Bölüm -2- (Düzenlendi)

34.8K 753 84
                                    

2.5 ay sonra..


Kafamın içinde oluşan uyuşuklukla ,ağlayarak önümdeki beş tane hamilelik testine bakıyordum . Hepsindeki çift çizgi hayatımı mahvettiğimi anlamama yetmişti. İnanamıyordum.Sanırım bayılacaktım çünkü dizlerim beni taşıyamıyordu. Beynim dönüyordu.

Ne yapmıştım ben ?

Sadece bir kaç saat gördüğüm adamdan hamileydim.

Hamileydim.

Resmen hamileydim.

Karnımda oluşmaya başlayan bir insan , bir bebek vardı yani.

Babam bunu öğrenirse dayanamazdı buna .Beni evden kesin atardı. Kendisi de kalp krizi geçirirdi. Ya ablam onu kestiremiyordum işte. Belki benim yanımda olurdu yada karnımda hiç tanımadığı bir adamın çocuğunu taşıdığım için benden nefret ederdi. Kötü kadın gözüyle bakacaklardı bana kesin.Nasıl böyle bir sorumsuzluk yapabilirdim hala kendime inanamıyorum.Basit bir eğlence bir kaç saatlik zevk için hayatımı mahvetmiştim.

Şimdi gidip O adama bağırıp çağırsam karnımda bir bebek olduğunu ve babasının kendisi olduğunu söylesem ne yapardı acaba. Belki hiç öğrenmemeli. Belki öğrenmeli.Bilmiyorum hiçbir şey bilmiyorum şuanda.

Ben ne yapacaktım peki şimdi? Kaçıp gitmeli miyim buralarsan ? Yoksa kalıp kendim gibi bir kaç kişinin daha mı hayatını mahvedecektim.

Ahhh Tanrım ne halt yiyecektim ben şimdi.

Her şeyin kesinleşmesi hatta belki hamilelik testinin bozuk olmasını umarak doktora gitmek için yola koyuldum . 

Kan ve idrar tahlilimi verip beklemeye başladım .Tam iki saat kırk sekiz dakika hastanenin fayaslarıyla bakıştım, sanki beynim uyuşmuş gibiydi. Adımın söylenmesiyle ayağa kalktım. Doktorun odasına girdiğimde beni muayene etti ve sonra tahlillerime baktı. Ve evet tam 10 haftalık hamileydim. İçimdeki micik şeyin kalp atışları bile vardı. Şimdi ben kime ne diyecektim . Kafam o kadar karışıktı ki sadece ağlamak istiyorum. Kafamı ellerimin arasına almış boş hastane koridorunda hıçkırarak ağlıyordum.

Yanıma birinin oturduğunu hissettiğimde kafamı kaldırıp bakmaya bile halim yoktu.Sessiz sessiz ağlamaya devam ettiğimde yanıma oturan kişi konuştu .''Neden ağlıyorsunuz hanımefendi bir problem mi var ?'' dedi . Sesindeki merak tınısı beni ona bakmaya itti. Bir doktordu ve evet yakışıklı bir doktordu. Kafamı tekrar yere eğip ağlamaya başladım ''Evet içimde minicik bir problem var.'' Altan kendi hissettiren midem daha da kötü olmamı sağlamıştı. Hızla ayağa kalkarak kendimi toparlamaya çalıştım en azından şimdilik kimse öğrenmemeliydi .

Geldiğim gibi bir taksiye atlayıp eve gittim. İçeri girip yavaş adımlarla odama gidiyordum ki salondan babam seslendi ''Nazlı kuzum sen mi geldin ?'' Babamın sesini duymak bile gözlerimi doldurmayı başarmıştı . Derin bir nefes aldım . ''Evet ben geldim babacım kendimi yorgun hissediyorum biraz dinleneceğim'' dedim. Salonun kapısında babama bakarken . Utancımdan yüzüne bakamıyordum sanki o biliyordu her şeyi. Gözümün içine kuşkuyla baktı ''Doktor çağırmamı ister misin? Pek iyi gözükmüyorsun.'' Gülümsemeye çalıştım .'' O kadar önemli bir şey değil babacığım ,dersler biraz yoğun bu aralar uyurum geçer. '' dedim .Keşke uyuyunca geçecek bir şey olsaydı derdim. Kafasını salladı ''Peki'' demişti ama inanmayan gözlerle bakıyordu. 

Eve girdiğim yavaşlıkla devam etmiştim merdivenleri çıkmaya . Acaba babam karnımdaki arkadaşı öğrense hala bana kızım der miydi ? Yine gözlerim dolmuştu . Ağlayacağımı anladığım için koşarcasına merdivenleri bitirdim ve odama girip kapıyı kapattım . Üstümdekileri çıkartırken aynadaki yansımama takıldı gözüm. Ellerim istemsizce karnıma giderken gözümden bir yaş aktı. Bu hikayenin en masumuydu o daha çok minikti. Yatağa kendimi sırt üstü attığımda ellerim hala karnımdaydı . Bugün boyunca tekrar tekrar sorduğum soruyu yineledim 'Şimdi ne yapacaktım ben ?' Aldıramazdım da küçücük bir cana kıyabilecek kadar vicdansız değildim. İşte bu vicdanım yüzünden kendi hayatımı mahvetmeyi göze alıyordum. Ağlamaktan sızlayan gözlerim yavaşça kapandı ve uykuya teslim oldum.


Gözlerimi açılmaya zorlayan ablam başımda bıdır bıdır konuşuyordu.''Ne anlatıyorsun sen ya ?'' Kafamı yastığa gömdüğüm için boğuk çıkan sesimle bağırdım ablama. Gözlerini devirdi. ''Diyorum ki ne bu odanın hali ne at mı attın odaya ?'' niye hep neşeli ve enerjikti bu ? Kaşlarımı çatarak baktım ona.''Toparlarım bir ara hadi aşağı in sen.'' dedim uykulu sesimle. ''Tamam bir banyoyu kullanayım ineceğim.'' Banyo mu ? Hızla gözlerimi açıp ayağa fırlayıp banyonun kapısının önüne geçtim. ''Abla benim banyom çook ama çok pis sen alt kattakini kullanmalısın'' Bana sanki uzaylı görmüş gibi bakıp odadan çıktı , çıkarkende bağırmayı ihmal etmedi.''Oda değil ahır mübarek , her şeyi yapmayı bilir ama temizlik asla. Hemen toplan aşağı in hemen!''

Aniden ayağa kalktığım için dönen başım ve bir aydırlı bana eşlik eden kusmalarım yine kendini belli etmişti.Hızlı davranarak banyoya girdim ve dünden kalan hamilelik testlerini toplayıp çantama koydum şu an çöpe atamazdım bunları.Banyoyu toparladıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Midem biraz daha rahatlamıştı. Üstüme bir kot ve beyaz bir t-shirt giydim. Saçımı üstten toplayıp kahküllerimi düzelttim. Göz altlarıma kapatıcı sürüp ellimle biraz yaydım. Beyaz nikelarımı ayağıma geçirip odadan çıkıyordum ki çantamı ve telefonumu unuttuğumu anladım. Ahh kafam nerde benim?


Aşağı indiğimde ablam Aylin , minnoş kızı Hüma ve Babam Harun bey kahvaltı ediyorlardı. Babam her zamanki gibi gazetesini okuyor , ablamda kızıyla ilgileniyordu. Sofraya yaklaştığımda yatışan midem anında havalandı. ''Ben çıkıyorum güzel ailem.'' Bakışlar bana odaklandığında her şey yolundaymış ve mutluymuşum gibi davranmaya başladım. Kusacağım. ''Bu acele ne kızım ? Bildiğim kadarıyla bu saate dersin de yok.'' Babam endişeli ve soru soran bakışlarla beni süzüyordu. ''Saçmalama da gel kahvaltı yap Nazlı.'' Ablamın sabahki siniri hala devam ediyordu.''Çok acil bir işim çıktı, ben yolda atıştırırım merak etmeyin.'' Babamı öpüp bir şey söylemelerine fırsat vermeden evden çıktım.

İlk başta tahlillerimi unuttuğum hastaneye gidecektim ve tabiki düzgün bir kafayla bebeğin sağlığını öğrenmek için.

Taksi beni hastanenin önene bıraktığında dünkü perişan halim aklıma geldiğinde tekrar ağlamamak için hemen içeri girdim ve girişimi yaptım. Hemen sıra alıp oturmaya ve beynimi kemirmeye başladım. Belki de o alçak adama söylememeliyimdir. Ahh beni tanımayacağına o kadar eminim ki ! Nasıl böyle bir hata yapardım ben nasıl ? Düşünceler tam beynimi esir alacakken sıramın geldiğini fark ettim. 

İçeri girdiğimde bunun o dünkü doktor olduğunu fark ettim. Kafasını kaldırıp bana baktığında o da beni tanımıştı.''Siz şu koridorda ağlayan hanımefendi değil misiniz.'' Hafif tebessüm ettim. ''Evet hala O yum'' O da gülümsemişti ve tanrıların beni kutsadığını sandım o an.''Evet hanımefendi şikayetiniz nedir ? '' Evet gerilmeye başlamıştım.''Şey hamileyim de ben . Bebeğin sağlığına bakacaktım.'' Utana çekine söylemiştim. Doktor beni muayene ettikten sonra oturup bebek hakkında konuştuk ''Eşinizin bu kontrolü kaçırması çok kötü oldu. dedi doktor. Niye şimdi böyle şeyler diyor ki. 

Kafamı yere eğdim ''Eşim yok benim. Kimsenin haberi olmayan bir bebek bu.'' Doktor şok olmuş gibi bakakaldı. ''Ben yani şey çok özür dilerim.'' Ayağa kalkıp kağıtlarımı aldım ve elimi uzatıp ''Önemli değil doktor bey şimdi sadece siz ve ben biliyoruz ve hepte öyle kalacak sanırım.''dedim. Doktor gülümsedi , elini uzattı ''Tehdit mi ediliyorum acaba?''. Gülümsedim ''Hayır sadece suçuma sizi de ortak ediyorum'' dedim. Gülümsemesi daha da genişledi ''O zaman görüşmek üzere , suç ortağım.'' Göz kırpmıştı. Kıkırdayıp dışarı attım kendimi. Resmen adamla flörtleşmiştim.Kapıdan çıkarken ismini hiç sormadığım aklıma geldi. Kapının kenarında Op. Dr Melih Yazgan . Tanıdık gelmişti bu isim ama çok üstünde durmadım. Hayatıma hoşgeldin Melih Yazgan.




Bu kitaptaki her şey hayal ürünüdür ama gerçek hayattan.

Mucize Gibi Hatam {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin