpücük kondurdu. "Şitt ben buradayım kimse bir şey yapamaz bebeğine."  Babamın göğsüne yaslanıp kalp atışlarını dinlerken gözlerim uykuya yenik düşüyordu ve içimden defalarca kez tekrarlıyordum. Sadece bir rüyaydı. Sadece bir kabus.




Mucize Gibi Hatam {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin