5.bölüm

670 60 20
                                    

Demir ona bakan Hazal'ı fark etti. Birbirlerine bakıp tebessüm ettiklerinde Erkan da abisinin baktığı yöne baktı. Göz göze geldiği kişiye donuk bir şekilde bakmaya devam etti. Hazal iki kardeşin konuşmasını bölmeden yanlarından ayrıldı.

Erkan onun arkasından bakmaya devam ederken Demir ellerini birbirine dolayarak tebessüm etti. Başını eğdi ve kardeşinin kulağına doğru yaklaştı.

"Kendine dikkat et kardeşim ve kadınlardan uzak dur."

Erkan kaşları çatık bir halde abisinin tarafına döndü. Sinirden dudaklarını ısırmak üzereydi.

"Kime yakın kime uzak olacağımı sana sormam gerekmiyor. Benim düşündüğüm tek şey Deryadan geriye kalan aşkım ve intikamım."

"Kardeşim sen aşk denilen aptallığa inanmaya devam ettiğin sürece acı çekeceksin."

"Acı çekerim ya da çekmem seni ilgilendirmiyor. Bu söz sana bir yerden tanıdık gelmedi mi? Ne oldu abi rolleri mi değiştirdik? Sen aşk acısı çekerken sana ulaşmak için o kadar çaba sarf ettik ama sen bizim yüzümüze bile bakmıyordun. Sanki tüm suçlu bizmişiz gibi bize öfkeliydin. Ama bu aynı şey değil. Sen hiç sevdiğine sonsuza dek veda ettin mi? Bu çaresizliği anlayamazsın. Benim neler yaşadığımı ve ne kadar çok canımın yandığını asla bilemezsin."

"Asıl sen hiçbir şey bilmiyorsun Erkan. Bu acı seni kör etmiş ve bir gün gerçeği fark ettiğinde ne kadar çok pişman olduğunu görmek istemiyorum. Bu yüzden kendine gel ve yanıma taşın. Beraber yaşayalım tıpkı eski günlerdeki gibi abi kardeş olalım."

"Hayır. Sen beni gerçekten anlamıyorsun." diyerek yürüdü Erkan. Gözyaşlarını tek tek akıtarak hastane koridorunda yürümeye devam ediyordu. Hazal elinde tepsiyle kantinden çıkmış düşünceli bir halde geliyordu. Karşıdan Erkan'ın üzüntülü bir halde gittiğini görünce onun yüzünden hissettiği tüm kötü duyguları unutmuş gibi arkasından endişeli gözlerle bakmaya devam etti.

&&&

Aradan birkaç gün geçmişti ve Ozan'ın annesi Gülizar ameliyat olmuştu. Hastane yatağından yatarken iki oğlu da başından hiç ayrılmıyordular. Özgür annesini iyi gördüğü için mutluydu. Fakat bir yandan endişeliydi. Annesinin ilk ameliyat için aldığı para yüzünden yaşadığı bu sıkıntıyı kendi başına çözüm bulmak zorundaydı. Çünkü abisini bu işe karıştırmak istemiyordu. Yanlarından ayrıldığı an kapıda biriyle karşılaştı. Abisinin bahsettiği doktor olduğunu görünce tebessüm etti.

"Tekrar tekrar teşekkür ederiz. Sizin sayenizde annem ameliyat oldu."

"Önemli değil. Bende hastamız nasıl onu görmeye geldim." diye söyledi Demir. Gülümseyerek içeri girdi. Bol bir övgü ve teşekkür alan Demir izin isteyerek yanlarından ayrıldı. Özgür tuhaf bir şekilde aklına telefonda konuştuğu adam geldi. Kendini toparlayıp düşüncelerinden sıyrılıp kendi problemine odaklandı.

&&&

Hazal tamirhanede üstü başı yağ içinde arabanın altından tamir yapıyordu. Önüne gelen dağınık saçlarını kol dirseğiyle arkaya iteklemekle meşgul iken hiç tanımadığı bir el tarafından saçının birkaç telini kulağını arkasına yerleştirdiğini hissetti. Başını kaldırıp baktığında takım elbiseli, sert görünüşlü genç bir adam olduğunu anladı. Göz kırparak çömeldiği yerden ayağa kalkacak iken Hazal ondan önce hızlı davrandı ve bu yaptığı harekete karşılık genç adamın kulağını çekti.

"Abla ne yapıyorsun?" diyerek sitem etti genç adam.

"İnsan hiç ses etmeden gelir mi? Ödümü kopardın Yiğit."

"Sen korkar mıydın ya?" diyerek gülmeye başladı ve yine kulağında acı bir şey hissetti Yiğit.

"Abla tırnaklarını geçirme. Tamam şaka yaptım."

Erkan onları uzak bir yerden arabanın içinde seyrediyordu. Aralarındaki tartışmayı görünce farkında olmadan suratında koca bir öfke oluştu.

"Sana benden başka birinin acı vermesine izin veremem." diyerek arabadan indi Erkan. Koşarak yanlarına geldi ve Yigit'e sert bir yumruk atarak onu yere savurdu. Hazal ağzı açık bir halde bunu yapana baktı. Erkan'ın olmasına artık şaşmıyordu.

"Bir kadına ne hakla tacizde bulunursun?" diyerek bağırdı Erkan. Öfkeden ağzından çıkanın farkında değildi. Hazal onun bu söylediklerine donuk bir halde bakıyordu. Erkan ise nefes nefese kalmış bir halde tekrardan yere düşen genç adamı yakalamak üzere iken Hazal bir hamle yaparak Erkan'ın belinden tuttu. Ufak elleriyle onun koca cüssesini pek kolay olmasa da engellemişti. Hazal'ın bir anlık hareketiyle tüm dünya durmuş onları izliyor gibiydi. Kendine gelen Hazal bir hışımla ellerini ondan çekip önüne geçti.

"Sen bilip bilmeden ne karışıyorsun? Yiğit benim kardeşim kadar çok sevdiğim biri."

"Ben sanmıştım ki-" diyerek boynunu kaşıdı Erkan. Gözlerini kaçırarak başka yöne çevirdi. Yiğit'in olduğu tarafa geldi ve onu yerden kaldırdı.

"Özür dilerim ben olayı tamamen yanlış anlamışım."

"Buraların yabancısı olmalısın. Hazal ablayı tanıyor musun yoksa?" diye sordu Yiğit. Her zamanki gibi meraklı yapısını ortaya atıyordu. Hazal'ın sert bakışlarını yakalayınca sustu.

"Burada bir işin olmadığına göre kaybol." dedi Hazal net bir şekilde. Kollarını birbirine dolamış bir halde gitmesi için onun gözünün içine bakıyordu. Erkan hiçbir şey demeden çekip gitti. Yiğit ise ikisine de bakarken Hazal'ın yanına geldi.

"Hazal abla bu adam kim?"

"Lüzumsuz ve zaman kaybına sebep olan biri işte." diyerek suratını ekşitti Hazal. Sonradan aklına onu buradan uzak tutacak bir şey geldi. Adımlarını yavaş tutarak uzaktan Erkan'ın arabasının burada olup olmadığına baktı. Henüz gitmediğini görünce tek kaşını kaldırarak bir gülüş sergiledi. Dudaklarını aşağıya doğru sarkıtarak söyleyeceklerini toparladı ve polisi aradı. Tüm olanları ve rahatsız edildiğini polislere söyledikten sonra Yiğit'in de biraz önce olanlara şahitlik etmesini istedi. Yiğit bu tarz şeylerden korkmasına rağmen Hazal ablasından daha çok korktuğu için kabul etmek zorunda kaldı. Az sonra polisler tamirhaneye geldi ve Hazal ile konuştular. Erkan'ın onları gözetlediği yeri söyledikten sonra polisler onu tutukladı. Hazal ve Yiğitte yanlarına geldi. Erkan çıldırmış bir halde koluna kelepçe vurmalarından rahatsız olmuştu. Çünkü bir polis olduğu için o hep suçluları kelepçelerken şimdi boş yere onu tutuklamalarına isyan ediyordu. Bunu yapanın Hazal olduğunu bildiği için onun yüzüne nefretle bakıyordu. Polis arabasına bindirilen Erkan ise Hazal'a bakmaya devam etti. Bu bakış araba gözden kaybolana kadar sürdü. Hazal ve Yiğit ise daha sonra taksiye binip karakola geldiler.

Nezarethanenin demirliklerinde deli gibi bağırıyordu Erkan. Tüm şikayet işlemleri tamamlandıktan sonra Hazal onu ziyarete geldi.

"Neden geldin?" diye sordu Erkan.

"Yüzünü görmek için değil tabii ki. Seni durdurmanın tek yolu buydu. Eğer şartımı yerine getirirsen seni serbest bıraktırırım."

"Ne saçmalıyorsun sen?" diyerek sesini yükseltti Erkan.

BÖLÜM SONU

Biraz aksiyon ve biraz heyecan bu kitapta olmazsa olmazim. Fazla kalpsizce yazıyorum farkındayım. Merak etmeyin güzel şeylerde olacak elbet ama bu kitabın konsepti mizac değil maalesef öyle bir kitap yazmak isterdim ama benim için ekşın daha önemli😍😍😍

Yorum istiyoooruuuuuuuumm...

ONSUZ AŞK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin