13.bölüm

483 55 5
                                    

"İyi misin?" diye sordu Erkan.

Hazal başını evet anlamında sallayarak kendini geriye doğru çekti. Gözlerini kaçırarak ona bakmadan masada duran suyu içti. Kendini toparladıktan sonra Erkan öfke ile ayağa kalktı. Onun arkasından Hazal da bir hışımla yerinden kalktı.

"Bunun bedelini ödeyecekler." diyerek dişlerini sıktı Erkan.

"Sakin ol. Eğer böyle yaparsan onların istediği olmuş olur. Lütfen otur ve beni dinle."

Erkan kafasını çevirip ona baktı. Hazal'ın ısrarcı bakışlarına gözleri kaydı. Pes ederek masaya oturdu. Bu kez öfke ile yapacaklarından kendi bile korkuyordu. Çünkü intikamını almadan ölmek istemiyordu.

Uzun uzun Hazal yapacakları planı anlatmaya koyuldu. Pür dikkat onun her ağzından çıkana odaklanan Erkan ise son duyduğu ile gözleri yerinden fırlayacak gibi oldu.

"Bu riskli olmaz." diyerek kestirip attı Erkan.

"Ne demek olmaz? Sebep ne?" dedi Hazal anlamsız bakışlarla.

"Çünkü kendimden başkasının hayatını tehlikeye atmayacağım."

"Tehlikede olmayacağım ki. Sadece-" dedi Hazal ve araya Erkan girdi.

"Olmaz dedim." diyerek kafeye terk etti Erkan.

Hazal ise onun arkasından baka kaldı. Sinirle önünde duran kahve fincanını geriye iterek kollarını birbirine doladı. Sinirle saçlarını kulağının arkasına alarak düşünmeye başladı.

"Sen bu planı kabul etmesen de ben yapacağım." diyerek kafeden ayrıldı Hazal.

&&&

Yatağa uzanıp dün olanları hatırladı Erkan. Kafası karışmıştı. Bir şeyler yapacaktı ama nasıl bir yol izlemesi gerektiğini bilmiyordu. Zekice bir plan kurmalıydı ki melek kokulusu rahata kavuşacaktı ve bir an önce onun yanına gidecekti. Daha iyi düşünmek için odadan çıkıp evde tur atmaya başladı. Temiz hava almak için bahçeye çıktığında Hazal'ın planı aklına geldi ama riskliydi. Birini kullanarak asla intikam almayacağı için bunu kabul etmemişti.

Hazal ise dün gittiği kafeden uzakta bir sokak arasında düşünceli bir halde yürüyordu. Telefonunu çıkarıp saate baktı ve yabancı bir numarayı arayıp konuştu. Yanından geçen boş taksiye binip eve gitti. Üzerine daha resmi bir kıyafet giydi ve saçını topuz yapıp apartmandan çıktı. Kimseye gözükmeden az önce çağırdığı taksiye binip lüks bir evin önünde indi. Az sonra kendinden emin adımlarla tadilat içerisinde olan evin merdivenlerini çıkıp kapıya yöneldi. Kendini adeta başka bir kimliğe bürümüş bir halde siyah renk şeritli gözlüğünü taktı. Burası aslında çok yakın bir arkadaşının eviydi. Satmak için alıcı arıyorken şans eseri o adamın bu eve talip olduğunu öğrenmişti. Zaten her şey bu sayede planlanmıştı.

Az sonra kapı zili çaldı. Hazal içinde yaşadığı gerginliği bırakıp sakin kalarak kapıya yöneldi. Derin bir nefes alıp vererek kapıyı açtığında genç bir adamla karşılaştı. Koyu kestane saçlarını geriye savurarak gözlerini Hazal'a dikti. Ela renginde olan gözleri ve beyaz teni ile oldukça dikkatleri üzerine toplayan bir hali vardı. Fakat bunu bozan tek şey sağ koluyla tuttuğu değnekti. Uzun bir süre ona yoldaşlık edecekti. Hazal bu sakatlanma olayının da Derya ile ilgisi olacağını düşünüyordu.

"Merhaba ben Hazal Sönmez. Ev sahibinin asistanıyım. Kendisinin işi çıktığı için beni gönderdi."

"Evet öyle bir şey telefonda söylemiştiniz." dedi genç adam umursamaz bir tavırla. Sonra yeniden önüne dağılan saçlarını arkaya iterek havalı bir şekilde ismini söyledi.

ONSUZ AŞK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin