12.bölüm

551 56 7
                                    

Yanına yaklaşarak onun kolunu yatağın üzerine bırakırken Erkan yavaşça gözlerini açmaktaydı. Hazal'ın yüzünde koca bir korku oluştu. Bir anlık heyecan yüzünden eli ayağı birbirine dolandı. Ne yapacağını şaşırdı. Son anda aklını başına toplayarak dikkatli ve sakin bir şekilde tüm bedeniyle yere çömeldiğinde yalnızca eli yatağın üzerinde kalmıştı. Kalbi deli gibi atmaya başlayınca kendini sakinleştirdi. Hızlı bir şekilde elini geri çekmek üzere atağa geçtiği sırada Erkan ondan önce davrandı ve onun elini sıkıca tuttu.

"Beni bırakma." diyordu Erkan.

Bu iki çift söz ile ağzı açık duyduklarını sindirmeye çalıştı Hazal. Kulaklarının yanlış işittiğini düşünmeye başlamak üzereydi. Gerçekten ne olduğunu anlamak için yavaş ve ürkek adımlarla kafasını kaldırırken yutkundu ve Erkan'ın gözleri kapalı bir halde sayıkladığını gördü. Elini ise sımsıkı tuttuğu için gitmekte zorluk çekiyordu.

"Derya seni seviyorum." dedi Erkan. Bu sözler ağlamaklı bir halde ağzından çıkmıştı ve sesi titremişti.

Hazal'ın ise farkında olmadan gözleri dolmuştu. Elini ondan çekmeyi başarınca arkasını dönüp gitti. Kendi kendine kızarak yürümeye devam etti. Az önce kalbinin patlayacak gibi hızlı atması yüzünden öfkelenerek göğsüne vurup durmaya başladı. Gözlerinin içinden taşmak üzere olan yaşları elinin tersiyle sildi. Ardından kendini toparlayıp onu bekleyen anneannesinin yanına gitti.

&&&

Üzerini değiştirdikten sonra yerinden kalktı Erkan. Acil odasına abisinin gelmesine bakıp umursamadan gitmek üzereydi ki kolunda bir el hissetti. Başını kaldırıp baktığında abisinin kızgın bakışlarını görebiliyordu. En az onun kadar öfkeli Erkan da derin bir nefes aldı.

"Sana söylediklerim yüzünden benden nefret etmeni istemiyorum. Senin iyiliğin için gizledim çünkü bu hikayede üzülenin sen olacağını biliyordum."

"Genç biri hayatını kaybetti. Bu hiç mi üzücü değil?" dedi Erkan gözleri dolmuştu. Titreyen sesiyle başını çevirdi.

Demir donuk bir halde bakıyordu. Ne hissettiği belli olmayan bir tavır takınarak konuştu.

"Belki de herkes yaptığı hatanın bedelini ödüyordur. Nereden bu kadar emin konuşabiliyorsun? Derya senden bir şeyler gizlediği halde ona hala nasıl güvenebiliyorsun?"

Erkan şaşkın bir ifade ile abisine dönüp baktı. Hayretler içinde dinliyordu. Sonra gördüğü rüyayı anımsadı. Derya hiç ölmemiş gibi yanındaydı. Abisinin söylediklerini kulak asmayarak odadan gitti. Bir yandan duydukları kafasını kurcalıyordu. Gerçekleri kesin olarak nasıl öğrenebileceğini düşündü. Geçen sefer buluşmaya gideceği adam da belki bir sürü boş şey söyleyecekti. Zaten tuhaf olan da buydu. Önceden buluşmak için kafeye gelen Gürkan'ın söyledikleri ile abisinin söyledikleri arasında bir tutarsızlık vardı. Gürkan'ı tehdit eden adam öldürdüklerini düşündükleri kişi ise abisinin anlatımına göre Deryadan para isteyen kişi dayısı denilecek adam ile aynı kişi olabilir miydi? Büyük ihtimal Gürkan bu adam ile konuşuyordu. Aralarında bir anlaşma yapmış olabileceklerini düşündü.  Ama emin olamıyordu. En önemlisi Gürkan ile Derya aynı koleje mi gitmişlerdi? Bunu öğrenmeliydi. Önce buradan başlamaya karar verdi. Okula gidip kayıtları incelemek için müdür ile konuştu ama izni olmadığı için hiçbir şey yapamadı. Aklına Mert geldiğinde ona telefon açıp tüm bu olanları anlattı ve ondan yardım etmesini istedi. Mert okula gelip merkezden aldığı belge sayesinde müdür öğrenci kayıtlara bakmaları için izin verdi. Erkan lise kayıtlarının hepsini kontrol etti ve hiçbirinde Gürkan'ı göremedi. Yalanın ortaya çıkmasıyla Erkan öfke içinde odadan dışarı kendini attı. Mert yanına gelip onu sakinleştirmeye çalışsa da nafileydi.

ONSUZ AŞK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin