Yağmur sağanak halinde yağıyordu. Cama çarpan yağmur tanelerinin sesiyle uyandı Erkan. Yarı uyanık gözlerini ovuşturarak yataktan kalktı. Derin bir nefes alıp banyoya girdi. Ardından elini yüzünü yıkayıp havlu aramaya başladı. Yanındaki gölgeyi fark edince elinde havlu ile duran abisini gördü. Erkan havlu ile elini ve yüzünü kurulayıp havluyu yerine bıraktı. Banyodan çıkınca Demir peşinden gitti.
"Ne zaman benimle konuşacaksın?"
Erkan duraksadı ve abisine baktı. Ardından gülerek başını eğdi.
"Ne tuhaf Hazal senin masum olduğunu düşünüyor ve aramızdaki ilişkiyi onaylamadan devam etmenin doğru olmadığını söyledi ama sen ona güvenmiyorsun. Çok tuhaf değil mi?"
"Erkan artık bunun bir güvenle ilgisi yok. Ben sana bir şey olmasından korkuyorum."
"Sadece beni düşünüyorsun. Etrafındaki insanlar umurunda bile değil. Bir de doktor olacaksın." diyerek önüne döndü Erkan ve mutfağa geçti. Demir arkasından konuşmaya başladı.
"Yaptıklarım yüzünden pişmanım ama kimseye bir zarar gelmesini hiç istemedim. Utku bana-" dedi Demir duraksayarak.
Erkan hızla abisine doğru döndü. Beyninden alevler fışkıracak kadar sinirlendi. Cümlenin devamını az çok anladığı için öfkeyle elini yumruk yaptı.
"Utku kim? Akıl hocan mı? Yoksa ortağın mı?" diye sordu Erkan.
"Erkan sen ne söylediğinin farkında mısın? Utku benim 4 yıldır arkadaşım."
"Bu arkadaşı ben de tanımak istiyorum. Derya'nın ölümünü nasıl planladığınızı tek tek anlatırsınız da." dedi Erkan. Boğazı düğümlenmiş bir halde zor konuştu. Gözleri dolmak üzereydi ki kendini güçlü tutmaya çalıştı.
"Benden bu kadar şüphelenmekte haklısın yaptıklarım az şeyler değil ama Utku'nun bunlarla hiçbir ilgisi yok."
"Arkadaşına bu kadar güveniyorsan neden onu hiç görmedim?"
"Normalde benim arkadaş çevremle pek ilgili değilsin."
"Yani sonuç olarak bu arkadaşını görebilecek miyim?"
"Tamam sen istiyorsan akşam yemeğe davet ederim."
"Aramıza Hazal da katılacak yoksa yemeğe katılmıyorum."
"Peki. Sadece sen istediğin için kabul ediyorum."
"Akşam yemeğinde birbirimizi çok daha iyi tanımış olacağımızı umuyorum." diyerek mutfaktan çıkıp yukarı merdivenlere yöneldi Erkan. Odasına girip üzerini değiştirdi. Az önce planı boşa gitmesin diye kendini zor tutmuştu. Hazal'a söz verdiği için sakin olmaya çalıştı. Üzerini değiştirip hemen evden çıktı. Arabasına bindikten sonra Hazal'ın kapısına yakın bir yere geldi. Az sonra elinde şemsiye ile apartmandan çıkan Hazal'ı gördü. Arabanın camını aşağıya indirip Hazal'a seslendi.
"Günaydın." dedi Hazal gülümseyerek. Ardından şemsiyeyi kapatıp arabaya bindi. Erkan direksiyonu çevirip yola devam etti.
"Günaydın. Nasılsın?" diye sordu Erkan.
"Ben iyiyim de sen nasılsın? Abinle konuşabildin mi?"
"Evet. Bu akşamki yemeğe davetlisin."
"Ben mi? Abin kabul etti mi?" diye sordu Hazal şaşkın bir halde.
"Onu kendim üzerinden tehdit edince pekte zor olmadı."
"Çok sancılı bir akşam bizi bekliyor desene."
"Biz birlikte olduğumuz sürece hiçbir şey zor olmaz."
"Ben de buna inanarak güçlü kalıyorum." dedi Hazal. Güç alırcasına Erkan'ın elini tutup ona sarıldı. Biraz sonra Hazal'ın işyerine geldiler. Erkan istemeye istemeye Hazal'ın işe gidişini izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK #Wattys2019
Mystery / ThrillerBütün rakamlar ondan sonra unutuldu. Geriye bir tek AŞK kaldı... Erkan'ın elinden kayıp gidenlerin ardından bir tek içinde hissettiği aşk kalmıştı ve sevdiğini ölüme sürükleyen suçluyu bulmak için yaşamaya devam ediyordu. Hazal kendi halinde yaşay...