7.bölüm

525 58 14
                                    

"Bir not buldum." dedi Hazal. Erkan bir hışımla yanına gelip notu aldı ve yazıya baktığında Deryadan olduğunu fark etti. Adımlarını yavaş bir ritim tutarak pencere tarafına geçti ve okumaya başladı.

"En sevdiğim, son aşkım sana bunları söylemeye dilim varmadı. Beni kötü biri olarak görmek istemediğim için belki de söyleyemedim. Eğer bunu okuyorsan bil ki sevgilim ben artık yanında olamayacağım. Bu yaşanan hiçbir şey senin suçun değil hani hep bana melek kokulum derdin. Artık deme. Çünkü ben senin melek gibi kokan sevgilin değilim. Senin başına bela olmaktan başka sana verebileceğim bir tek aşkım vardı ama artık o da yok olabilir. Eğer yanında değilsem yalnızca seni kendi belamdan kurtarmak içindir ama ben senden nasıl ayrılabilirim ki? Erkan senden çok zor bir şey istediğimi biliyorum. Lütfen beni unut. Çünkü ikimizin de yollarını ayırmak istiyorlar. Ve ben senin için senden vazgeçmek zorundayım. Senden çok ama çok özür dilerim."

Erkan göz yaşlarını tutamadı. Yumruk yaptığı elini sıkarak kağıdı buruşturdu ve bir anda kendini yere attı. Sevdiği birinden aldığı bu not onun yarasını daha fazla deşmişti. Dizlerini kırarak yere otururken başını eğdi ve toparlanmak için ayağa kalktı. Arkası dönük olduğundan Hazal ağladığını görmedi ama onun yıkıldığını kendi gözleriyle şahit oldu. Ama notta ne olduğunu okumak istiyordu bu yüzden Erkan'ın yanına gelmek üzereyken bir anda karşı karşıya kaldılar. Erkan önüne döner dönmez Hazal ile göz göze geldi.

"Sakıncası yoksa bende okuyabilir miyim?" diye sordu Hazal.

Erkan gözlerini devirerek elindeki notu ona uzattı. Hazal aldığı notta yazılanları okudu. Deryayla ilgili bilinmeyen her ne ise onu ölüme sürüklediğini fark edebiliyordu. Ama ne olabilirdi? Bir insan hata yapınca ilk kime söylerdi? En yakın gördüğü biri kesinlikle biliyordur.

"Derya'nın en yakın arkadaşı kim? Eminim onunla ilgili her şeyi biliyordur. Çünkü Derya'nın sana söylemediği bir şey var."

"Arkadaşlarıyla konuştum. Hiçkimse bir şey bilmiyor. Derya içine kapanık biriydi. Herkese sırrını veya derdini anlatmazdı. Hep içine atardı. Bazen bana bile yabancı olurdu. Onu böyle yapan belki de kimsesizliğiydi. Ailesi olmadığı için böyle olduğunu hep düşünürdüm ama diğer arkadaşları onun gibi değildi. Buna rağmen Derya benim için hep kıymetliydi. Onu bu dünyada en çok seven bendim. Ama bana olan güveni yetersiz kalmış ki benden bile gizlediği büyük bir sırrı var. Bana hiç mi güvenmedi? " diyerek isyan etti Erkan. Telefon sesini duyunca aklına bir şey geldi. Kaza yaptıkları arabadan çıkan eşyaları bir kutuya koymuştu. O kutuyu bulduğunda hepsini yatağa boşalttı ve Derya'nın telefonunu eline aldı. Bu kez her şeyi öğreneceği umuduyla merdivenlere yöneldi. Hızlı bir şekilde koşarken arkasından Hazal da geldi. Arabayla gittiğini görünce ona yetişmek için koşarak motoruna bindi ve onu takip etmeye başladı.

Erkan bir dükkanın önünde durdu ve arabadan indikten sonra adımlarını hızlandırarak kaldırıma yürüdü. Etrafına bir göz atarken motorlu biri yanından geçip Erkan'ın elindeki telefonu kaptı ve hızla uzaklaştı. Onun arkasından bu olaya şahit olan Hazal ise tam Erkan'ın önünde durdu. Binmesi için işaret yaptığında Erkan onu indirip kendi bindi ve Hazal inat ederek arkasına geçti. Önlerinde geçen motor çok uzaklaşmadan takip ettiler. Erkan motoru adeta bir deli gibi hızla sürüyordu. Öfkesi öylesine büyüktü ki bu sırrı öğrenmeden ölmeyi istemiyordu. Bu hırsı yüzünden az kalsın birine çarpmak üzereydi ki son anda toparlandı ve bir sorun çıkmadan yola devam ettiler. En sonunda bir çıkmaz sokağa girdiklerinde Erkan motordan indi ve kaskını çıkarıp hızlı adımlarla takip ettikleri adamın önünde durdu. Genç adam motordan inmeden sürmeyi denedi ve Erkan'ın hemen sağ tarafından geçip gitmek üzereydi ki Hazal motorla önüne geçti. İyice köşeye sıkıştığı için motordan inip yeni yapılmış bir binaya girdi. Onun arkasından Hazal var gücüyle peşinden koşturdu. Erkan da yukarı çıkacak iken asansörden motorlu adamın çıktığını gördü. Genç adam Erkan'ı iteklerken telefon düştü ve farkında olmadan motoruna binip uzaklaştı. Erkan kendini toparladığında telefonun yerde olduğunu gördü. Hazal da çatıya çıktığında adamın gittiğini gördüğü için aşağıya indi ama ona yetişemeden gözden kayboldu.

Erkan ve Hazal motora binip telefon tamircisine geldiler. Dükkana girdiklerinde genç bir delikanlı başka bir müşteri ile ilgileniyordu. İşini bitirdikten sonra Erkan'a döndü ve ne istediklerini sordu. Elinde sıkıca tuttuğu telefonu çıkarıp tezgaha bıraktı Erkan.

"Bu telefonu 2 saat içinde tamir edebilir misiniz?"

"Bir sürü işimiz var. 2 saatte olmaz ancak birkaç güne."

Erkan cebinden çıkardığı polis kimliğini gösterip karşısında duran genç adama baktı.

"Bakın 2 saat içinde burada olduğuma telefon tamir edilmiş olacak. İçindeki numaralar ve arama kayıtlarının hepsi yerinde olsun."

"Başka emriniz var mıydı? Sizden benden ne istediğinizin farkında mısınız? Telefona bakmadan kayıtların silinip silinmeyeceğini nereden bilebilirim? Hem sizin polis olduğunuzun kanıtı var mı?"

Hazal bu duruma daha fazla kayıtsız kalmadı ve tezgaha doğru yaklaştı.

"Çok yanlış kişilere çattınız. Karşınızda bir avukat olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Müşteri her zaman haklıdır kuralından bihabersiniz sanırım."

Genç adam bu duruma daha fazla dayanamadı ve 2 saat içinde halledeceğini söyledi. Erkan ve Hazal birlikte dışarı çıktılar. Telefonu çalan Hazal bir işi çıktığı için motoruna atlayıp gitti. Onun arkasından Erkan uzun bir süre baktı ve aradan geçen 2 saat ile birlikte telefonu alıp arabaya bindi. Ablasının Amerikaya gitmeden önceki zamanı düşündü ve tarihlere bakarken yabancı bir numara gördü. Bir tedirginlik içinde o numarayı aradı ve bir kafede buluşmak üzere çağırdı. Erkan arabayı çalıştırdı ve kafeye gelip beklemeye başladı.

BÖLÜM SONU

Bayrama çok az kaldı millet heyecanlı mıyız?? Neyse size bayram hediyesi olarak yayımlamak istedim. Belki yine bir bölüm daha gelebilir. Sinavlarim daha bitmedi o yüzden geç yazdım.

ONSUZ AŞK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin