27.bölüm

382 48 22
                                    

Medyadaki şarkıyı isteyen dinleyebilir😊😊 İyi okumalar🌹🌹

Az sonra Erkan lunaparka giriş yaptı. Hazal ile en son durduğu yere geldi. Gözleriyle etrafı taradı ama hiçbir yerde onu bulamadı. Elini alnına dayayıp sıkıntı ile başını yere eğdi. İçinde büyük bir korku beliriverdi. Birkaç derin nefes alma işleminden sonra etrafta koşturmaya başladı. Kalabalıkta gördüğü herkese dikkatle baktı. Tam ümidini kesmiş iken Hazal'ın sesini duydu.

"Beni mi arıyordun?" diye sordu Hazal. Kollarını arkada tutmuş bir halde tebessüm ediyordu.

"Aklım çıktı. Sana bir şey oldu sandım." dedi Erkan endişeli bakışlarla. Sonrasında Hazal'a doğru yaklaşıp omuzlarından tutup bir anda kendine çekip sarıldı ve kokusunu doya doya içine çekti.

"Sana oradan ayrılmamanı söylemiştim." dedi Erkan sitemkar bir dille.

"Biliyorum. Ben de sana geliyordum. Hem fazla abartıyorsun. Alt tarafı birkaç dakika beni görmedin." diyerek Erkan'dan kendini çekti Hazal. Karşı karşıya durmuş bir halde birbirlerine baktılar. 

"Sana peşinde bir adam olduğunu söylemiştim. Seni de kaybetmek istemiyorum. Hayat bana ikinci kez bir şans verdi. Bu yüzden senin üzerine fazla titriyorum."

"Seni anlıyorum. Beni düşünüyorsun ama bu kadar endişelenmene inan gerek yok. Kendimi korumayı pekala biliyorum."

"Ben bunların yüzlercesine şahit oldum. En cesaretli insanların bile-" dedi Erkan duraksayarak. Zihninde hiç güzel olmayan kesik kesik görüntüler canlandı.

"Ne oldu?" diye sordu Hazal.

"Yok bir şey." dedi Erkan. Dalgın bir ifadeyle bir şeye odaklanmaya çalıştı ama az önceki görüntüler bir anda silindi. Hiç hatırlanmaması gereken anılardı. Kendini silkeleyip ilerde duran pamuk şekerlere odaklandı.

"Benimle gel." diyerek Hazal'ın elinden tutup çekiştirmeye başladı Erkan. Tıpkı küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Pamuk şekerleri yedikten sonra fotoğraf çekip lunaparktan ayrıldılar.

Biraz sonra Hazal'ın evinin önüne geldiler. Erkan buruk bir ifadeyle baktı.

"Bugün her şeye rağmen çok güzeldi ve özeldi. İyiki yanımdasın." dedi Erkan.

"Evet gerçekten bugün çok ama çok unutulmazdı. Artık lunapark benim için kaybettiğimi hatırlatan bir yer olmayacak. Eskiden yalnızca çocukların anneleriyle gittiği büyülü bir yerdi ama şimdi bana göre daha anlamlı bir yer olarak zihnimde kalacak."

"Bir kez daha söylüyorum. Benim yanımdayken yaralarını göstermekten çekinme. Derdini, canını yakan ve seni üzen şeyleri bana anlat. Ben seni dinlemek için hep yanında olacağım."

"Sen ne zamandan beri beni bu kadar çok sevdin? Nasıl sevdin?" diye sordu Hazal hayran bakışlarla.

"Zaman olarak bilmiyorum. Belki ilk görüşte belki seni son görüşümde sevmeye başladım. Yalnızca bu duyguların farkına varmam fazla uzun sürdü."

"Peki ne zaman farkına vardın?" diye sordu Hazal.

"Abimle kaldığım eve geldiğin gün. O gün kafamda bir sürü soru işaretleriyle yanına geldiğimde anladım. Senin benim için ne kadar kıymetli olduğunu ve beni bu hayata bağlayan şeyin en çokta senin kokun olduğunu fark ettim."

"Kokum mu?" diye sordu Hazal şaşkın bir ifadeyle. Geçmişi hatırladı. İlk kez Erkan'ın evine gireceği zaman üzerine Derya'nın kokusunu almıştı. Şimdi ise durum farklıydı.

"Mahkemeden sonra sen giderken fularını düşürmüştün. Arkandan yetişemeyince bende kaldı. Sana vermeyi kaç kez planladım ama bir türlü olmadı. O sırada fulardan senin kokunu fark ettim. Fulara senin kokun sinmişti ve eskisi gibi yabancı gelmiyordu. Sana fularını vermediğim günler hızla çoğalırken farkında olmadan o kokuya kendimi hapsetmiştim. Bir bağımlılık gibiydi. Senle karşılaştıktan sonra yeniden fularını vermek istedim ama nasıl oldu da birden kayboldu. Hiçbir yerde bulamadım. Bir koku insana bu kadar mı bağımlılık yapabilirdi?"

ONSUZ AŞK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin