Az sonra Hazal apartmana girmek üzereydi ki bir anda karşısına çıkan birine baktı. Gözleri şoktan kocaman olmuştu. Babası ile karşılaşacağını hiç ummuyordu. Gözlerini kırpıştırıp olduğu yerde durdu.
"Ba-ba." dedi Hazal kekeleyerek.
"Bu saatte neden dışarı çıktın?" diye sordu Asım usta.
"Aşağıdan ses duyunca merak edip baktım. Neyseki bir sorun yok." diyerek zoraki gülümsedi Hazal ama içinden yüzlerce kez babasından özür diliyordu. Buruk bir ifadeyle başını çevirip içeriye girdiler.
Erkan ise kafasını alt üst eden notla merkeze geldi. Bütün olan biteni Mert'e anlatıp notu verdi.
"Önce parmak izi var mı yok mu bakmalıyız." dedi Mert.
"Parmak izinin hala orada olduğunu sanmıyorum ama şansımızı deneyelim." dedi Erkan düşünceli bir halde. Kafasında birçok soru işareti vardı.
"Ben hemen bizimkilere bu kağıdı vereyim. Yarın erkenden sonuçlar çıkar." diyerek oradan ayrıldı Mert.
Sabah olduğunda Hazal dalgın bir halde apartmanın kapısını açıp dışarıya çıktı. Aklı ise hala dün gecedeydi. Kafasını karıştıran düşünceleri bir kenara bırakıp iki elini cebine attı. Etrafa dikkatlice baktı. Gözleri Erkan'ı arıyordu. Az sonra attığı adım ile bir ses duydu. Arkadan gelen bir öksürük sesine odaklandı.
"Beni nasıl görmezden gelirsin?" diye sordu. Bu sesin Erkan'a ait olduğunu anlayınca gülümseyerek ona doğru döndü Hazal. Her şey bir anda uçup gitmişti ve onu görmenin mutluluğu ile yanına gidip karşısına geçti.
"Ben mi seni görmedim?" diye sordu Hazal. Kendinden emin olamamıştı.
"Evet tam burada durmuş seni beklerken önümden geçtin. Çok dalgındın. Beni düşünürken beni fark etmemen çok komik değil mi?" diye sordu Erkan gülerek. Ortamı yumuşatmaya çalıştığı her halinden belliydi. Hazal da bunun farkındaydı. Sağ elini cebinden çıkarıp Erkan'ın ceketini düzeltti ve başını kaldırıp onun gözlerinin içine baktı.
"Seni düşündüğümü nereden çıkartıyorsun? Bakıyorum da egomuz tavan yapmış." dedi Hazal tek kaşını kaldırarak.
"Çünkü benden başka birisini düşünüyor olamazsın."
"Doğrusu bu kadar kendinden emin olmana şaşırdım. Aklımda bir sürü şey var ama tek sen yoksun."
"En iyisi konuyu uzatmayalım."
"En iyisi. Bu arada dün ne yaptın?" diye sordu Hazal.
"Yolda anlatırım." dedi Erkan sert bir yüz ifadesiyle.
Arabada ikisi de suskundu. Hazal camdan dışarıya bakmaktan sıkılmıştı ve neler olup bittiğini öğrenmek istiyordu.
"Anlatmayacak mısın?" diye sordu Hazal.
"Bir şey bulamadık. Hiçbir kanıt yok. Başka bir not daha aldın mı? Benden gizlediğin başka bir şey yok değil mi?"
"Ne demek istiyorsun Erkan?"
"Neden lunaparktayken nottan bahsetmedin? Bir anda fikir değiştirip dün gece söylemene anlam veremiyorum. Yoksa bana güvenmiyor musun?"
"Ben sadece o günü mahvetmek istemedim. Hem o an çok şaşkındım ve ne yapacağımı bilemedim. Korktum." dedi Hazal sesi bir anda endişeli ve ağlamaklı çıkmıştı. Erkan arabayı müsait bir yerde durdurdu. Az önce sesini yükselttiği için pişman olmuştu. Hazal'a doğru yaklaşıp elini onun başında tutarak sarıldı. Hazal'ın başı tam onun göğsünün hizasındaydı. Kendi çenesini de Hazal'ın başının üzerine bırakıp derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK #Wattys2019
Mystery / ThrillerBütün rakamlar ondan sonra unutuldu. Geriye bir tek AŞK kaldı... Erkan'ın elinden kayıp gidenlerin ardından bir tek içinde hissettiği aşk kalmıştı ve sevdiğini ölüme sürükleyen suçluyu bulmak için yaşamaya devam ediyordu. Hazal kendi halinde yaşay...