Bölüm -3- (Düzenlendi)

28.7K 712 17
                                    

Son zamanlarda hiç önünden ayrılmadığım aynanın karşısındaydım.Bebeği öğrendiğimden beri bir hafta geçmişti. Kusmalarım daha da fazlalaşmıştı . Bir iki kilo vermiştim ve göz altlarım biraz daha morlaştı. Karnım çok hafiften belli olmuştu sanki.Tabi kış ayında olduğumuz için geniş giyinmek daha da kolaydı. Bugün çok kararlıydım , babama ve ablama açıklayacaktım. Derin bir nefes alıp üstümü giyindim.

Çok sakindim.Sanki kendi cenazeme gidiyordum.Bir farkı yoktu zaten. Sanırım babam beni kovardı belki kıymazdı ama evet kesinlikle kovardı. Ya ablam , anne yarım . Çok üzülürdü. Hayatımın böyle olacağını hiç düşünmezdim. 

İlk bebeğimin daima sevdiğim adamdan olmasını hayal ederdim hep ya da en azından tanıdığım ve evli olduğum bir adamdan. Çok büyük bir sorumluluk almıştım . Bir bebeğe hem anne hemde baba olacağımı sanmıyorum. Ben daha kendime bakamazken bir bebeğe bakmak. Gözlerime yaşlar dolmaya başlamıştı. Çok farklı hayallerim vardı benim .Önce okulumu bitirecektim , sonra birine aşık olacaktım. Saçma sapan sarhoş olup sabahlara kadar eğlenecektim.Şimdi ise ya rapunzel gibi kuleye hapsedilecektim ya da bebeğin başında uykusuzluktan geberecektim. Ya babam aldırmamı isterse. Bunu asla yapamazdım. Küçük bir cana kendi parçama bunu yapamazdım. Hayatımın altüst olacağından emindim , bebeğimi aldırmaktandan hayatımdan vazgeçiyordum. Onun hayatına karşılık benim hayatım.

Derin derin nefesler alıp son kez aynaya baktım. Kalın siyah kazağım ve kot pantolonumla çok sadeydim. Odamdan çıkıp aşağı inmeye başladım . Salonun kapısına yaklaştığımda babamın biriyle konuştuğunu duydum , kibar bir erkek sesiydi. Bu ses çok tanıdıktı.Kapıyı açıp içeri girdiğimde yaşadığım şok bebeğimi düşürmeme sebep olabilirdi. Kendisi babamın özel avukatı , benim tek gecelik ilişkim ve unutmadan karnımdaki bebeğin biyolojik babası. Bana bakıp gülümsediğinde kafasını ikiye ayırmak isteğimi bastırıyordum. ''Ahh selam Nazlı hanım . Nasılsınız?'' Hanım mı bu ne resmiyet ? Seviştiğim sanki başkasıydı. ''İyiyim teşekkür ederim de sizi tanıyamadım.'' Nazlı vuruyor. Goll. 

Bana inanmazmış gibi bakıyordu o güzelim kahve hareleri. Sanki beni sıcak bir duşa , yumuşak bir yatağa ya da kremalı pasta yemeye davet ediyordu. Babam bu bakışma savaşımızı kesmemizi sağlayan bir öksürükle bana hafif bir sinirle baktı. ''Kızım hani seni geçen düğünde tanıştırmıştım ya Savaş beyle. Kendisi benim avukatım.'' Sahte bir gülücükle ''Evet şimdi hatırladım. Memnun oldum Savaş bey.'' Babama döndüm ''Ben dışarı çıkıyorum biraz dolaşacağım.'' Alnıma bir öpücük bıraktı. ''Çok gecikme.'' , ''Pekii''.  Babama seslendikten sonra hızlı adımlarla kendimi evden dışarı attım. 

Biraz ilerlemiştim ki Savaş'ın bana seslenmesiyle adımlarımı durdurdum. ''Nazlı gerçekten beni tanımadığına inandığımı mı sanıyorsun?'' Sesi o kadar yumuşak ki etkisi altına alıyordu insanı. ''Tek gecelik ilişkilerimi hatırlamam genelde.'' Dudaklarından bir gülümseme geçti. ''Sana ulaşmayı denedim hatta evinize bile geldim ama yoktun.'' Tabiki buna inanmayacaktım. ''Neyse Savaş bey izin verirseniz yürüyeceğim.'' Kolumu tutup beni durdurdu. ''Nazlı aramızda bir şeyler geçti evet ama ben nişanlanıyorum .'' NE!? Beni şokumu atlatamadan devam etti. ''Bu yaşananların aramızda kalması en doğrusu o yüzden.'' Kendimi toparlamaya çalıştım ama lanet olsun beceremiyordum. ''Korkmanıza gerek yok Savaş bey.'' Bana biraz daha yaklaşıp kafasını eğdi , o kadar yakındı ki beyaz çikolata kokusunu alabiliyordum . Bu nasıl bir kokuydu ? ''Şimdi uslu bir kız olup sessiz kalacaksın. Hem bir bakmışsın yine karşılaşırız.'' Nefesi bana o kadar yakındı ki . Kendimi geri çekip etkisinden çıkmaya çalıştım.  Bana ne anlatıyordu bu şimdi.. Arsız herif. Kolumu hızla ellerinden kurtarıp koşmaya başladım. İlk gördüğüm köşeden dönüp duvarın dibine çöktüm. Sarsılarak ağlamaya başladım.  

Yürüdüğüm süre boyunca ağladım. Eve geldiğimde yemek bile yemeden kendimi duşa attım oradanda yatağa. Kendimi çok bitik hissediyordum. 

Sabah telefonumun ısrarla çalmasıyla uyandım. Saat sabahın sekiziydi. Bu kadar uyumuş muydum ben ya ? Kimin aradığına baktığımda yabancı bir numaraydı. ''İyi günler Nazlı hanımla mı görüşüyorum ?''   ''Evet benim ''  Söylediklerim asla anlaşılmıyordu. ''Nazlı hanım ben Doktor Melih beyin asistanıyım. Bebeğinizin on dördüncü hafta kontrolünü hatırlatmamı istedi.'' Kafamı yastıktan kaldırıp komodindeki tariha baktım o kadar olmuş muydu ya? ''Ahh teşekkür ederim bugün uğramaya çalışacağım.'' diyip telefonu kapattım. 

Demekki bugün yakışıklı doktorla görüşecektim ve tabiki bebeğimin sağlığını öğrenecektim. Hemen yardımcımız Sevim hanıma seslenip kahvaltılık bir şey hazırlamasını istedim gardrobumun önüne geçtim. Kırmızı dizlerimin hemen üstünde biten etek , beyaz bol kazak ,beyaz fafif topuklu botlarımı giyip aynanın önüne geçip suratıma baktım. Uzun zamandır makyaj yapmamıştım. Biraz kapatıcı , mascara ve iddialı kırmızı ruj sürüp aynada kendimi süzdüm bir tek saçlarım kalmıştı. Maşayla uçlarını biraz dalgalandırdım. Siyah deri ceketimi , çantamı ve gözlüğümü alıp savaş alanı olan odamı terk ettim. Mutfağa girdiğimde nefis kokular beni delirtecekti. Tostumu ve omletimi bitirip ayağa kalktım. ''Ben çıkıyorum Sevim teyze , bir iki saate dönerim.''  ''Tamam kuzucum dikkatli ol.'' Son kez aynada kendimi kontrol edip dışarı çıktım. Kırmızı mercedesıme atlayıp , yola koyuldum.

Doktorun odasına girdiğimde heyecanlandığımı hissettim.

"Selam yeniden ben." Samimi bulduğum bir gülümseme taktım dudaklarıma. " Ahh selam. Hoş geldin Nazlı. Ağlamadığın için hemen tanıyamadım seni kusura bakma.'' Gözlerimi devirdiğimde gülüşü daha da derinleşmişti.

Sedyeye uzandığıp kazağımı topladığımda bebeğimin kalp atışlarını duyacağım için fazlasıyla heyecanlanmıştım. Doktor soğuk jeli karnıma dökünce ürperdim. Ultrason cihazını karnımda gezdirmeye başladığında kalbim daha hızlı atmaya başladı. ''Evet minik bebişimiz burada.'' Küçük siyah bir noktayı gösterdi. ''Kalp atışlarını duymak ister misin?'' Kafamı salladım. Konuşursam bu büyülü an bozulacakmış gibi hissediyordum. Bir anda odayı dolduran ses göz yaşlarımın akmasına sebep oldu. Bu anı bebeğimin babasıyla yaşamam gerekirdi. Doktor elini uzatıp göz yaşımı sildi. ''Üzülmek ve stres yok . Bebişin bunların hepsini hissediyor annesi.'' Ağlamamı hemen sonlandırdım. ''Tamam ağlamak yok.''

İşlemler bittiğinde , bebeğim çok sağlıklıydı ve hızla büyüyordu. Odadan çıkmaya hazırlanırken Doktor Melih beni durdurdu. "Nazlı merak ediyordum da beraber bir kahve içebilir miyiz acaba ?" Şaşkınlığımı ve heyecanımı bir kenara koyup normal bir şekilde cevap vermeye çalıştım. " Siz hastalarınızı hep kahve içmeye mi götürürsünüz sevgili doktorcum?" Saçlarını elleriyle dağıttıp gülüşünü genişletti. "Tabi , en büyük hobim hamile ve hastalarımla kahve içmek. Hatta hastanemizin yeni bir hizmeti."Kahkaha atmıştım. "Bu hizmetten faydalanayım o zaman. Numaram sekreterinizde var oradan bilgileri mesaj atarsınız." Gözlerime dikkatle baktı. ''Tamamdır Nazlı hanım. En yakın zamanda görüşürüz umarım.''

İnanamıyorum yakışıklı doktorla randevum mu var ?

Mucize Gibi Hatam {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin