"Kardeşim sana bir soru sordum. Bana cevap ver." dedi Demir sert bir ifadeyle.
"Abi sen beni kıskanıyor musun?" diyerek güldü Erkan. Onun mutlu oluşunu gören Demir de gülümsedi.
"Güldüğüne göre beni baya kıskanıyorsun. Merak etmene gerek yok ömür boyu senin dibinden ayrılmayacağım." dedi Erkan göz kırparak.
"Benim tek isteğim sen mutlu ol."
"Soruna gelirsek Hazal için başta çok kötü biri olduğunu düşünüyordum ama onu tanıdıkça ne kadar cesaretli ve azimli olduğunu gördüm. Ama bir yandan da hiçkimseye göstermediği bir yanını fark ettim. Acısını benim gibi dışa vurmak yerine içinde yaşıyor. Bunu pek yansıtmıyor hatta bazen duygularını bile göstermemek için büyük bir çapa harcadığını düşünüyorum. Onunla iki yıldır görüşmedim ama bugünlerde de hiç değişmediğini fark ettim. Onun diğer insanlara göre farklı olduğunu düşünüyorum. Başkaları gibi sahte bir yüz ifadesi takınmıyor ve ne olursa olsun dürüst biri."
"Senin için farklı olması bir anlam ifade ediyor mu?" diye sordu Demir ürkek bir halde.
"Bilmiyorum. Sadece tek bildiğim diğerlerinden farklı biri." dedi Erkan başı eğik bir halde. Demir'in son sorduğu soru ile kafasını kaldırıp ona şaşkınca baktı.
"Peki Deryadan da mı farklı?" diye sormuştu Demir.
"Abi tamam artık." dedi Erkan sert bir yüz ifadesiyle.
"Bu konuyu açmamalıydım. Özür dilerim." dedi Demir. Neyseki aralarındaki bu tartışma fazla uzun sürmedi.
***
Sabah olduğunda Hazal cezaevinin kapısından içeri girdi. Az sonra gardiyan ile birlikte Buğra geldi. Aralarında bir cam vardı. Hazal sandalyeye oturup yan tarafında duran telefonu eline aldı. Aynı şekilde Buğra da yanında duran telefonu aldı ve kulağına getirdi.
"Telefonda konuştuklarında ciddi miydin?" diye sordu Hazal.
"Sana kendi canımın üzerine yemin ederim ki onu ben öldürmedim. Diğer her şeyi yaptım ama Derya'nın canına kıymak gibi bir düşüncem hiç olmadı. Bana tuzak kurdular. Lütfen inan bana doğruyu söylüyorum." dedi Buğra gözleri dolmuş bir halde.
"Bu davayı alamam." dedi Hazal net bir şekilde.
"Hazal lütfen bana yardım et. Kendimi burada hiç güvende hissetmiyorum. Seninle bu konu için görüştüğümü bilmeleri hiç iyi olmayacak. Birisi benim hakkımda bilgiler sızdırıyor. Seninle daha önceden konuşmayı denedim ama buradakilerden biri beni tehdit etti. Buradan çıkmak için çabalarsam öleceğimi söyledi. Sonra aramızda tartışma çıkınca gardiyan onu başka yere gönderdiler ama onun yerine başka biri geldi. Onun da bana olan bakışları hiç iyi görünmüyor. Eminim gerçek katilin işi bu. O her şey açığa çıkmaması için uğraşıyor." diyerek sözünü bitirdi Buğra. Bunları söylerken arada sesi titriyordu ve yüzü korkudan bembeyaz kesilmişti. Şuan burada onlardan başka kimsenin olmaması Buğra'yı rahatlatmıştı.
"Peki, katilin kim olabileceğine dair aklında biri var mı?" diye sordu Hazal.
"Hayır ama Erkan'ı tanıyan biri olabileceğini düşünüyorum."
"Peki, seni tehdit eden adamın ismini ve soyismini biliyor musun?" diye sordu Hazal.
"Naci Ersoy." dedi Buğra. Güçlü bir hafızası olduğuna bir kere daha sevindi.
"Tamam ama sana doğrudan yardım edemem. Eğer bu dediklerin doğru çıkarsa dolaylı olarak gerçek suçluyu arayacağım." diyerek konuşmayı bitirdi Hazal. Cezaevinden ayrıldıktan sonra işyerine geri döndü. Bürosuna geldikten sonra birkaç dakika sonra en yakın arladaşı Selin içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK #Wattys2019
Mystery / ThrillerBütün rakamlar ondan sonra unutuldu. Geriye bir tek AŞK kaldı... Erkan'ın elinden kayıp gidenlerin ardından bir tek içinde hissettiği aşk kalmıştı ve sevdiğini ölüme sürükleyen suçluyu bulmak için yaşamaya devam ediyordu. Hazal kendi halinde yaşay...